Uruguay Panteri Muslera

Muslera dünyanın en iyi kalecisi değil. Dünyanın en iyi kalecisi nedir ki. Başarı başarıyla ölçülmez.

Yenmeyecek golü yemiştir, gelene geç demiştir, bazen sorgulanmıştır… Ama onu farklı yapan özellikler dünyanın en iyi kalecisinde yok.

Nedir bu özellikler?

Kaç yıldır kalecilik yapıyor bilmiyorum, bunca zaman geçmiş ben kaleci oldum, tamamım demiyor. Kendine güven aslında zaaftır; güç, hep daha iyi olmaya çalışmaktır.

Hata yapan kaleci iyi kalecidir… Bazı kimseler ulaştıkları yerde gösterdikleri başarıya paralel olarak insanlıklarını unuturlar. Hata yapmamaya odaklanmak da hatadır. Büyük kaleci yoktur, kurtarışlarıyla büyüyen kaleci vardır. Kalecinin büyüklüğünden çok oyundaki herhangi bir pozisyonun büyüklüğünü konuşmalıyız.

Muslera’nın yediği basit goller aklınızda mı? Ama kurtardıkları beyninize işlemiştir. Ben bir oyuncunun oyunda yapamadığına değil yaptığına bakarım.

Futbol bir gösteri oynudur; oyuncu hata yapmasın, kaleci basit gol yemesin, oynamadan kazanalım paralar gelsin mantığı futbolun ruhuna aykırı.

Oyuncu hata yapar, basit gol yerim, kazanacağım garanti olmasın, oyun gitsin gitsin gelsin, insanlar hop oturup hop kalksın, kalecim bacak arasından gol yesin ama imkânsızı kurtarsın…

Muslera’nın ilk GS maçına çıktığı andaki yüz ifadesiyle son maçındaki yüz ifadesi aynı.

Türkiye’de böyle bir futbol felsefesi yok, olmadığı için de… Muslera dünyada hiçbir kalecinin yapamayacağı kurtarışları yapıyor futbolu bilmeyenler tarafından yine de kaleciliği sorgulanıyor.

Kaldı ki panter bile her atladığında yakalayamaz! Muslera’nın büyüklüğü büyük kaleci olarak algılanmayışı. Bunu kendisi sağlıyor. Bir gün kendisine büyük kaleci denilirse bittiği gündür.