Uzlaşma mı? Komik olmayın!

Anayasa Mahkemesi, seçime gidilmesinde önemli rol oynayan 367 kararının gerekçesini de 57 gün sonra nihayet açıkladı.
Mahkeme konunun "uzlaşma" yoluyla çözüme gidilmesi gerekliliği nedeniyle böyle bir kararı aldığını ifade ediyor. Yani bir nevi Cumhuriyet Halk Partisi'nin söz konusu kararın alınmasını sağlamak amacıyla yaptığı itirazdaki gerekçeyi esas alıyor. Söz konusu karar alınırken de Anayasa Mahkemesi'nde tartışmalar yaşanmış. Başkan, yardımcısı ve 2 üye daha kararın yetki alanlarına girmediğine dair itirazda bulunmuşlar ama oy çokluğu ile konu görüşülmüş ve "uzlaşma bahanesi" nedeniyle "367 karar ve yeter sayısı" üzerinde karara varılmış.
Konuyla ilgili olarak sadece hukukçular ve halkın büyük çoğunluğu itiraz etmiyor. Tülay Tuğcu'nun emekli olması üzerine Başkanlık görevini vekaleten yürüten Haşim Kılıç, Çankaya seçimlerinde 367 şartının olmadığını savunduğu karşı oy gerekçesinde, 367 şartı arayan Yüksek Mahkeme'nin diğer üyelerinin, "Verdikleri kararla, Anayasa'yı yorum yoluyla dolaylı yoldan değiştirdiklerini" ileri sürüyor. Kılıç, 367 toplantı yeter sayısının aranması halinde 184 milletvekilinin sistemi kilitleyeceğini, Meclis'i çalışamaz hale getireceğini savunuyor. Kılıç, bu durumun, azınlığın çoğunluk üzerinde tahakküm kurması anlamına geleceğini de belirtiyor.
Şimdi Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı uzun zaman tartışılacak. Anayasa Mahkemesi'nin tarafsızlığını korumadığı yönünde yorumlar yapılacak. Hatta bu yorumlar 22 Temmuz'daki seçimleri de etkiliyor. Televizyonlarda yer alan programlarda halka kimlere oy verecekleri yönünde sorular soruluyor.
Bilhassa Karadeniz insanı %40-80 arasında AKP'ye oy vereceklerini ve bunun temel nedeninin de Anayasa Mahkemesi'nin aldığı "haksız" kararın önemli bir neden olduğunu ifade ediyor. Sadece Karadeniz bölgesi değil elbette. Daha birçok bölge halkı da aynı gerekçelerle AKP'ye oy vereceklerini ifade ediyorlar.
Siz bakmayın kamuoyu yoklamalarına. Bana göre AKP, halkın %40-45'inin oylarını alacak durumda. Eğer DP ve MHP barajı geçemezse bu durumda bu oy oranı ile AKP mecliste en az 400 milletvekili çıkaracaktır. Bana göre DP barajı geçemez ancak MHP'nin yüzde 12 civarında oy alacağını düşünüyorum. Eğer ANAP seçime girseydi MHP bu oyu alamazdı kanımca. ANAP'ın oylarının büyük bir kısmı MHP'ye gidecek. MHP'nin barajı geçmesi durumunda AKP 367 milletvekili çıkaramayacaktır. Şimdi kilit nokta bu zaten.
Meclise 3 parti veya fazlası girerse AKP, Cumhurbaşkanını seçecek 367 karar, yeter çoğunluğa sahip olamayacağından sistemin kilitlenmesi söz konusu. AKP, böyle bir durumda eğer kendi adayının seçilmesi konusunda diretme kararı verirse diğer partiler de buna "hayır" derse ülke Cumhurbaşkansız kalacak demektir.
AKP iktidar olamasa ve olası bir CHP, MHP ve iyimser bir tahminle DP koalisyonu olsa bile bu durumda AKP'nin sistemi kilitlemesi son derece kolay. Kaldı ki ben MHP'nin CHP ile bir koalisyon oluşturacağını sanmıyorum. Zira MHP bundan 2 önceki seçimler sonrası DSP ile işbirliği yaparak ne büyük bir hata yaptığını biliyor. Zaten o hatalı kararı, MHP'nin oy oranlarını ciddi anlamda düşürdü ve geçen seçimlerde büyük hayal kırıklığı yaşadılar.
Nereden bakarsanız bakın Anayasa Mahkemesi'nin kararı ülkeyi çözüm yerine çözümsüzlüğe sokan bir karardı. 22 Temmuz seçimleri sonrası iktidardaki parti eğer 367 sayısını bulamazsa ülkeyi yeni bir krizin beklediğini söylemek için kahin olmaya gerek yok.
Ne diyelim? Hakkımızda hayırlısı...