Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '10

 
Kategori
Güncel
 

Ünzile

Ünzile
 

Gördüğüm en son prenses


Rahmetli Ayşel GÜrel'in "Ünzile" İsimli şarkı sözünü bilmeyen yoktur. Sabah, şarkının sözlerine istinaden düşünürken, Ünzile'ye dayatılan yaşamı yeniden irdelemiş ve bunun nasıl yapılabildiğini düşünmüştüm.

Ünzile, küçücük yaşında ve koyun karşılığı, kendisinden yaşça oldukça büyük bir insan ile evlendiriliyor. Şarkının sözlerinde bana dokunan kısım ise "Korkar gidemez, köyün en son çitine. İnanır ki orada dünyanın bittiğine." Bölümü olmuştur. Bir insanın hayatını du denli küçük bir alanda kısıtlamak. Yaşamın diğer boyutlarını bilmesini engellemek. Kim bunu kendine hak görebilir ki. İyice hırslanıp Ünzile ile evlenen adama, annesine ve babasına çıkışıp duruyordum kendi kendime. Çite kadar gidip, sonuna varmamış olan Ünzile'ye bile..

Bu ruh hali içinde gidip gelirken aklıma çevremde bulunan arkadaşlarım, hatta kendi hayatım takıldı kaldı. Bizler farklı mı yaşıyorduk Ünzile'den?

Geçen akşam karşılaştığım arkadaşımın biri, üzerine giydiği anvelop gömleğin yakasını sıkı sıkı iğnelemişti. Evet dikkatimi çekti ama bir şey söylemek istemedim. Onu kırmak istemem, çünki çok severim. Yanına oturup konuşurken, sıkı sıkı iğnelediği gömleğinin içinde de ayrıca kısa kollu bir buluz olduğunu görünce makaraları iyice kaçırdım. İçine giydiği bluzdan sadece boğazı gözüküyordu. Diğer arkadaşı benim kadar dayanamamış ve neden içine bir buluz giyme gereği gödüğünü sormuştu işte. Cevap tam da yetiştirildiğimiz şekle uygundu. "Benimki biraz kıskanç, buna bile zor izin verdi." Kendimi tutamadım söyledim. "Seninki dışarda yakası açık kadınlara bakıyordur, asıl güvenmediği kendisi." Ben bu benim karıma kimse bakmasın ben herkesin karısına, kızına bakayım zihniyetindeki erkeklere sinir oluyorum. Kendilerinin ne olduğunu çok iyi bildikleri için, karşılarındaki insanları da kendileri gibi sanıyorlar. Boşa dememişler"Kişiyi nasıl bilirsin, kendim gibi."

Hele bizler, biz kadınlar. Benimki böyle diyip, bunu sindirip, kendimizi de sindirip oturuyoruz. Evde huzursuzluk çıkarmış, çocuklar etkilenirmiş. Sana yapılan davranışın doğru olmadığını biliyorsan ve tasvip etmiyorsan, neden izin veriyorsun. Haklarını elinden alıp, seni kendi istediği kalıba sokarak senin üzerinde tahakküm kuruyorsa neden razı geliyorsun.

Bunu söyleyince, senin kocan benimki gibi değil cevabı klasiktir. Esir olmak isteyene esaret çok...

Kısacası, aslında modern Ünzileler içimizde yaşıyor. Kimi zaman huzurumuzun bozulmaması, kimi zaman sosyal baskılar bizi biz olmaktan çıkartıyor ve kişisel haklarımızı kullanmamızı engelliyor.

Ben demiyorum ki, giymeni istemediği bir kıyafet için eşini boşa, yada ona ters gelen hareketler yap sıf gıcık etmek için.

Ben diyorum ki insan ve birey olduğunu hatırla. Haklarını kimseye teslim etme. Ne kocana, ne babana, ne de çocuğuna!!!
 
Toplam blog
: 247
: 709
Kayıt tarihi
: 11.03.09
 
 

Buradayım işte. Yaşamın tam içinde. Her anın benim olduğunu bilerek. Yaşamın sadece "Şimdi" olduğun..