Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '09

 
Kategori
Üniversiteler
 

Üniversiteler ve yurt sorunu

Üniversiteler ve yurt sorunu
 

ÖSYM tarafından Yüksek Öğrenim Kurumuna bağlı Üniversitelerin Fakülte ve Yüksekokullarına yerleştirilen öğrencilerin kayıt heyecanı yaşadıkları bu günlerde, karşılaştıkları yurt ve barınma sorunu öğrenci ve ailelerini zor duruma düşürmektedir. Üniversitelerin en önemli sorunlarından biri haline gelen yurt ve barınma sorunu özellikle yeni açılan üniversitelerde daha fazla yaşanmakta, çözüm arayışları ise yetersiz kalmaktadır. Barınma sorunu kim veya kimlerin sorunudur ve bu sorunu kimler nasıl çözebilir? Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna (YURTKUR) bağlı ve diğer özel yurtlar ihtiyacı karşılayabilecek kapasiteye sahip mi? Üniversitelerin bulunduğu yerlerde yaşayan yöre halkı bu sorunun çözümüne ne gibi katkılar sağlayabilirler? vs. gibi soruların cevaplandırılması sorunun çözümünü kolaylaştıracaktır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki; bir yerde bir sorun varsa çözüm o sorunun farkına varmakla başlar. Bütünsel bir bakış açısıyla sorunun doğru bir şekilde ortaya konulması ve olası farklı çözüm önerilerinin tartışılması ise çoğu zaman en iyi çözüm seçeneğini ortaya çıkarır.

Yurt ve barınma sorunu birçok farklı faktörün etkileşiminden kaynaklanmakta ancak, temelde yetersiz veya yanlış planlamalar sonucu meydana gelen doğal bir sonuçtur. Bu yetersiz planlama kendisine “Yüksek öğrenim öğrencilerinin; çağdaş ve güvenilir barınma, beslenme, kredi/burs hizmetleriyle öğrenimlerine;sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerle kişisel gelişimlerine sosyal devlet yaklaşımıyla katkıda bulunmak (http://www.kyk.gov.tr)” misyonu yüklemiş olan Başbakanlığa bağlı YURTKUR ile özgür ve felsefi tartışma ortamında fikirlerin olgunlaştığı, aklın duygusal sürecin önüne geçerek olay ve olguların farkına varma yollarının pozitif bilim ışığında aydınlandığı yerler olma misyonu taşıyan Üniversiteler arasındaki eşgüdüm eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Yeni bir Üniversite, Fakülte veya Yüksekokul açılırken bunların yerleştirecekleri öğrenci sayısı daha önceden belirlenmiş olmasına rağmen ihtiyaç duyulan altyapının hazırlanmadan öğrencilerin ilgili bölümlere yerleştirilmeleri ise bu eşgüdümsüzlüğün tipik bir sonucudur.

Ülkemizde her dört veya beş üniversite öğrencisinden sadece birinin devlet veya özel yurtlarda barınma şansı bulabildiği belirtilmektedir. Yeterli altyapıya sahip olmayan birçok eski ve yeni üniversitemizde ise bu oran daha da azalmaktadır. Yurt imkanı bulamayan öğrenciler ise ev kiralayarak, akraba veya tanıdıklarının yanına yerleşerek ya da pansiyon türü yerlerde kalmak suretiyle bu sorunu aşmaya çalışmaktadırlar. Gelişmiş ülkelerdeki üniversitelerin yurt ve barınma şekil ve koşullarını incelediğimizde, bunu büyük ölçüde çözdüklerini görmekteyiz. Üniversite, İlgili Eyalet veya il Yönetimi, Belediyeler, Milli Eğitim Bakanlığı vb gibi farklı kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen ve öğrencilerin bütün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmış konutlar bu ihtiyacı büyük oranda karşılamakta, ayrıca özel sektör tarafından öğrencilere yönelik yapılan apart evler de sorunu büyük anlamda çözmektedir.

Bu yıl ÖSS sonuçları açıklandıktan sonra yayımlanan yazılarımda, öğrencilerin üniversite tercihi yaparken tercih edecekleri üniversitenin barınma koşullarını da göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulamıştım. Çünkü sorun başta onların ve ailelerinin sorunudur. Öğrenci ve ailelerin bu yöndeki talepleri, daha fazla öğrenci yerleştirmek isteyen devlet, özel ve vakıf üniversitelerinin altyapılarına daha fazla önem vermesini sağlayacaktır.

Bakanlığın ilgili kurumları, İdari ve Yerel yönetimler, Vakıf ve Dernekler, özel teşebbüs ve aynı zamanda da halkın verecekleri katkı ve destek sorunun çözümünü kolaylaştıracaktır. Hukuksal olarak kendi yetki ve sorumluluğunda olmayan Üniversite Yönetimleri ise bu soruna sahip çıkıp alternatif çözüm önerileri geliştirerek bu sorunu aşmada öğrencilere yardımcı olabilirler.

Üniversiteler bir bölgenin sosyo-kültürel ve ekonomik kalkınmasında çok önemli yere sahip olan kurumlar olup bulunduğu bölgenin gelişimine büyük katkılar sağlamaktadırlar. Özellikle yeni üniversitelerin açıldığı ve nüfus yoğunluğu bakımından küçük olan şehirlerimizde yaşayan bölge halkının yüksek öğrenimini bu il veya ilçede yapacak olan öğrencilere sahip çıkması gerekmektedir. Kent sakinlerinin öğrencilere evlerini kiraya verirken, kendi çocuk veya bir yakınının başka bir şehirde okuyacağı ve aynı şartlara maruz kalabileceği olasılığını da göz önünde bulundurmaları gerekir.

Sonuç olarak, geleceğimiz olarak gördüğümüz gençlerimizin iyi eğitim ve öğrenim görmeleri eğitimleri süresince kendilerine sağlanacak iyi yaşam koşulları ile mümkün olabileceği gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır.

 
Toplam blog
: 87
: 2735
Kayıt tarihi
: 02.07.09
 
 

Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nden 1997’de mezun oldum. Aynı Üniversitede yüksek lisans ve..