Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '07

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Ucuz yaşamlar ve ardındakiler

Ucuz yaşamlar ve ardındakiler
 

Neden sonuç ilişkilerini sorgulamak, ezberci/hazır yaklaşımların dışında bir ele alışı gerektirir. Biraz düşündüğümüz zaman tek bir sebebin, tek bir failin, tek bir sonucun meydana gelmediğini özellikle sosyal bilimler açısından bunun mümkün olamayacağını görebilir ya da biliriz. Peki nedir bizi tarihin tanıdık duraklarına tekrar tekrar sürükleyen?

Dink cinayetini degerlendiren yazilara baktığımızda, bir çok buyuk kalem (!) benim acım daha büyük dercesine soyunuyor yazı yazmaya. Yaşanan kaybın üzüntüsünü duyarken tarif edemedikleri acıyı dile getiriyorlar. Her zamanki refleksif ruh halimiz tekrar ortaya çıkmış oluyor böylelikle. Kaza öncesi gerekli duyarlılığı göstermeyenler kaza sonrası kaybedilenin başında ahlar vahlar ağlaşmaya başlıyorlar. Hep aynı hatayı yaparak ne kadar samimi olabiliyoruz giden için, gidenler için… (Bunun dışında 'acaba sıra bana gelmis olabilir mi'nin tercümesi olarak telakki edilebilecek korkuların ittiği yapay duyarlılık başlı başına bir mevzu olarak degerlendirilmelidir).

Toplumun genel ideolojileri bağlamında bir kaç sebebi sorgularsak; toplumun gecmisinde ciddi bir levent/asker kulturu var. Militarizm, bu toplumun en buyuk referanslarindan, en buyuk kulturel zeminlerinden biri.

Hrant Dink olayindaki radikal soylemlere baktiginizda milliyetci duygularin isigi (!) altinda her zaman sehitlerin yerde kalan kani ile mesela 'bir ermeni'nin olumu seklinde ifade bulan bir kiyaslama soz konusu oluyor. Kiyaslamalar ideolojilerin en buyuk dayanaklari arasinda yer alir. Cunku orada, soz konusu olan ideoloji hangisiyse onu in$a eden temellerin en hassas noktalarina gonderme yapilir. Buradan hareketle 'hassas noktalar'imiza dokunma olarak tanimlanan savunma mekanizmalarinin pratikteki ciktilarini gormemiz daha kolay olabilir.

Ayrica web'deki asiri milliyetci internet sayfalarina goz attiginizda bu tur sitelerde asker kokenli kimliklere rastlayabilirsiniz. Asker kokenliler, genclige hitabedeki 'muhtac oldugun kudret damarlarindaki asil kanda mevcuttur' gibi soylemlere radikal bicimde sariliyor ve paylasiyorlar.

(İnsanı insan yapan kriterlerin enfes bir yorumu için Kadir Cangızbay’ın “Bir Kavram Olarak ‘İnsan Hakkı’” adli makalesi okunabilir.)

Hrant'in isaret ettigi gibi: bazi meselelerimizi tabulastiriyoruz, onları tezgaha yatırıp tartismadikca sorunlarimiz oradan turemeye devam edeceklerdir...

Sorulacak sorular çok: 301 vb'lerini ortadan kaldirmakla beraber samimi hesaplasmalari kapsayan bir tartisma kulturu insa etmek zorunda degil miyiz?

Ayrica bir ülke toprağı birilerinin mulkiyetinde veya tasarrufunda olabilir mi? kendilerini mulk sahibi, mevcut olani kendi tekellerinde goren zihniyetleri ne yapmali?

İki buyuk dusunurden iki güzel ifade:

“Uygarlığımızın derdi kendini sorgulamayı bırakmış olmasıdır.” Cornelius Castoriadis

“Soru sorma sanatını unutan ya da bu sanatın kullanılamaz hale gelmesine izin veren hiçbir toplum, kendini kuşatan sorunlara cevap bulabileceğine (çok geç olmadan ve cevaplar ne kadar doğru olursa olsun önemlerini yitirmeden) güvenmemelidir.” Z. Baumann

 
Toplam blog
: 4
: 396
Kayıt tarihi
: 01.01.07
 
 

Sosyoloji bölümünü bitirdim. Şu anda bir sivil toplum kuruluşunda çalışıyorum. Sosyal bilimlere..