Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '10

 
Kategori
Spor
 

Üç Müthiş Kaleci Bol Küfür Golsüz Bir Maç

Üç Müthiş Kaleci Bol Küfür Golsüz Bir Maç
 

Eski ismiyle Dolmabahçe Stadı’nın müthiş manzarası, bir bahar akşamının güzel havası ile bütünleşince ortaya bir futbol karşılaşması için en elverişli atmosferlerden biri çıktı dün akşam.

Büyük maçlar öncesi kadro sürprizlerine alıştığımız Mustafa Denizli, Trabzonspor karşısında da biraz bu huyundan biraz da kadrodaki eksiklikler nedeniyle orta alanda Ernst, Fink ve Uğur’a şans verirken Yusuf’u ilk yarı boyunca sol açık bölgesinde oynatarak bu özelliğini bir kez daha göstermiş oldu.

Konuk ekipte ise Teofilo ve Umut ilk kez yan yana oynama fırsatı bulurken, Alanzinho ve Colman teknik direktör Şenol Güneş’in, forvetlerin açtığı koridorlardan ilerlemesini umduğu, sürpriz gol ayakları olarak sahadaydı.

Teknik adamların bin bir olasılığı hesaplayarak kurdukları sistem ve oluşturdukları kadrolar onların maçı kazanmayı ne denli istediklerini gösteriyordu ancak maçın başlamasından son düdüğüne kadar geçen sürede iki takım futbolcularının, teknik direktörlerin beklentilerini sahaya hiçbir şekilde yansıtamamaları, karşılaşmada gol perdesinin hiç açılmamasına neden olduğu gibi izleyenlere de vasat bir futbolun ötesinde bir gösteri sunmamış oldu.

Dün akşam maçın başladığı skorla tamamlanmasının iki nedeni vardı: iki ekipte de kendilerinden gol pozisyonu hazırlaması beklenen futbolcuların kabuğuna çekilmesi ve gerek ilk gerekse ikinci yarıda savunmaların anlık hataları sonucu oluşan net pozisyonlar da kalelerinde devleşen kalecilerin eldivenlerinde erimesi. Bu beraberlik, bir yandan Beşiktaş’a şampiyonluk, Trabzonspor’a da Avrupa kupaları yolunda önemli bir puan kaybı oldu ancak maçın her iki taraf için de gidip geldiğini düşünürsek alınan birer puanın takımların hedeflerinden kopmamasını sağladığını da söylemek mümkün.

Küfürler Hiç Yakışmadı

Başta da söylediğim gibi dün akşam İnönü Stadı’nda müthiş bir atmosfer vardı; güzel bir hava, tablo gibi bir manzara ve dolu tribünler. Ancak bu güzel atmosfer, maçın seksen beşinci dakikasından sonra yerini tam bir çirkinliğe bıraktı; nedeni de hep bir ağızdan söylenen küfürlü tezahüratlar. Evet, itiraz edilen pozisyonda elle oynama olabilir, pozisyon ceza sahasında da olabilir ve maçın son anları da olabilir ama bunlardan hangisi ekranları başında maçı izleyenlerin veya tribündeki futbolcu eşlerinin, haydi hepsini bir kenara bırakın Polis Haftası nedeniyle on okuldan gelen yüz çocuğun önünde ağza alınmayacak kelimelerin söylenmesinin gerekçesidir?

Toplum olarak futbola bakışımız maalesef sadece bu oyunun bizim için bir mutluluk kaynağı olmasından ibaret. Bu nedenle futbolu sadece bizi mutlu ettiği zamanlarda seviyoruz, aksi durumlarda ise gözümüz rahatlıkla dönebiliyor. Bir maçtan beklentimiz de sergilenen iyi futboldan ziyade üç puanı almak. Yoksa maç boyunca önemli bir pozisyon yakalayamamış bir takımın puan kaybını nasıl olur da maç içindeki bir karara bağlayabiliriz?

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..