Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Ülkemize ettiklerimiz

Ülkemize ettiklerimiz
 

Eskiden toplumumuz küçük meselelerle pek ilgilenmezdi. Büyük devlet olmanın verdiği bir duygumudur bilemiyorum. Bizler insanlarımızın inançlarıyla ve yaşam tarzları ile uğraşmazdık. Adalet ve eşit yaşamak üzere kurulmuştu hayatımız ama sonra ne olduysa oldu bırakın yabancılara karşı artık kendi aramızda bile anlaşamaz olduk. Tahammülsüzlük o kadar ileri gitti ki birbirimizin kılık kıyafetine içtiği şeye bile karışır olduk.

Yıllar önce yapılan ve kanımıza yavaş yavaş enjekte olan o zehir artık etkisini fazlasıyla göstermeye başladı. Bizler Ulu Önder Atatürk’ ün dediği gibi muasır medeniyet seviyesine ulaşmak için ne zaman gayret göstersek birileri ortaya çıkıp kibriti çakmasıyla ortalık karışıyor ve gayretlerimiz boşa gidiyor. Ülkemiz 1923 yılından buyana kadar demokrasiyle yönetilen ve Atatürk’ ün çizmiş olduğu çizgiler doğrultusunda yönetilen kurumları oturmuş bir devletiz. Fakat bir güç bunun üzerinden oyunlar oynayıp, insanlarımızın içerisinde korku yaratıp, olmayacağı gün gibi aşikâr olan başka bir yönetim ve devlet modeline dönüş olacağını yayarak ikilikler yaratmaktadır.

Öyle ki, artık insanlarımız kendi insanlarına ve hatta kendi devletlerine kuşkuyla yaklaşmakta ve hatta düşman kesilebilmektedir. Oysa milli birlik ve beraberlik içerisinde olan ülkemiz yüzyıllar boyunca tarih yazmış, çağ açıp çağ kapatmıştır. Medeniyet ve ilim doruğa ulaşmış insanlar din, dil ve ırk bakımından ayrıma tabi tutulmamıştır. Yeri geldiğinde devlet adamı ile sıradan bir insan aynı terazide tartılmış ve yargılanmıştır. Komşuluk ilişkileri ve hatta insanlık ilişkileri kuvvetli olan atalarımız kuşku ve korkudan uzak bir hayat yaşamışlardır. Lakin işte Avrupa’nın o nifak ve çirkin yüzü bir kez daha ortaya çıkmış bir olanı ayırmışlar ve düşmanlıkları ortaya çıkarmışlardır. Zamanla kanımıza işleyen bu zehir bizlerin karakterlerini ve yaşam tarzlarımızla dünyaya bakış açımızı değiştirmiş içimizde farklılıkların meydana getirdiği o korkuları yerleştirmişlerdir. Ne zaman bir gayret görseler işte o zaman nifak tohumları harekete geçerek, içimizdeki virüsleri kullanarak ülkemizi kargaşalarla dolu ortamlara sürüklemektedirler.

O çok istediğimiz medeniyetin, biz gerçek medeniyet olduğunu zannettik ve Akif’in dediği gibi “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” misali biz yanlış medeniyet kavramını alıp kendimize tatbik ettik. Oysa Ulu Önder Atatürk’ün ısrarla üzerinde durduğu medeni dünyanın ilim ve fen alanından çok eğlencesine ve yaşam tarzına takıldık. Artık dönülmez bir yolun yolcusu olduk. Aile ve insanlık anlayışımız zamanla değişti ve yaşam felsefemiz onlardan daha da medeni oldu. Ya sonra işte burası tamamen farklı, tüm gayret ve amacımız daha çağdaş dediğimiz ama çağdaşlaşmaktan uzak ve köhne, çürümüş, saygı ve sevginin olmadığı bir dünyada yaşamak oldu. Kardeşin kardeşten korktuğu ve güvenmediği bir ailemiz oldu. Sanatımız ve eğlencemiz müstehcenlik ve uyuşturucu içermekte, hayatımız ise kavga ve nefretlerle yol almaktadır. Sonumuz ne olacak derdinden çok birbirimizin kuyusunu kazmakta ve ülkemizin temellerine dinamitler koymaktayız.

 
Toplam blog
: 196
: 493
Kayıt tarihi
: 28.06.07
 
 

Doğayı seviyorum. Onun içinde yaşamayı ve güzelliklerini tatmayı seviyorum. Yaşamayı ve hatta ölü..