Üniversitelerimiz hakkında

Son yıllarda hem üniversitelerimiz hem de kontenjanları neredeyse ikiye katlandı.

Lise gibi her tarafa üniversite açıldı, kontenjanları artırıldıkça artırıldı.

Bunun iyi bir şey olmadığını, üniversiteli işsizin çoğalacağını söylediğimde, beni eleştirirler.

Hayırdır, herkesin üniversite okumasını, aydınlanması istemiyor musun? derler.

Alakası yok, halbuki.

Her tarafa üniversite açılarak ve kontenjanları artırılarak, üniversitelerin kalitesi düşürülüyor.

Nasıl mı?

Üniversiteye giriş sınavlarının amacı, üniversiteye uygun öğrenci seçmektir; kontenjanlar artırılarak, giriş sınavlarının eski önemi ortadan kalkıyor;  bölüm puanları düşüyor, kazanan öğrenciler, haybeden üniversite kazanmış oluyor. Haybeden gelen işlerden, haybeden doğan hayal kırıklıkları meydana gelir.

Herkes üniversite okumasın mı? Tabii ki, okusun; canı gönülden isterim. Ama üniversite okumak çok zor; hem maddi, hem manevi... Maneviye pek bakmıyorum, ama maddi olarak öyle bir zor ki!

Malum yoksul bir ülkeyiz; parasız, cebi delik vatandaşlarız. Zengin, para babalarının modern köleleriyiz. 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 3. bin 50 TL. Bu demektir ki, bu ülkenin %80'i yoksul. Nereden mi biliyorum?

Bu rakamın altında yaşayan milyonlarca aile var, yani bu sonucu bulmak çok kolay.

Yoksulum, yoksulsun, yoksul; yoksuluz, yoksulsunuz, yoksullar durumu...

Yoksul, yoksul okuttunuz çocuğunuzu diyelim; burs aldınız, kredi aldınız; dişinizi sıktınız; yemediniz, çocuğunuza gönderdiniz; tırnağınızı dişinize takarak okuttunuz, ve çocuğunuz mezun oldu, iş peki? Geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini Niğde'ye durumu...

İş yok, iş. Çocuğunuz artık diplomalı bir işsiz...

Boşa çıkan emeğiniz üzerine bir bardak su için, belki yürek serinletir.

Tıp Fakülteleri haricinde bütün fakültelerin durumu pek iç açıcı değil.

Kesinlikle işsiz kalacaklar gibi bir şey. Eğitim Fakültesi mezunları atanmak için uğraşır; 250 bin kişi de mezun biriktirir. Fen Edebiyat Fakültesi mezunları öğretmen olmak için uğraşır; daha atanabilme endişesine düçar değiller.

İktisat ve İdari Bilimleri Fakültesi de çok vahim; vahim olmasa 300 bini aşkın işsiz mezunları olmazdı. Mühendislik Fakültelerinden Elektronik ve Bilgisayar mühendisliği bölümleri haricinde pozitif bir durum yok.

Veterinerlik şu sıra moda; inek, dana, koyun besleyen hayvancılık yapan çiftçiler, veterinerleri -eski adıyla baytar- çok memnun ederler.

Hukuk Fakültelerini pek bilmiyorum, galiba onlarda aynı.

E, o halde, yoksul ülkemizde üniversiteli işsizin çoğalması ne kadar akıl işi..

Yetişen nesilleri 4 yıllığına da olsa engellemek, politikacıların işine gelir, ama nereye kadar.

Yoksul olmasak keşke de, herkes üniversiteyi okusa...

-Mustafa Yıldırım - 01.09.2013