Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '12

 
Kategori
Yolculuk
 

Uçak yolculuğu yaşama verilmiş bir ara olduğu için çok keyifli...

Uçak yolculuğu yaşama verilmiş bir ara olduğu için çok keyifli...
 

Bu sabah gazeteleri okurken rastladığım bir yazı dikkatımı çekti. Köşe yazarı yazısında uçak yolculuklarında başlayan internet uygulamasının hiç hoşuna gitmediğini yazıyordu. Yazar uçak yolculuklarının özellikle uzun süreli yolculukların hayata verilmiş zoraki bir ara olduğunu ve bunun günümüz yoğun yaşamında çalınmış süreler olarak iyi değerlendirildiğinde çok keyifli olacağını vurguluyordu.

Bu yazı beni yıllardır yaptığım uçak yolculukları ile olan anılarıma götürdü bir anda. Küçük kızımın yurt dışında müzik eğitimi sebebiyle uzun yıllardır uçak yolculuğu yapıyorum. Önceleri bu yolculuklar kızımla ve Avrupa içinde oldu. Daha sonra o büyüyüp A.B.D ye yerleşince yolculuklarım tek başıma olmaya başladı. Kızmla yaptığım yolculuklar pek hayata verilmiş ara sayılamaz. Zira yanınızda küçük sayılabilecek bir çocukla seyahat ederken onun sağlığını, beslenmesini, dinlenmesini düşünmek zorundasınız. Kısacası annelik uçağa binince ara vermiyor ne yazık ki. Aksine daha da artıyor. Ne zaman ki kızım biraz büyüyüp Paris'te tek başına kalmaya başladı, ben de tek başıma yolculuğun tadına varmaya başladım.Gerçı o zaman ki yolculuklarım Avrupa içinde olduğu için 3 veye 3.5 saat ile sınırlı idi ama gene de yaşamdan koparılmış tamamen size ait bu süre çok keyifli idi. Uçağa binerken çantanıza koyduğunuz kitap veye dergi ama genellikle ben kitabı tercih ediyorum, çok acıkmış, susamış bedeninizin tatmini gibi büyük bir haz veriyordu okurken. Çantamda çok sevdiğim bir yazarın henüz okumadığım kitabı ile uçağa binerken heyecandan titriyordum adeta. Bu arada uçak kalkıp siz kitabınızı okumak için açtığınızda yanınızda oturan ve yolculuk süresince sizinle çene çalacağını uman beyefendinin hayal kırıklığı görülmeye değerdi. Kitabınızı okumaya başladığınızda önce 'Ama siz şimdi kitap mı okuyacaksınız ' diye tepkisini belli eden ve daha sonra da omuzunuzun üzerinden okuduğunuz kitabın konusunu anlamaya çalışan ,sonra da ümidini kesip size sadece hostesin verdiği çay veye kahveyi servis yapan kişilere çok rastladım.

Kızım Üniversite eğitimi için A.B.D ye ve daha sonra Kanada'ya. gittiğinde ben de uzun süreli uçak yolculuklarına ve uzun süreli yaşama ara verme seanslarına başlamış oldum. Tabii uzun süreli yolculuk demek yanımda okuyacağım kitap sayısının artması demekti. Gerek yanımdaki kitap ve dökümanlardan, gerek de yaşımın artışı nedeniye kabin bagajım ve el çantam daha da büyümüştü ama uçakta yerime oturup yerleştikten sonra bunların bir önemi yoktu.Uçakda yerime oturunca uzun bir süre benim oluyordu. Uçağın kalktığı veye varacağım ülkeden uzak, bambaşka bir alemde ve kitaplarımla.beraberdim. Gerçı uçak ineceğine yakın aktarma yapacağım uçağa yetişme kaygısı beni sarıyordu ama ,iniş süresine kadar benim yapabileceğim ve değiştirebileceğim hiçbir şey yoktu.Uslu uslu yerimde oturup kitabımın ve yanında verilen kahvenin tadına varmaktan başka.

Sanıyorum ki yeni uygulamaya başlanan uçata internet uygulaması beni yazarımız kadar etkilemez. Zira ben kitap okumak kadar yazmayı da çok seviyorum. Uçakta internet olması demek, benim de yazılarımı rahatlıkla yazıp, yollayabileceğim anlamına geliyor. Demek ki ben uçakta hem kitap okuyup, hem de yazacağım. Çok harika değil mi? 

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..