Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '10

 
Kategori
Siyaset
 

Unutturulan kavram; Kamu hizmeti

Ülke gündeminde olmayan ve unutturulmaya çalışılan bir kavramdan söz ediyorum.

“Kamu Hizmeti” kavramından…

Vazgeçilmeye çalışılan “Sosyal Devlet” ilkesinin, en önemli unsurudur kamu hizmeti.

Kamu hizmeti; kimi kez, “faaliyet, iş, uğraş” anlamında, kimi kez de, kamu kuruluşlarının verdiği hizmet anlamında kullanılmaktadır. Prof. Sıddık Sami Onar, kamu hizmetini şu şekilde tanımlar: “Devlet veya diğer amme hükmî şahısları tarafından veya bunların gözetimi ve denetimi altında umumî ve kollektif ihtiyaçları karşılamak ve tatmin etmek, kamu yararını sağlamak için icra edilen ve umuma arz edilmiş bulunan devamlı ve muntazam faaliyetlere amme hizmeti denilmektedir.” Leon Duquit, “devleti, kamu hizmetlerinin bütünü saymakta ve bu hizmetleri, devletin varlığını oluşturan çekirdekler, hücreler” olarak görmektedir.

Bu tanımlamalar ışığında, kamu hizmetlerinin bazı özellikleri dikkat çekmektedir. Bu özellikler, kamu hizmetlerinin tümünde gözlenen ortak ve genel nitelik olan bu hizmetlerin sürekli (kesintisiz) ve düzenli olarak ifa edilmesi, kamu hizmetinin değişken olması, yani gelişen toplum ihtiyaçlarına ve teknolojik verilere kendini uydurmak zorunda olması ve kamu hizmetinin amacı “kamu yararı” olduğundan; idarenin, objektif (nesnel) esaslara bağlı kalarak, yan tutmadan davranmak zorunda olmasıdır. Kamu hizmetleri önünde bireyler, gerek yararlanma, gerek katılma yönünden eşit muamele görürler.

Ayrıca idare, kamu hizmetini yürütürken, hizmetten yararlananlardan, bu hizmet karşılığında bir bedel almamalıdır. Bu sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir.

Güçlü bir devlet geleneği olan ülkemizde, iktidara gelen siyasi partiler, itinayla “sosyal devlet” ilkesinin bir gereği olan kamu hizmetinin gereklerini uygulamaktan kaçındıkları, kamu hizmeti kavramının içini boşalttıkları gibi, sosyal devlet ilkesinin gereği olan bazı uygulama örneklerini ise bir lütufmuş gibi sunmaktadırlar. Oysa kamu hizmeti, toplumun tamamını ilgilendiren bir haktır.

Örneğin; yıllardır sağlık sisteminde reform adı altında yapılmaya çalışılan düzenlemeler, bırakın sağlıkta kamu hizmetini genişletmeyi, tam tersine, kamu hizmetini daraltmakta, paralı hale getirerek, bu hizmetin kamu hizmeti olma özelliğini ortadan kaldırmakta, sağlık giderek piyasada alınıp satılan bir meta haline gelmektedir. Aynı uygulamayı eğitim alanında da görmek mümkündür. Eğitim hizmetinden yararlanan vatandaşlardan çeşitli adlar altında alınan paralar, eğitimin özeleştirilmesinin ilk adımları mahiyetindedir.

Kamu hizmeti kavramının içini boşaltan önemli uygulamalardan biri de idarenin kamu hizmetini sunarken, “yansız ve nesnel olması, bireylere eşit muamele etmesi ilkesi”nin göz ardı edilmesidir. Bu ilke de ayaklar altına alınmaktadır. İdare, bırakın yansız ve nesnel olmayı, bütün uygulamalarında tarafgirliğini açıkça göstermektedir. Kamuya memur alımlarında uygulanan sözlü sınavlar, memurların kurum içi yükselmelerinde maruz kaldıkları haksızlıklar örnek olarak verilebilir.

Toplumun çoğunluğunun mutluluğunu programına alarak, halktan yana siyaset yaptığını iddia eden siyasi partiler, kendilerini liberal ve muhafazakar sağ partilerden ayırmak istiyorlarsa, “Kamu Yararı” kavramının gerçekleştirilmesinde mihenk taşı olan ve T.C Anayasa’sının 128.maddesinde ifadesini bulan “Kamu Hizmeti” kavramını gerçek anlamıyla uygulamayı hedef olarak önlerine koymalı, bu yönde çaba harcamalıdır.

Sermayenin küreselleşmesi sonucu, bu küreselleşme politikalarına direnemeyerek aynılaşan sağ ve sol partilerin birbirinden farklı politika üretememeleri halka olumsuz yansımaktadır. İktidara gelen siyasi partilerin farklı politika izlemeleri, özellikle sol partilerin, “Kamu Hizmeti”ni toplum hayatında yeniden hâkim kılmak için çaba göstermeleri gerekmektedir. Aksi halde, başta eğitim ve sağlık olmak üzere toplum hayatını ilgilendiren sosyal devlet politikaları tarihe karışacaktır. Sosyal devletin sönümlenmesi yalnızca halkın hayatını zehir etmeyecek, halk adına siyaset yaptığını iddia eden siyasal partilerinde altını boşaltıp, sonunun gelmesine zemin hazırlayarak, tarihe karışmalarına neden olacaktır. Bu nedenle, çoğunluğun mutluluğunu hedefleyen siyasi partiler, yeniden kamu hizmetine sarılmalıdırlar.

 
Toplam blog
: 223
: 700
Kayıt tarihi
: 04.01.08
 
 

Gaziantep' te öğretmen olarak görev yapmaktayım. Son olarak Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ..