Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '10

 
Kategori
ÖSYS
 

Üniversite adayları için ibretlik tercih uyarısı

Üniversite adayları için ibretlik tercih uyarısı
 

Yanlış tercih ve sonuçlarını ele alacağım didaktik bir yazı yazmayı çok isterdim ama objektif olamayacağım, kişisel bir anlatı okuyacaksınız. Çocukluğumdan beri hedefim aynıydı, ufak farklılıklarla da olsa gazetecilik en büyük idealimdi. Şimdilerde sosyoloji okuyorum, Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birinde… Sınava giren her öğrencinin kazanmak isteyeceği bir üniversitede. Sosyoloji gerçekten çok eğlenceli, düşündürücü, öğretici, ufkunuzu genişleten bir bölüm, ancak idealler sırtınıza binince mutlu olma gereği mutsuz olma realitesiyle çarpışıyor işte. Lisede matematiği iyi olan her öğrenci gibi sözel alan tercih edemedim, aile ve öğretmen diretmesi sonucu eşit ağırlık okudum. Sınavda idealime beni götürebilecek bölümü tercih etmek istedim, daha önce göstermem gereken cesareti biraz geç idrak etmiştim.

Kazandım, önce zorlu bir hazırlık sınıfı sonrasında bölüm dersleri… İngilizce eğitim veren bir okulda olduğum için külfet bir kat daha arttı tabi. Şimdi idealime ulaşmak için çok daha fazla çalışıyorum, yaz stajlarımı medya kuruluşlarında yapıyorum, hafta içi elimden geldiğince gazetecilik ve iletişim kurslarına devam ediyorum. Yazı yazıyorum, okuyorum, bir dergide başladığım muhabirlik serüvenine bilinen bir internet sitesinde devam ediyorum. Yoruluyorum, dersler bir yandan bastırınca ağırlaşıyorum, gitgide daha iyi anlıyorum… Temel bilimlerden birinde okuduğum için akademik ağırlıklı makalelerin arasında doğrularak ‘medya’ derslerini seçmeli olarak almaya çalışıyorum. İki yönden de kendimi geliştirmenin getirilerini tartıyorum, yorgunluğa karşı kendimi motive ediyorum. Ayda bir veya iki röportaj gerçekleştiriyorum çalıştığım kurum adına, nefes almak gibi geliyor bunca akademik tartışmanın arasında. Kütüphaneden alınan temel gazetecilik kitapları, okunan-not çıkartılan röportajlar, beden dili eğitimleri vs. ve en sonunda tüm bu birikimlerin kullanılacağı bir fırsat oluyor röportajlar.

İnsanın sevdiği işi yapmasının ne demek olduğunu anlıyorum, yeterince keyif alınmayan bir uğraşın nasıl yük haline geldiğini de… Bölümümü seviyorum, öğreniyorum ama yapmak istediklerimi düşününce içim soğuyor. Yanlış tercih kurbanı değilim, geç yapılmış tercih kurbanıyım. Şimdiki adı ne bilmiyorum, bizim zamanımızdaki ÖSS’ye girecek arkadaşlar belki örnek alırlar diye yazıyorum. Ben de defalarca düşündüm yeniden şansımı denemeyi, 2 senem kalmışken geçen 3 seneyi heba etmek istemedim ama zaman geçtikçe aidiyetsizliğimi, adressizliğimi daha çok ayırt ettim. Derdimin gerçekten iyi bir sosyolog olmak olmasını çok isterdim, akademik eğitimden zevk almayı ama mutsuzum, geçen 3 senem için önümdeki 2 yılı daha heybeme ekliyorum. Getirilerini de biliyorum ama yapacağım işin eğitimini almak kadar cezp edici ve merak uyandırıcı gelmiyor hiçbir makale…

Çocukken hayalini kurduğum hayat için ‘etiket’ kazanma telaşıyla yalnızca ‘ilgimi çeken’ bir bölümde 5 yıl geçiriyorum. Keşkelerle dolduruyorum her geçen günü, onun için geç olmadan ‘tercih’ yapın diyorum tüm üniversite adaylarına, tercih formu doldurmak mesele değil ‘tercih ettiğiniz isimleri karalayın o formlara. Yoksa 2 kat yorulursunuz, diğerlerinden 2 kat fazla çalışırsınız, belki 2 üniversite okur, belki zorla sizi staja almaları için yalvarmak zorunda kalırsınız bölümünüzle alakasız idealinizle bütün şirketlerin müdürlerine… Şimdi hedefim iletişim yüksek lisansı, zararın neresinden dönsem kar diye düşünüp hızlı bir manevra yapmayı çok isterdim, yine de adım adım da olsa dönüyorum.

 
Toplam blog
: 44
: 740
Kayıt tarihi
: 18.07.07
 
 

Kişisel, deneme ve öykü türündeki yazılarımı bu sayfada paylaşıyorum. Yorum ve önerileriniz için şim..