Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '12

 
Kategori
Güncel
 

Üzülseniz de insanlara değer veriniz ve bundan asla vazgeçmeyiniz!..

Bir önceki okul müdürüm Hamdi Özcan, güzel huy ve davranışlara sahip ve bir de güzel sözler, özlü, sarsıcı sözler söylemeye yetkin bir eğitimciydi. Hiç aralıksız okur ve yazardı. Şanslıyım, şimdiki okul müdürüm de çok çalışkan!.. Bir o kadar da bilgili, candan ve başarılı...

Eğitimci Hamdi Özcan neler mi söylerdi? Bir kaçını yazayım:

-Ele çalışıyoruz, derdi.

Etrafınıza bakınız, yaşadığınız ile, bu mübarek vatanın dört bir yanına bakınız; üzerindeki firmalar on-on beş yıl öncesine kadar bizimken, şimdi hangi ellerin olmuş!..

-Ele adam yetiştiriyoruz, derdi.

Beyin göçü olarak veya halen bizimken, ellerin eline geçen firmalarda çalışan, dahi mertebeli yetişmiş gençlerimiz, bütünüyle insanlarımız; kimlere çalışıyor?!..

-İdam en ağır cezadır değil mi, hepimiz böyle biliyoruz. Cezalandırılıyorsunuz ve bedelini size, hayatınızla ödetiyorlar!.. Ancak idamdan daha ağır bir ceza var ki, o da insana değer vermemektir. Benim size; sizin bana, öğrencilerinize, velilerinize, ailenizden birine, yakınlarınızdan birine değer vermemenizidir; en ağır ceza işte budur!.. Değer vermemekle kalmıyor; O'nu aşağılıyor, küçük düşürüyor ve rencide ediyoruz... İntiharların, kavgaların, mutsuzlukların kaynağı, herkese, değer vermede ketum olmamızdır.

Öze gelecek olursak insana, insanlara değer vermeliyiz.

Sonuçta üzülsek de değer vermeliyiz...

Bizim; sevgi yüklü, değer verme duygu ve davranışlarımızı, bir zaaf gibi değerlendirip, bizlere kötülük yapmayı düşünseler de, çevremizdeki insanlara değer vermeliyiz. Değer verdiğimiz halde, kendisinin bundan anlamadığını ayrımsadığımızda da, o insana rehberlik etmeliyiz. Bundan da anlamazsa kendi kıyı şeridimize, kendi dağ yamacımıza çekilmeliyiz... Çünkü bazı insanlar, acı çekmek suretiyle hayata ve insana koşarlar; yeni bir el çırpmayla bağlanırlar sevgilere... Bir gerçek ki, sevgi ve değer görmenin önemini her insan anlar; önünde sonunda... O halde iyiliğe, değer vermeye devam edeceğiz!..

İnsan ağaç gibi değildir; düştüğü yerden tekrar kalkar. Düşüp kalkma savaşını bilen insan, günün birinde kendisine verilen değeri anlar. Öyle bir iyi hale, doğru yola gelir ki, şaşırıp kalırsınız!..

İnsandan insana verilen hiçbir emek boşa gitmez. Sevgi ve emeğin, değerin, dostluğun en alasını görüp de nankör olanlar olsa da; onların bir yakını, bir dostu bilir verilen emeklerin kıymetini... Hak sahibine verilir hakkı, nihayetinde...

Alçakgönüllü insanlar çok sık hayal kırıklığı yaşar ve yakınırlar: "Bu başıma gelenler, hep insanlara değer vermemden kaynaklanıyor. Aslında bana kzıyorlar, eleştiriyorlar; ama ne yapayım yapım böyle, yaradılışım böyle... Ailem, öğretmenlerim; beni böyle yetiştirdi."

Hemen her gün karşılaşırım böyle insanlarla...

Şunu derim bu yücegönüllü insanlara:

-Bu güzel huylarından asla vazgeçme... İyilik etmeye, değer vermeye devam et!.. İyilik edebilen insan olabilmek çok iyidir. Şükret, seni bu güzel huylarınla yaratan Allah'a!..

Birbirimizi sevseydik, ağlar mıydık her gün?!..

En değerli firmalarımız, bankalarımız geçer miydi ellerin eline?!..

Sürekli bir endişe, sürekli bir korku yaşar mıydık?!..

Hele şu başımızdaki işsizlik, yoksulluk!.. İcralarla boğuşan çeşit çeşit kredizedeler olur muydu?!..

Ve bir soru:

Elmasını, üzümünü, incirini, fındığını, buğdayını, mısırını mı yiyeceğiz; elele verip sonsuza kadar, bu mübarek vatan toprağında; yoksa kışkırtılıp birbirimizi mi yiyeceğiz?!..

Biz, birbirimizi yerken; kalanımızı da eller yiyip, üzüm bağlarımıza mı dalacaklar?!..

Bir virane millet ve ülke mi olacağız?!..

Sevelim birbirimizi... Hem de çok!..  Ve geç kalmadan!..

Tek tek fertleri ve milletleri sadece sevgi yüceltir, ilerletir...

 

 

 

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..