Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

Ustalık dönemi

Ustalık dönemi
 

Usta bir diktatörlük mü?


Sekiz yıllık iktidarını çıraklık olarak algılayan R.T. Erdoğan ustalık döneminde nelere talip. 

Önce mecliste yeterli çoğunluk sağlanırsa kendi otoriter yönetimine uygun bir anayasa yapılacak. Demokrasi, çoğunluğun azınlık üzerindeki diktatörlüğüdür anlayışıyla kendilerinin dışındaki tüm güçler susturulup, sonra da kendi partisinin istişare organına benzeyen bir meclis eşliğinde başkanlık sistemine geçerek “ileri demokratik diktatörlük “kurulacak. 

Sonra Türkiye’nin önündeki sorunları ustalıkla çözmeye devam edecek. 

Önce, kendisine oy vermeyen Kürtler “Tek Millet” anlayışının bir gereği olarak içeriye tıkılacak. Direnmeye kalkanlar daha önce de denenmiş yöntemlerle susturulup, yok edilecek. 

Çıraklık döneminde oy deposu olarak gördüğü, Müslüman Kürtlerin verilenlerle yetinmeleri sağlanarak makbul Kürtler olursanız ne ala, yoksa cehennem denecek. Dağdakilerin hemen gelip teslim olmaları istenecek. Yani analar ağlamaya devam edecek. 

Başkan babamızın emir ve komutasından uzak bağımsız mahkemeler, kitap taslaklarını, telefon görüşmelerini, gizli kamera çekimlerini belge olarak kullanıp hayali örgütler kurup devleti yıkmak ve ele geçirmek teşebbüsünden tüm muhalefeti zindanlara dolduracak. Susup biat edenler konumlarına uygun olarak taltif edilecek. 

Nükleer Santral gibi ülkenin gelecek nesillerinin bile hayatını belirleyecek kararlar verilip- kimsenin karşı çıkışı dikkate alınmadan- “Aygaz kadar riskli” bakış açısıyla nükleer çöplük haline getirilecek tüm ülke. Olası bir kaza durumunda ise “Cenabı Allah bir daha böyle bir kaza vermesin” duası edilecek. 

Aleviler derneklerde kaçak ibadet etmeye devam edecekler. Onların nasıl inanıp, nasıl ibadet edeceklerine Sünni Diyanet fetva verecek. Başkan Babamız Avrupa Parlamentosunda azınlıklar sizde nasıl ibadet ediyorlar? Diye soranlara “Kaçak olarak” cevabı yerine, siz de “Romanları” başlığı ile fırçaladığı günleri bir daha yaşamamak için AB ile ilişkilerini donduracak. Sonra da” AB’ye ben ve ülkem asla gelmeyecek” diyerek kendi köklerine rücu edecek. 

Ülkede hala memurluk sınavları, ÖSYM, KPS gibi sınavlar yapılmaya devam edecek, şifreleri önceden alanlar dışında kimse başarılı olamayacak. Ama kimse itiraz edebilme cesaretini gösteremeyecek. 

Basın kendi kontrolünü kendisi yapacak, oto sansürün kurallarını bilmeyen kalın kafalılar da o ara hangi örgüt moda ise ona sokulacak birkaç yıl yattıktan sonra hala akıllanmamışsa linç, recm benzeri yöntemlerle susmaları sağlanacak. 

Seçim sistemi tek millet, tek parti, tek başkan anlayışı ile uyumlu hale getirilecek.”İstişare ediniz” hadisinden dolayı meclisin varlığına saygı gösterilecek. Yani bugün beğenmediğimiz anti demokratik bulduğumuz sistemi mumla arayacağız. 

Başkanın seçtiği “istişare heyeti” disiplinli bir şekilde meclis adı altında düzenli toplanacak. Zira tüm konumlarını başkanın varlığına borçlu olduklarını unutmayacaklar tek ses, tek yürek ülkeyi demokrasiden demokrasiye sürükleyecekler. 

Ülkede toplumsal yaşam yeniden düzenlenecek bazı kötü vatandaşların “tıksırıncaya kadar” içmeleri yasaklanacak, kendilerini erkeklerle eşit sanan bazı kadınlara hadleri bildirilecek. Tacizin önüne geçmek için “örtünün” denecek. 2011 sınavlarında pilot uygulaması yapılan haremlik sınav sistemi başarılı sonuçlarından sonra hayatın tüm alanlarında uygulanacak ve tecavüz önlenecektir. Zina suç olduğu üzere ağır cezalar getirilecek, “doğası gereği “ tecavüzü bir hak olarak görmemesi için erkeklere 4 kadına kadar nikâh yapma hakkı verilecek. Gücü olan erkeklerin bu haktan mahrum olmaları böylelikle önlenerek tecavüzün önüne geçilecek. 

Heykel, resim gibi sanatlar kesinlikle yasaklanacak yeni nesillerin puta tapar olmasının önü alınacak. 

Sendikalar olacak ama grev yapmak olmayacak. 

Gelir dağılımı en bozuk ülke sıralamasında 1 numara olmaya çalışılacak. En çok dolar milyarderlerimizle övünülecek. Zira” Allah zenginliği dilediğine verir, ”onlar da yoksullara sadaka verir anlayışı ile “adil bir düzen” kurulacak. 

 
Toplam blog
: 29
: 1638
Kayıt tarihi
: 21.02.11
 
 

1958 Erzurum doğumluyum. İ.Ü.Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunuyum. İstanbul'da yaşıyorum. ..