Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '07

 
Kategori
Üniversiteler
 

Üniversite bilimsel özgürlük ve kurumsal özerklik

Universitelerde bilimsel oözgürlükve akademik özerklik olmak üzere iki temel kavram kullanılmamaktadır. Bilimsel özgürlük universitelerde yapilan araştırma ve öğretimde ifade ve hareket özgürlüğü anlamına gelmekte ve ifade özgürlüğünü garanti altına almaktadır. Bilimsel ozgurluk ogretim elemanlarinin kisisel ozgurlugudur ve bilginin ve gercegin aciga cikmasini saglar. Akademik ozerklik ise kurumsal ozerklik olup universitenin sosyal ve kültürel misyonuna uygun olarak ozgurce kararlar almasini saglar. Akademik ozerklik sayesinde siyasi erk ve burokratik gucler universitenin kararlarında etkin olamazlar. Bilimsel ozgurluk sayesinde ogretim elemanları istedigi konularda ozgurce arastirmalar yapabilir ve neticelerini yayimlayabilir. Akademik ozerklik sayesinde universite neyin nasil okutulacagina ve kim tarafindan okutulacagina, ogrencileri nasil sececegine bagimsiz bir bicimde karar verebilmektedir.Akademik ozgurluk ilk defa 1850 yillarinda Almanyada ortaya cikmistir. 1850 Prusya Anayasasında "Bilim ve bilim ogrenimi bagimsiz olmalidir" ifadesi yer almistir. Almanlar ozgurlugu iki sekilde dusunmuslerdir. Birisi kisisel ozgurluk, Bizim bilimsel ozgurluk olarak adlandirdigimiz kavravdir. Digeri ise akademik ozgurluk olup bugun Akademik ozerklik olarak tanimlanmaktadir.

1986 yilinda Avrupa Universitelerinin Bologna Universitesinde kabul ettikleri ve Magna-Charta olarak adlandirdiklari deklarasyona göre; "universite cografik ve tarihsel nedenlerle farkli bicimlerde organize olmus toplumun kalbinde yer alan ozerk kuruluslardir. Universiteler arastirma ve ogretimle bir kültür olusturur ve onu nesilden nesile aktarir. Cevresindeki dunyanin ihtiyacini karsilamak icin arastirmalarinin ve ogretiminin manen ve entellektuel olarak siyasi otorite ve ekonomik guclerden ozgur olmalidir." Bu ifade ile de arastirmalarin ve ogretimin ozgur ve kurumun ozerk olmasi acikca vurgulanmaktadir.

Bilimsel ozgurluk ve akademik (kurumsal) ozerklik olmadan universitelerde cagdas anlamda egitim, ogretim ve arastirma olmaz. Hatta bugun bu iki eleman olmadan demokrasininde olmayacagi kabuledilmektedir. Bu iki kavram saldiriya ugradiginda, bilgi tabanli ekonomide, ekonomik basari gerceklesemez ve ekonomik ve sosyal durgunluk hukum surer. Gunumuzde bilimsel ozgurluk kurumsal ozerklikten daha onde gelmektedir. Bilimsel ozgurluk ve kurumsal ozerklik universitelerin var olma nedenidir, oksijenidir. Bunlar olmadan gercek anlamda arastirma, egitim ogretim olmaz ve gercek sonuclar eldeedilmez. Universitelerde ki yaratıcı guc kilitlenir, universitelerin var olma nedeni tehlikeye girer.

Bugun Turk Universitelerinde bilimsel ozgurluk buyuk cogunlukla mevcuttur. Ogretim elemanlari arastirma konularini ozgurce secmekte ve yayinlarini yapabilmekte, sinifta ozgurce konularini isleyebilmektedir. Ancak kurumsal ozerklik hemen hemen yok denecek kadar azdir. Ozellikle mali konularda ve kadro konularinda merkezi hukumete siki sikiya baglidir. Kurumsal ozerkligin cok zayif olmasi mali konularda bilimsel ozgurlugude etkilemektedir. Universite Kanununda yapilacak değişikliklerde bu konunun kanunda yer almasi gerekmektedir.

Prof. Dr. A. Feyzi BİNGÖL

 
Toplam blog
: 8
: 1300
Kayıt tarihi
: 01.11.06
 
 

1952 Elazığ doğumluyum. Lisans eğitimimi Ankara Üniversitesi Fen Fak. Jeoloji Bölümünde, yüksek lisa..