Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '13

 
Kategori
Siyaset
 

Üstleri çıplak deri eldivenli 70-100 kişi

Üstleri çıplak deri eldivenli 70-100 kişi
 

Aslını göremediğimize göre hayal gücümüz çalıştıralım


Gezi olaylarının zirvede olduğu günlerde kamuoyuna bir haber yansıdı hatırlayacağınız üzere. Kabataş'ta bebeği ile yürümekte olan başörtülü bir kadına "üst tarafları çıplak deri eldivenli" 70-100 kadar adamın saldırarak başörtüsünü çekiştirdiği, türlü hakaretlerde bulunduğu ve hatta darp ettiği şeklinde ifade edilen mevzu, bizzat olayın kurbanı olduğunu iddia eden kişinin ağzından basınla gerçekleştirilen bir röportaj yoluyla kamuoyuna aktarıldı.

Muhalif çevreler tarafından olayın gerçekten vuku bulup bulmadığına yönelik kanıt olarak böylesine işlek ve merkezi bir bölgede gerçekleşen "menfur saldırının" mobese kameraları ve sair kaynaklarca kayda alınmış bir görüntüsünün (olmaması düşünülemez) kamuoyuyla paylaşılması üzerinde ısrarla duruldu. Hükümet çevreleri ve bahsi geçen görüntüleri izlediğini iddia eden bazı gazeteciler ise toplumsal barışa zarar vereceği iddiası ve endişesiyle söz konusu görüntülerin yayınlanmaması gerektiği ve yayınlanmayacağı yönünde ifadelerde bulundular.

Aynı yaklaşımı camide içki içildiği ve müslümanların kutsal mekanına saygısızlık edildiği iddiasına binaen camiye sığınmış eylemcileri halka şikayet ederken de görüyoruz. Aynı tutumun uzantısı olarak camide içki içme ve benzeri "ahlaksızlık" görüntülerinin de var olduklarının iddia edilmesine karşın kamuoyu ile paylaşılmadığını hatırlatalım. Bunun yerine bizler camide can pazarı görüntülerine şahit olduk.

Hal böyleyken Başbakan'ın kamuoyuna hitap etme fırsatı bulduğu her defasında bu konuları abartılı bir şekilde işlemekten geri durmaması hükümet çevrelerinin yukarıda ifade edilen yaklaşım ve ifadeleri ile çelişen bir husus olarak kayda geçmeli.

Buradan hareketle öne çıkan olasılık şu; böyle şeyler ya hiç yaşanmadı ya da olduğundan çok çok abartılarak kamuoyuna yansıtıldı. Bu görüşü destekler mahiyette olay anında orada bulunan bazılarının, hafif bir itiş kakış olduğu ancak bahsedilen şiddetli darp, yerlerde sürükleme vb. mevzuların asla yaşanmadığı ifade etmelerini gösterebiliriz.

Başbakan ise gezi eylemlerinin özellikle ilk günlerde aldığı vahim boyut, kamuoyuna yansıyan halka yönelik benzerine ancak ortadoğu diktatörlüklerinde rastlayabileceğimiz olağanüstü şiddet ve işkence görüntülerinin  kamuoyunda yarattığı negatif algının seçmen üzerindeki etkisinden çekinmiş olabilir. Partisinin doğal tabanındaki en primitif, en ilkel içgüdüleri gıdıklayarak olası bir dağılma ve taban kaymasını önleme çabalarının sonucu olarak biz artık herkesin gözüne batan bu "dini ögeleri gündelik siyasette abartılı bir şekilde kullanma" söylemine şahit oluyoruz. Bunun en son örneği Barolar Birliği başkanı ile trende yolculuk etmekte olan "başörtülü" bir başka bayan arasında geçtiği iddia edilen hakaret aşağılama vb. şeklindeki polemik (ki adalate intikal eden bu olayın diğer tarafının şahitliği bu olayın da kasten yaratılmış bir "başörtülü bayana saldırı" polemiği olduğunu kuvvetli şeklde hissettiriyor).

Çoğu insanın "Başbakan'ın gezi olaylarını okuyamaması" şeklindeki algısının aksine bence bilinçli ve amaçlı olarak yürütülen bu politikanın nereye kadar götürüleceği ve başbakanın arzuladığı sonucu verip vermeyeceği şu anda kestirilebilir değil ancak ciddi anketler en azından yerel seçim bağlamında AKP oylarında %4-5'lik bir erime öngörüyor. Buna bakılınca Başbakanın endişelerinde çok da haksız olmadığı görülüyor.

 
Toplam blog
: 16
: 938
Kayıt tarihi
: 20.12.08
 
 

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. Finans ve vergi danışmanlığı alanında çalışıyo..