Üçüncü gün

Evlilikle sakızın ne ilgisi olur demeyin, varmış.

Sakız gerekli değilmiş, çiğnenmese de olurmuş. Sakız baştan tatlı olurmuş da sonradan acılaşırmış. Çürüyen sakız yapışkan olurmuş. Sakızın tadını ancak çiğneyen bilirmiş. Sakız ve evlilik çene kemiklerini güçlendirirmiş. Sakız çiğnerken başka bir şey yiyemezmişsiniz. Sakız sigarayı bırakmak için çiğnenirmiş. Aşk evliliği, hakiki damla sakızı gibi olurmuş.

Birkaç kadın bir evin önündeki yıkık duvarın üstüne oturmuşlar sohbet ediyorlar. Orta yaşlı olanı:

-Geçen gün bizim herife, yakın zamanda bana hiç sıcacık bir laf etmedin dedim. Herif bana ne dese beğenirsiniz. “ İşte söylüyorum, cehennemin dibine git” dedi. Gülüştüler.

Daha yaşlıca olanı söz aldı:

-Ben de geçen gün bizim adama, bir kadın kocasını milyoner edebilir mi diye takıldım. Benimki ne cevap verse beğenirsiniz. “Kocası daha önce milyarderse evet” dedi. Kahkahayla gülüştüler. Kahkahalardan sonra bir de dönüp etrafa baktılar, bizi dinleyen, gören var mı diye.

Sözü bu kez şehirden gelen, kısa kollu bluz giyen Fatoş aldı:

-Ayol kardeş, medeni kanun değişti. Artık bundan sonra kadın erkek eşit olacak. Artık ev işlerine erkekler de yardımcı olacaklar. Örneğin ben geçen gün kocama ”Şekerim bundan sonra çamaşırları sen yıkayacaksın” dedim. Birinci gün baktım bizimkinde hiç hareket yok, bir şey yaptıysa bile ben göremedim. İkinci gün baktım gene bir şey yok. Üçüncü gün baktım, benim bey evin bütün çamaşırlarını yıkamış. Asmış kurutmuş. Üstelik tümünü de bir güzel ütülemiş.

Sonra kasabadan gelen Hülya söze karıştı:

-Ayy...! Haklısın Fatoş kardeş. Artık bu erkeklere dur demenin zamanı çoktan gelip geçti kardeşim. Ben de geçenlerde televizyonda izledim. Artık kadınlarla erkekler eşit olacaklarmış. Onlar da bizim ayaklarımızı yıkayacaklarmış. Boşanırsak kazandığımız mallar eşit olarak paylaşılacakmış. Ben de geçenlerde kocama ”Hayatım bundan sonra evimizin yemeklerini sen yapacaksın. Şimdiye kadar ben yaptım. Saçımı süpürge ettim” dedim. Bizimki önce duymamış gibi yaptı. İlk gün baktım, bir şey göremedim. İkinci gün baktım gene bir şey göremedim. Ama üçüncü gün baktım benim bey sabah kahvaltısını hazırlamış öğle ve akşam yemeklerini de yapmış.

Sonunda yeni evli köylü kızı Fatma söz aldı:

-Siz ne deysiz be hanımlar. Televizyonda anlatılanları ben de dinledim. Ben de geçenlerde benim beye “Ula Memet bundan sonra bulaşıkları sen yıkayacan” dedim. Birinci gün baktım hiçbir şey göremedim. İkinci gün baktım gene hiç bir şey göremedim. Üçüncü gün ise, sol gözüm birazcık açıldı, demiş.

Sahi, siz ne yaptınız?

Sevginin en değerlisini tattıran, aşk ateşinin en içten olanını yaşatan, uğruna dağlar deldiğimiz, çöllere düştüğümüz kadınlarımıza selamlar, sevgiler.