Uyut beni

-Üşüyorum, koynuna al beni,  

-Gel ısıtayım seni, kötü edenleri alayım senden. 

-Geldim, aç bana evini, aç bana yüreğini. 

Kapıda karşıladım seni, sarıldım sıkıca. Sana bir yatak hazırladım, çocukluğundan burnunda kalan sabun kokularıyla dolu bir yatak. Uzandın...
Sarıldım sana, öptüm, en çok gözlerinden ama. Sen anlattın ben sustum, sen hafifledin ben doldum. Yargılamadım seni, günahlarını, yanlışlarını umursamadım.” Niye geldin, niye ben ?”demedim. Önemli olan yanımda olmandı, canımda can bulmandı. 

-Çırılçıplak karşıla beni, öyle sarıl… 

Üzerimdeki bütün fazlalıklardan kurtulup öyle karşıladım seni.
Elbiselerden, duygulardan, korkulardan, yaşanmışlıklardan arındırıp kendimi, öyle çıktım karşına. Sen bütün duygusuzluğunu kapının önüne bıraktın, ben bütün maskelerimi kaldırdım rafa. İçeriye aldım seni, Hoş geldin. 

Çırılçıplak sarıldım, çırılçıplak öptüm seni. Göğsümün arasına bastırıp kokladım, dokundum sana. Acıtma kendini, buzlandırma yüreğini, bırak ısıtayım dedim. 

Yorgundun bana geldiğinde. Sesinde, bakışında, dokunuşunda hissettiğim buydu. Bütün tazelikleri yaşatmak için dokundum, ömrünü uzatmak için dokundum sana. 

-Ne güzel oldu, ömrüm uzadı yahu… Uyumak istiyorum, uyut beni. 

Seni kollarımın arasına alıp sıkıca sarıldım. Kulağına eğildim, bu zamana kadar hiç duymadığım bir masal anlattım. Uydurduğum masalı dinledin merakla. Sustun, gözlerin dalıp gitti uzaklara. O anda neler geçti kafandan hep merak ettim, ama sormadım sana. Sorgular, sualler, gereksiz kelimeler olmayacaktı bugün. Öyle anlaşmıştık seninle. 

Gözlerinin yavaşça kapandığını gördüm, uykuya dalarken yaşadığın irkilmeleri izledim. Sen uykuya yol alıyordun, ben senin masum yüzüne. Ömründe tatmadığın bir uykuya götürdüm seni. Sen uykudayken ellerimi çekmeden öylece bekledim seni. Aslında ben yatakta hareketsiz kalamam biliyor musun? Ama nerden bileceksin ki! 

Ben güzel rüyalar gönderdim sana, sen uykuda gülünebileceğini gösterdin bana. Hayranlıkla izledim gülüşünü, içimden kahkahalar attım. Senin dudaklarında belli belirsiz bir tebessüm, benim gözlerimde ışıltı. Şimdi senin üzerine çöken, sana her şeyi unutturacak uyku ağırlığı, benim içimden giden yılların yorgunluğu. 

Sen uyudun, ben hafifledim.