Uğur Dündar isyanının düşündürdükleri

Dün akşam haber bülteninde isyan eden ve haykıran Uğur Dündar’ın yerinde olmak isteyen ve istemeyen kimler var?

Önce eskilere gidelim mi? Hafızanızda bir canlandırın, biz zamanlar en güvenilir haberci, spiker, enkırmen vesaire sıfatları ile baş üstünde tutulan kimdi?

En tarafsız olduğu kabul edilerek her türlü düelloda hakem tayin edilen, sözüne güvenilerek onun yönettiği programda hır-gür çıkartılmayan tartışmaları izlemedik mi?

Bir zamanlar fırıncıların, lokantacıların, pastacıların, lokumcuların ve daha onlarca “cının” korkulu rüyası o değil miydi?

Şimdi yaşananlar ister istemez insanın aklına fitne sokuyor. Bilmediğimiz daha neler var ve belki de bilemeyeceğimiz daha neler neler var?

Karısı ile ilgili iddiaların Ergenekon İddianamesine girmesi üzerine küplere binen Uğur Dündar, haber bülteninde kendini savundu, bahse konu davanın savcılarını Başbakan’a, Adalet Bakanı’na şikâyet etti(1).

Şimdi burada iki farklı pencereden bakabiliriz.

Birincisi; Hakikaten de bir haber spikerinin karısı ile ortaya atılan iddiaların bahse konu olan ve gündemi halen sıcak tutan dava ile ne ilgisi olabilir?

İkincisi; Böyle bir içerik söz konusuysa ve süren bir dava ile ilgili ise bunun itiraz mercii televizyon ekranları mı olmalı?

<ı>Hatta fazladan bir bakış daha koyabiliriz: Sıradan insanlar olarak, buna benzer tatsız bir hadise ile karşılaştığımızda o televizyon ekranlarını da bizlere tahsis ederler mi?

Şimdi denilebilir ki “bal tutan parmağını yalar”. Doğrudur, ülkemizde bu hep böyle olmaktadır.

Ancak sıradan insanların yaşadığı tatsız ve onur kırıcı olayları televizyon ekranlarında gözümüze sokanlar; magazin programları ile doğru-yanlış demeden her türlü malzemeyi evlerimize servis edenler; sulu eğlence programları ile ne yazık ki eğlence kültürünü yanlış tanıtanlar; kültürel yozlaşmanın devamına ve hatta daha da artmasına vesile olanlar televizyon yöneticileri mi yoksa izleyenler mi, yahut şimdi şikayet ettikleri mercii mi?

Eskilerin lafı vardır ya, atasözü: İğneyi kendine batır da çuvaldızı başkasına.

Durum gerçekten üzücüdür, Uğur Dündar isyanında haklıdır, canı yanmıştır, yuvası huzursuz edilmiştir, evet bunlar olabilir. Ancak topluma yön verenler “ben daha önce ne yaptım?” diye de kendilerine sormalıdırlar. (Yine dürüst olmak gerekirse bu konuda belki de en fazla çaba gösteren yine Uğur Dündar olmuştur belki. Kaderin cilvesi mi?)

Çünkü topluma yön verebilen kişiler herkesten daha dikkatli ve daha ileri görüşlü olmak durumundalar. Ellerindeki imkânları da boş eğlence zevzekliklerine değil halkın aydınlatılması için kültür ve eğitim programlarına ağırlık vermek için kullanmalılar. Evet, <ı>eğlence de gereklidir ama sulandırmadan, yozlaştırmadan. Kültürel ve eğitim gerekliliği ise ondan kat be kat fazladır.

Murat HACIOĞLU
26 Mart 2009 Perşembe
http://www.murathacioglu.com/

(1)Haber ve video: http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&KategoriID=15&ArticleID=1075484&Date=26.03.2009&b=Ugur%20Dundar%20isyan%20etti