- Kategori
- Edebiyat
Ulu çınar Çetin Altan
Ne zaman kitaplığımın önüne gelsem, şöyle bir okşarım onun kitaplarını...
Kapları yırtık pırtık ve aşınmış sayfaları.
Bugün onun doğum günü. Büyük Usta 80 yaşında.
Onun kitapları, kitaplığımın ilk sakinleri... Gıcır gıcır Ahmet Altan'ların, Orhan Pamuk'ların bir üst rafında.
Kitaplarına bakıyorum... Bana okumayı ve yazmayı sevdiren kitapları. Defalarca okunmaktan yıpranmış, sayfalarına notlar alınmış kitapları... Viski, Büyük Gözaltı, Küçük Bahçe, Bİr Avuç Gökyüzü, Al İşte İstanbul ve diğerleri. Ve elbette hepsi.
Yazdığı yazılar nedeniyle hakkında açılan 300'ün üzerinde dava... Ağır Ceza'da... Sayısız tutuklama ve gözaltı... Ve demirparmaklıklar ardında geçirdiği iki sene. "Nazım Hikmet Vatan şairidir" diye haykırdığı için Meclis'te uğradığı linç girişimi...
Böylesi ödüllere layık görmüşüz Büyük Usta'yı...
Ne kadar hazin değil mi?
Kitaplığımda kitapları... Okşuyorum ellerimle... Blog yazanıyız ya Milliyet'de, onunla aynı çatı altında olmakla övünüyorum. Ve dilimde ona ait mısralar, mırıldanıyorum:
Beyin sert yakasını ilk kez çözmüş bin yıllık bir üniformalılığın gevşekliğinde...
Her türlü melodiden uzak, başı boş bir ıslık avareliği,
Doğmamış ve ölmeyecekmiş gibi bir başka boyut rahatlığı.
Beni anlıyorsunuz, değil mi?
Üzülmeye, kızmaya bile üşenmenin gölgesizliğinde...
Bir kız yürür Beyoğlu kaldırımlarında,
Demirparmaklıklardan bakan gözler görürsün.
Gözler ki nerelerden nerelere bakmışlar.
Demirparmaklıklar gerisinden de bakmış gözlerle dolaşmak...
Gözlerle dolaşmak, Okyanus gecelerinde yıldızları seyretmiş.
Yalan değildir söylediklerim,
Yalan geçmediği içingözlerimin gördüklerini,
Sayıklama özlemlerim yeterince kavuşmadı isteklerine...
Beni anlıyorsunuz, değil mi?
DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN.
USTAM.