Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '12

 
Kategori
Güncel
 

Ucuzluktan utanmıyor musunuz?

Ucuz mal almayı pek severim, “İşportacı ruhu var bende!” derim; ne alırsan bir lira, üç lira, beş lira… Alır alır sepete koyarım!

O aldığım ucuz malları kullandığım yerler mutlaka ev içi olur: Beş liraya aldığım tişörtü ev içinde kullanırım, bir liraya aldığım temizlik bezini de keza…

Kullanır kullanır atarım!

Şöyle bir kendime gelişlerim de vardır: Bir lira, beş lira, on beş liraları toplasan da adam gibi düzgün bir şey alsan!

Cıkkss! Onun yeri ayrı, ucuz işportanın yeri ayrı!

******

İnsanın ucuzunu pek sevmem!

İşporta malda gözüm kalır ama insanın işportasına dayanamam!...

Böyle bir ilahi adalet var, sanırım, ya malın iyisinde gözün olur, ya insanın!

Hepsi bir arada olsun ister insanoğlu, elbet, lakin şartlar sınar durur!

İlle de birisini seçmen gerekir bazen, içinden ilk geçen gerçek tercihindir; vallaha bu sensindir!

******

Siyasetin ucuzunu da sevemedim; üstüme beş liralık tişört giyebilirim ama beş lira değerinde siyasete tahammül edemeyebilirim!

Tercih meselesi, bir nevi…

Misal, en demode giysileri giyerek sokağa çıkabilirim, en ilkel şartlarda yönetilmeyi hazmedemem; misal: Dere ağızlarına ev yapılması sakıncalıdır. Lakin Toki yapar, satar, ev alıyorum diye insanlar canlarından, tırnaklarında sakınarak birikim yapar ve bir anda ölür giderler!

“Beklenmedik bir yağış oldu”

Tüm açıklama bu!

******

Uçak problem değil, maliyeti başbakanın kendine aldığı uçaklarla kıyaslanamayacak kadar ucuz, içinde iki kişi vardı, var olmaya devam etselerdi, ülkeye katkı babında kaç başbakan ederlerdi!

******

Yapılan yerler yıkılıyor, on beş- yirmi yıl öncesi değil, az bir zaman öncesi yapılmıştı, yıkım sırasında çökme oluyor, işçiler ölüyor, yaralanıyor; birilerinin canı ille de yanıyor ama açıklamalarda “Pek doğal” deniliyor!

İnsan hayatı, şekerim, böyle ucuzken ihaleler adrese odaklı oluyor!

*****

Yani; halkı gerçekten ilgilendiren kaç konu halkoyuna sunuldu? Eğitim sistemi değiştirildi, aklı selim olanlar “Olmaz” larını ortaya koydu; sonuç: Vallaha hiçbir yetkili dinlenmedi! Yasalaştı, geçti!

Kaç çocuk olumsuz etkilenir, kaç aile sıkıntıya girer, eğitimcilerin fikirleri ne, ebeveynlerin düşünceleri…

Hiç sorulmadı!

******

Köprü inşası, misal; başladık, tamam!

Kaç kişi sıkıntı çeker, alternatif olarak neler sunulur gibi en basit etütler yapılmadan “Yaptık, oldu!” zihniyetinin sıkıntı veren yerlerine de “ayar” çekerek “Hadi bakalım, pek iyisiniz!”, “Geçişler parasız! Sizi şanslı keratalar!” deniliyor ya…

******

Metrobüs durağı çökmüş, mesela, ilahi adalet, hay allah!

******

Sınavlarda bazı sorular yanlışmış, bir-kaç soru için sınavı iptal etmenin anlamı yok!

******

Ucuzuz işte; ucuz mala meylimiz de belki bu yüzden!

******

“Ucuz kadınlar” betimlemesi olan ülkelerde özellikle insan hayatı pek ucuz!

Kadından başlıyorlar; şeytanın bir diğer yüzü ya… Gözleri şehvetle bakıyor, dudakları arzu ile olmuş…

Göğüsleri okşa beni diyor, boynu ille de öp beni!

Kadın kendine uygun bulduğu adama bu halini gösterir; diğer türlüsü erkeklerin cinsel açlıklarından kaynaklanan halüsinasyonlarıdır!

******

Kadınların pek ucuz diye kolayca adlandırıldıkları ülkelerde adamlar da kendilerini pek matah bir şey gibi görürler, ilk etapta; lakin, ellerine tüfek, tabanca verilenler de onlardır!

Eline silah alan adam, insan hayatının pek ucuz olduğu coğrafyada yaşıyorsa, eğer, silahını doğrultacak hedef arar!

İlk önüne çıkan fırsatta: Dan! Dannnn!

******

İnsan hayatının en ucuz olduğu ülkelerde kızlar satılır, “Başlık Parası” adı altında paralar sayılır…

Kınalar yakılır, gelin kız ağlatılır…

Damat dansöze, köçekçeye basar paraları!...

******

O paralar bir-üç gün içinde gelinin takıları ile takaslanmak ister; düğün masrafı, keza…

“Gelin alındı ya bir kere!”

******

Devlet sınavları hep bir şaibe taşıyor; yetkili hiç kimse üzerine alınmıyor!

Neden alınsın ki?

Öyle ucuz bir vatandaş potansiyeli var; kendini ucuz hissetmeyenlerin de dayandıkları bir güç var…

Ne diye emek harcansın ki?

******

Hakkını aramaya kalkan öğrenciler “Vatan haini” damgası yerken ve dahi vatandaşın en ufak bir karşı görüşü “Hükümete karşı bir isyan” olarak nitelendirilirken…

Kimse çıkıp da” Yaptığınız yollar, köprüler çöküyor; bizden aldığınız vergiler çöpe gidiyor” diyemiyor!

******

İnsanlar ölüyor; çöken yolların, göçen kavşakların, sel ile vurulan evlerin neticesinde ve ne hikmetse hepsi “Kader”!

Bu kader, nasıl bir hikmete sahipse, şehit olmuyor, mesela, önemli birilerinin oğulları!

Bir melek dokunuyor omuzlarına; “Yürü ya dedi Allah” diyor; yürü aslanım!

Bizlere dokunmuyor; göçen bir kavşakta yar almadık diye mi?

******

Ucuz mal almak bir keyiftir: Evde giyerim, falan dersin.

Ucuz olmak ise ayrı bir şeydir!

Ucuz hissettirilmek ise apayrı bir şeydir ki; Bir insan hissettiriyorsa “Yürü yaa!’” dersin!

Bunu hissettiren bir devlet ise ilk ağzından çıkanı bir yutup, bir ağzında çevirip, o arada vatandaşlık hakları ile torba yasalarını düşünüp, “Offf, çıkamadım bu işin içinden !” diyerek en makul olan en yuvarlak ifadeyi tercih edip, “Ehhh!”, “Ehi ehhh”, “Keyifler keka!”… Falan…

******

Ucuz insan “En korkak” insandır!

Özellikle korkutur bazı rejimler insanlarını: Ne kadar korkarlarsa o kadar biat ederler!

Ne kadar biat ederlerse o kadar ucuzdurlar!

Ne sesleri çıkabilir, ne nefesleri!

Zaten; bir gıdımlık nefesleri kalmıştır, onu da yönetime harcamak istemezler! Zira, pek iyi bilirler ki yönetim istediğini yapmaktadır; insan bahane!

******

Ucuz insanların ucuzca harcandığı coğrafyalar kendi vatandaşına kıyamayan pek güçlü güçlerin pek sevdiği coğrafyalardır!

Bu durumu pek sevgi ve hürmetle kabul eden yetkililerin ülkelerinde uçaklar da kaybolur; Aselsan mühendisleri de intihar eder, falan…

Ucuz insan coğrafyasında yaşıyoruz; bir tek bu iddiama karşı gelecek şöyle bir gerçek var: Devlet yetkililerinin hiç birinin kendilerinde, ailelerinde, etraflarındaki kişilerde en ufak bir sıkıntı yok!

Hımm, ucuz insan aynı zamanda “Basit” insan!

En önemli partinin üyesi olmayanlar “Pek ucuz” olup, yıkılacak köprülere gönderiliyorlar!

“Takdiri ilahi” deniliyor, şekerim, aynı durum bir AKP’linin başına gelseydi ortalık nasıl sallanırdı diyeceğim ama pardon! AKP’nin yaptığı yer bin AKP’liye mezar olsa bile “Takdiri ilahi” denilirdi; kol kırılır yen içinde kalır!

******

Sonuç itibariyle: Ucuz mal almak ile ucuz siyasete tanık olmak apayrı bir şey: Ucuz eşya almak ile “Ucuz İnsan” sanılmak da, keza…

Sesini çıkartmayan lakin evde demediğini bırakmayanlar da “Ucuz Vatandaştır”!

Her şeyi ucuzlaştırmaya çalışan yönetimin de en sevdiği vatandaş tipidir!

Hadi, iyi alış verişler!

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..