Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '09

 
Kategori
Deneme
 

Üryan tarih ve halka dair ne varsa

Konuş artık, tarih önünde nicedir susmuş olan esmer tenli çocuk.


Artık bilelim, suya yazılan gerçeğin katmerli acısını belgeler ve tanıklarla… Sözü eritemez, ağartacaksa gerçeğin tanıklığı yeryüzünü.


Koşarak ve bir nefeste denilsin denmesi gerekenler, bulanık suda avlanan alçağıdır insanlığın ve kendisindeki içsel muhasebenin. Dolaşsın aramızda, sinsi susuş ve inkâr değil bu kez; üryan tarih ve halka dair ne varsa.


Gecikmelerdir çullanan üstümüze, bizi tık nefes bırakan. Sağanak olmalı, barışı insanın kendisiyle ve dünyayla, ortasındaki yangınlara karşı sorumludur aynı zamanda insan olan; bunu da bağırarak ve yaşayarak ortaya dökmeli hemencecik ve bir kalemde…


Ertelenen hele hele çok sesliliğin ve adam gibi yaşamın önündeki engellere karşı mücadeleyse…


Tan vakti konuk olmalı insan, çat kapı girmeli evlerine öteki diye zılgıt çektiği kavimlerin ocağına.


Hangi güzel gelecek muştusunun zorla ve gaspla postalandığını, bavullara tıkıştırılanın bu kez insan olduğunu görmesi için.


Anlatır mı bu kez avlulardaki boşluk, hoşlukların hangi gurbete sığındığını… Yanık kokusu ve sönmüş ocakları sonra, kusacaksa öfkesini bu kez tarih kussun.


Anlatırsın artık dağını ve özlemlerini gurbette sılasını yitirene, kaç kez ağa babaların ne kadar haklı olduğunu...


Taşın ağırlığını bilmen, yurdundan taşlanarak kovulana özrün olabilir mi… Bari onlardan kalan ak sözcükleri lanetleme, ayıptır yediğin içtiğin sofralarına ve hünerlerine karşı.


Savaş naraları atarak kanla beslenen yaratıklar ikliminde donan kavimlere, bir yangın yerinde kaybolma sözü vermeli onurlu ve namuslu olan.


Ne izciler ne de yol açıcılar varılması gereken yere götürebilir, yurdundan sürgün edilen evsiz barksızı.


Yaman adamlar ve sanatçılar vardı aralarında, şimdi hangi yangın yerinde yanarak eridiyse tenleri… Azıklarını aç kalmış ve dışlanmış çocuklarına verseydiniz, gözleri açık gitmezlerdi bari.


Toprağın sağır olduğu uzun yürüyüşlerde, suyun lal ve açlığın kör olduğunu görenler; bir adım ileri çıksın ve artık gölge etmesin tarihe, tarih içinde kalarak...


Ellerini uzat bana yurdunu kardeşliğin yitiminde ve hoş görünün rafa kaldırıldığı günlerde yitiren, karanlığım senin aydınlığında yeşile çalsın tekrar. Berraklığını bulsun suyum, barışçıl mavisini bulsun göğüm ve bereketlensin tekrar kardeşliğinle sil baştan toprağım.


Hoş gelip sefalar getireceksin yurduma, umudunun ak bayrağını açıyorum yine… Bu kez, barış ve kardeşlik aşkına…

 
Toplam blog
: 55
: 383
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

1975’te Ankara’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nü bitirdi. Şiirleri..