UEFA öldürmekle tehdit edince kolumuzu kestik

Dün akşam saatlerinde alınan kararı çok fazla yorumlamaya gerek yok. Aylardır Fenerbahçe'yi ve Digitürk'ü koruyup kollamaktan başka bir amacı olmayan TFF; dün öğleden sonra gelen telefonla "zorunlu" istikamete girmiş. TFF Fenerbahçe'nin boyunduruğundan çıkıp UEFA'nın emrine girmiştir. 

Ünal Aysal'ı "fırsatçılıkla" ispiyonculukla" "İrlandalı olmakla" suçlayan "kıt akıllılar"; her söylediğinin teker teker ortaya çıkmasından sonra oturup düşünecekler mi acaba? Yaptığı her açıklamada; noktasına, virgülüne ve hatta ünlemine kadar titizlikle düşünülüp hazırlanmış metinleri kamuoyuna sokan başkan bu sıfatları hakedecek ne yaptı? Şimdi hala başınızı kuma gömüp; "İspiyoncular başımıza bu işi açtı" diyeceksiniz değil mi? 

Bakın son olarak "yaralı parmağı kesin; yoksa gelip kolumuzu kesecekler" dedi. UEFA dün TFF'yi arayıp 8 yıl ihraçla tehdit etmiş! Bu ölümün yarısı demek. Ünal Aysal az bile tahmin etmiş. 

Ancak bunu bilmek için Nostradamus falan olmaya gerek yok ki! Başkan olacakların onda birini söylemiş. Buyrun size "acı" gerçek işte! Bizim TFF; marka değeri ile "digitürk gelirlerini" biribirine karıştırmış! Elaleme rezil olurken onlar Digitürk'ü kurtarmanın peşindeydi! 

Yorum yapan bazı okuyucular ve köşe yazarları "Yunanistan'a neden aynısını yapmadı UEFA" diye soruyorlar. Çünkü Yunanistan "iddianame, mahkeme kararı, vs" gibi saçma bahanelerle çözümsüzlüğü zamana yaymadı! Kendince çözüm üretti. Hilesini hurdasını UEFA'ya yutturamadı ama çözümü üretti! 

Ama bizim TFF kalkıp da "FB lige - puanla başlayacak, FB küme düşecek, ya da en azından eldeki deliller şikeye kanıt değil; yeni deliller olursa durumu tekrar değerlendirilecek ancak lige normal şekilde başlayacak" deseydi bunlar başımıza gelmeyecekti! Ünal Aysal "Feneri düşürün" ya da "Eksi puanla başlasın" demedi ki. Ünal Aysal TFF'nin ne olursa olsun bir karar almasını istedi! Aksi halde başkası karar alır; bu Türkiye'ye zarar verir dedi. Alın işte; neresinden baksanız zarar! 

Neyse; Allah sonumuzu hayretsin! İnşallah bir daha ki sefer "ağalar" "BÜYÜK" sözü dinlemeyi öğrenirler!