Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '09

 
Kategori
Üniversiteler
 

Üniversiteli ve engelli arkadaşım

Sevgili Üniversite öğrencisi Kardeşim,

Hayatta yaşayan insanların yüzde 13 ünün engelli olduğu gazetelerde yazılıp çizilmekte. Bu engelli insanların engeli doğuştan olabileceği gibi, sonradan hastalıklar, kazalar ve doğal afetler gibi şeylerle de olmalıdır. Yani sizlerin de ilerde engelli olma olasılığı yüzde 20’ lerde. Sizler de hep bir engelli adayısınız.

Sevgili Kardeşim,

Engelli olmak adı üstünde hayatta yaşamanın önüne engel konmuş olmak demektir. Görememe, duyamama , konuşamama, yürüyememe gibi engeller. Birer engellerdir işte. Bu engellerinden dolayı pek çok engelli ilköğretimi okuyamamakta, okusa da liseyi okuyamamakta, orayı da okusa Üniversiteye gidememekte.Engellilerin arasında pek az insan Üniversiteye kadar gelebilmekte. Üniversitede kampuse baktığınız zaman o zaman daha iyi göreceksiniz bu engellilerin azlığını.

Sevgili Kardeşim,

Sizler bile sağlam olduğunuz halde, 8 yıl ilköğretimde , 3 yıl lisede ne hallerde okudunuz 11 yıl hazırlık ve ana okulu da varsa 13 seneden bu yana kolay okumadınız herhalde.Ama engelli olanlar bu başarıyı sizin kadar hızlı yürüyemeden , hocalarının anlattıklarını belki hiç duyamadan, hocalarına belki de hiç soru soramadan , hatta sevgilerini bile söyleyemeden sadece gözleri ile anlatarak yaşadılar. Bu durumda siz onlardan şanslısınız ve engelli arkadaşlarınızı sevmek lazım olduğuna inanmaktayım.

Sevgili Kardeşim,

Bende Üniversitede okudum.Gençlerin engelli arkadaşlarına sevgi göstermeyi bırakın, onlarla alay ettiklerine onların kalbini kırdıklarına şahit oldum. Bir engelli arkadaşımız , arkadaşlarının alay etmelerine , hocalarının ilgisizliğine o kadar içerlemişti ki , onlara kırılarak arkadaşlarından uzak kalmaya ve hocalarına da kırılmaya başladı.Onlardan uzaklaşarak sadece dersi ile ilgilenmeye başladı.Arkadaşları ondan ders alacak ve utanacakları yerde bu sefer onu kibirli olmakla, kendini büyük görmekle itham etmeye başladılar. Yani kendi hatalarını bile anlayamadıkları , sevmedikleri arkadaşlarını üstüne attılar. Bir süre sonra pişman oldular ama o arkadaşları da kırılan kalbi ile onlardan uzak kalmaya devam ettiler hep.Bu olayı sizlerin ibret alması için anlattım.

Sevgili Üniversiteli Kardeşim,

Engelli olmanın insanın kendi suçu olmadığını ve onu engelli yapan şartların olduğunu , bunun hepimizi ibret alması için hayatın önümüze koyduğunu ve ilerde bizlere de hayatın böyle sürprizler yapabileceğini her zaman göz önüne almak zorundayız. O yüzden engelli arkadaşlarınızla karşılaştığınız zaman onlara yardımcı olmak için çaba harcayınız.Bunu yapamazsanız hiç olmazsa onlarla alay etme gibi küçüklüklere düşmenizi asla istemem. Başkası ile alay etmek bence insanın acizliği ve çaresizliği ile basitliğini göstermektedir. Zaten o engelli arkadaşlarımla alay edenlerin çoğunun Üniversiteyi defalarca ÖSS ye girmeleri ve ailelerinin zoru ile kazandıklarına şahit olmuştum.Yani gerçekten “ Ben Üniversite okuyacağım” diyen insan sadece okumakla kalmaz hayatta mutaç ve güçsüz olanlara karşı da “ Ben onlara yardım edeceğim, engellerinin kalkması için mücadele edeceğim” diyerek kendisine söz verir.

Sevgili Üniversiteli Kardeşim,

Gelişmiş ülkelerin engelli insanlara ne kadar hayatı kolaylaştırma adına destek verdiklerini görmüş olsanız , memleketimizin neden engellilere karşı önyargılı olduklarını daha iyi anlayacaksınız ve sizlerde engellilere engellerini kaldırmaları konusunda yardımda bulunmak için canla başla mücadele edeceksiniz .Ancak gerçekleri anlamak siz gençler için biraz zaman alıyor. Hiçbir şey imkansız değil, ama anlamak ve başarılı olmak için zaman gerekmekte değil mi?

Sevgili Üniversiteli Kardeşim,

Empati denen kavramı iyi anlamış olsaydınız eminim ki , kendinizi onların yerine koyarak , onlara baktığınız aman o engelli arkadaşlarınızı da daha iyi anlayacaktınız.Anca Üniversiteye kadar gelmiş , hatta eğitim Fakültesinde olan gençler bile empatinin ne anlama geldiği konusunda bile bilgi sahibi değiller.Sizlere empatinin ne anlama geldiğini ve onu iyi anlayan insanın hayatta neler kazanacağını görmenizi tavsiye ederim. Sizlere çok yararlı olacağı kanaatindeyim.

Sevgili Üniversiteli Kardeşim,

Bizleri anne ve babamızdan başlayarak hocalarımıza kadar pek çok insanın anlamadığından şikayetçi olmaktayız ama bizler acaba çevremizde anne ve babamızdan başlayarak , engelli arkadaşlarımızı , her şeye rağmen bizleri hayata hazırlamaya çalışan hocalarımızı ne kadar anlamaktayız. Bizler sorumluluklarımızı yerine getirmekte miyiz ki çevremizdeki engelliler başta olmak üzere insanlarla alay etme hakkını kendimizde görmekteyiz. İğneyi bir kendimize batırsak ne kadar acı verdiğini görsek daha iyi olmaz mı ?

Sevgili Kardeşim,

Sizler hayatta yolun başındasınız . Diyelim ki ailenizde ve yakın akraba çevrenizde engelli insan yok.Sizlerin ilerde engelli olmayacağının veya çocuklarınızın engelli olmayacağı konusunda acaba ne kadar garantiniz var ? Yok değil mi , o halde engellileri de bu gözle değerlendirerek onlara yardımcı olmak ve , onlara sevgi gösterilecek değerli insanlar gözü ile bakmanız sizlere hayat sevinci verecektir.

Sevgili Kardeşim,

Hayatta yaptığımız iyiliklerde , yaptığımız kötülüklerde bir gün mutlaka önümüze çıkacaktır ve bizlerin gerçeklerle yüzleşmemize sebep olacaklardır.Bu yüzden bugün çektiğimiz çilelerin bile geçmişte yaşadığımız hataların sonucu olduğunu anlarsak o zaman hayat bizlere hata yapmama konusunda yardımcı olacaktır.Hayata bu gözle de bakalım isterseniz.

Sevgili Kardeşim,

Toplumun eğitim seviyesi zaten düşük olduğu için engelli kendi çocuğu bile olsa önyargılı yaklaşmaktalar.Engelli okuyamaz, engelli başaramaz gibi.O kamuste gördüğünüz arkadaşlarınız hem zorluklarla okumuş , hayatın kendi önlerine koyduğu engellerle mücadele etmişler , hem de toplumun o taş gibi önyargılarını yıkmaya çalışarak “ Engelli okuyamaz, okul kazansa da tamamlayamaz” önyargılarını yıkmaya çaba harcamaktadırlar. Bu yüzden “ Ben insanım “ diyen insan engelli arkadaşlarına yardım ederek gerçek anlamda doğru insan olduklarını ispatlarlarsa hayat onlara güzellikleri sunmakta asla gecikmeyecektir.

Sevgili Kardeşim,

Sevmesini bilen insan, aynı zamanda da sevilmeye layık insandır. Çevresinin kendisini sevmediğini sanan insan aslında çevresini sevmeyen insandır.Engelli arkadaşını sevmeyen insan aslında, sağlam bedeninin içinde gizlediği hastalıklı ve engelli kişiliğini sevmeyen insandır.Eğer içindeki o engelliyi severse hayattaki engelliyi de sevecektir.Engelliyi sevmeyen insana ben biraz da bu gözle bakmaktayım.

Sevgili Kardeşim,

Burada sevmemiz gereken sadece engelliler değil, sağlam olan ama bizden farklı düşünen, yaşayan ve değer yargıları farklı olan insanlarla , tabiatta bizlerin istifadesine sunulmuş olan canlı ve cansız tüm varlıklardır. Evreni sevmeye çevremizdeki engellileri sevmekle başlarsak bu dalga dalga yayılacak ve bizlerin kendimizi ve engellileri sevmesi sonucunda, hayatta daha mutlu ve bahtiyar olacağız. Hayatta mutlu insanlar arttıkça, dünya da güzelleşecektir şüphesiz.

Sevgi ile kalın.

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..