Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '11

 
Kategori
Öykü
 

Unuttum

Unuttum
 

Kahvesini bol şekerli yapmıştı. Ağzına alınca fark etti.

"Şerbet olmuş bu." Diye söylendi.

Yanındaki kızı "Baba istersen kahveni yeniden yapayım."

"Dursun kızım kahveyi dökersek boşa gider."

Emel yerinden kalktı. Balkona çıktı.

Bayram yaşının ilerlemiş olmasına rağmen keyif denen ayrıcalığı, varlığına yabancı olduğu bilgisayar oyununda keşfetmişti. Bilgisayarı kullanmayı öğrenmek için kızı Derya'yı aracı yapmış, Derya babasına bilgisayar açma kapamayı, mausu kullanmayı ve oyunu başlatmayı öğretmişti.

Ne zevkliydi oyum oynamak. Artık Bayram kahvehaneye gitmez olmuştu. Onu okeye çağıran olursa Emel onları hep savuşturuyordu."Bayram evde yok." "Uyuyor." "Pazar gitti." türünden yanıtlarla gelenleri geri çeviriyordu. Emel bir iki çevirmeden sonra kahvehaneden eve bir daha gelen olmadı.

Emel içten içe çocuk gibi sevinçliydi. Niye sevinmesin. Giden çay paraların telafisi, artık kocası ile daha çok baş başa vakit geçirecek olması, en önemlisi oyun Bayram'ın keyif aldığı bir uğraşı.

Derya sordu. "Baba kaç puana çıktın?"

Bayram "Bak skora. Rekor yaptım."

O an evin telefonu çaldı.

Bayram "Kızım telefona bakıver."

Derya gitti. Odanın dip köşesinde sehpa üzerindeki telefonu açtı.

Derya "Baba abim."

Bayram "Ne diyor?"

Derya "Eve geç geleceğini söylüyor. ‘Beni akşam yemeğine beklemeyin' diyor."

"Bayram "Eşek sıpası ne yapacakmış. Dur telefonu kapatma." Bayram oyununu bırakıp yerinden kalktı. Telefonun yanına geldi.

"Oğlum senin bu saatte dışarıda ne işin olabilir?"

Telefondaki Kuzey "Baba kız arkadaşım ile biraz gezeceğiz."

Bayram "Oğlum kız arkadaşına karışmam. Ama eve geç gelip biz uyurken zil çalarsan kapıyı açmam. Anahtarın yanında mı?"

Kuzey "Yanımda dedi. Sonra Derya'ya söyle bilgisayarımdaki D diskini açmasın."

Bayram "Onu Derya'ya söyle." Derya'ya dönerek "Al kızım abin bir şey söyleyecek" dedi.

Bayram telefonu Derya'ya bıraktı. Yeniden bilgisayarının başına geçti.

Emel o an balkondan içeriye geçti. "Bayram sen hiç yorulmaz mısın. Bilgisayara baka baka gözün bozulacak." Dedi

Bayram "Bir dakika karıcığım. Konuşmasan. Sen konuşursan oyunda yanılacağım."

Emel kocasının yanına geldi. Bir müddet Bayram'ın oyun performansını izledi. Bir uçak aşağıda duruyor, yukarıdan gelen uçakları bir bir vuruyordu.

Bayram heyecanla "Ah ulan kaçtı." Diye söylendi.

Emel "Sağa geç sağa geç." Diye komut verdi.

Tam o an oyun game over oldu. Bitti. Bayram oyunu Emel'e de teklif etti. Ama o reddetti.

Bayram "Kızım Derya ben dışarıya çıkacağım. Benimle gelecek misin?" diye seslendi.

Derya odasından "Tamam baba bekle hemen geliyorum."

Az sonra baba kız batmak üzere olan güneşin kızıllığı altında dışarıya çıktılar.

Emel yalnız kalmıştı.Balkonda iken oğlunun telefonda bilgisayarın D diskinin açılmamasını istediğini duymuştu. Meraklandı. Bilgisayarı açtı. Maus ile D diskini açtı. Klasörlere göz gezdirdi. Fotoğraflar yazılı klasörü açtı. Önce Kuzey'in kız arkadaşı ile beraber normal görüntülerine baktı. Fotoğraflara baktıkça ayıp sahneler ile karşılaştı. Daha sonra zıvanadan çıkmış görüntüler geldi. "Terbiyesiz." Diye söylendi. Bilgisayarı kapattı.

Derya "Baba abimin bilgisayarında mutlaka muzır şeyler vardır. Bence ondan bilgisayara bakmamızı istemiyor."

Bayram "Bak şimdi meraklandım."

Baba kız kafedeydi. Bayram arada bir mahallenin kafesine gelir dinlenirdi. Orada gazete okur neskafe içerdi. Konuşacak biri ile karşılaşırsa onunla keyif içinde sohbet ederdi.

Televizyon açıktı. Haberler vardı. Televizyonun sesi kısık

Bayram garsona seslendi "Televizyonun sesini biraz açar mısınız?"

Garson televizyonun yanına geldi. Sesini açtı.

Derya "Baba internete girebilir miyim?"

Bayram "Paran var mı. Dur para vereyim."

Bayram cebinden beş lira çıkardı. Kızına verdi.

Kafedeki müşterilerin bir kısmı masalarda bir kısmı bilgisayarın başında internetteydi. İçerinin kısık sesli müziği kafeye ahenk katmıştı. Herkes kendi alemindeydi. Bayram da haberlere dalmış gitmişti.

O an kafenin kapısında biri belirdi. "Beyler kimlik kontrol" diye konuştu. Kafedekilerin hepsi başlarını kapıya çevirdi. Kapının yanındaki Bayramda dönüp baktı.

"Kuzey sen misin. Korktum"

Kuzey "Şaka yapayım dedim. Ne yapıyorsun burada?"

"Derya ile dinlenmeye geldik."

Kuzey yanındaki kız arkadaşı ile kendilerine boş sandalye çekerek masaya oturdular.

Kuzey "Bu Esma." Dedi.

Bayram ile Esma el sıkıştı.

Bayram "Kızım Kuzey'den babanın haberi var mı. Sana kızım diyebilir miyim"

Esma "Diyebilirsiniz dedi hemen devam etti.Babam bana hiç karışmaz. Bana güvenir."

Bayram "Sen bilirsin kızım. Babanla bir gün karşılaşırsam aynen söylediğini konuşacağım."

Kuzey "Esma diyorsa öyledir." Dedi.

Bayram "Esma kızım Kuzey'in ne yaptığını iyi bil. O seni arkadaş diye seçmiş. Bir yanlış yaparsa bana söyle."

O an Derya çıka geldi. Esma'ya doğru elini uzattı. Hoş geldiniz" dedi. Sandalyesine oturdu. Garson neskafeleri tazeledi.

Geceye doğru. Emel Bayram yatak odalarındalar. Emel bilgisayardaki çıplak fotoğraflardan bahsetti. "Kuzey'in o kız ile mutlaka evlenmesi lazım. Esma'nın ailesi fotoğraflardan haberdar olursa bizi mahkemeye verirler."

Bayram "Kuzey fotoğrafları niye şimdiye kadar silmemiş?"

Emel "Az önce bana ‘Unuttum anne" dedi."

Bayram "Ne olacak işte. Şimdiki gençliğin hegemonyası." Diyerek sağına döndü.

 

Tuna M. Yaşar

 
Toplam blog
: 235
: 350
Kayıt tarihi
: 14.09.10
 
 

1973 Karabük doğumluyum. Üniversite uluslararası İlişkiler mezunuyum. Arkeoloji ve okültizm ilgi al..