Üzülüyorum ama...

Önce, aşağıdaki haberleri okuyalım.

"TBMM Başkanı Bülent ARINÇ, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL ve CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL ile birlikte yürüyen Cumhurbaşkanı SEZER'in alkışlanması sıra dışı bir görüntü oluşturdu."(www.milliyet.com.tr)

Bu da bir başka haber…

"Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 19 Mayıs Stadyumuna geldiği anda tüm stad ayağa kalkarak alkışladı. Normalde protokol tribünü kalkar. Ancak protokol tribünü ayağa kalkınca bütün tribün kalktı ve Cumhurbaşkanı’nı alkışladı.

19 Mayıs Stadyumu’nda Ankara’da değişik okullarından gelen öğrenciler şiirler okudu. Bir öğrenci Atatürk’ün Gençliğe Hitabı’nı okudu. Stadyumdakiler "…iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler" kısmına gelince alkış ve ıslık yağmuruna tuttu.

Cumhurbaşkanı Sezer’in görevdeki son 19 Mayıs kutlaması olduğu için normalde görülmeyen bir uygulama gerçekleştirildi. Stadyumdaki "Türkiye ve Cumhurbaşkanı için" diye anons edildi. Tüm öğrenciler "Sağol sağol sağol" diye cevap verdi. Normalde "Türkiye için" diye yapılan anonsta Sezer’e jest yapıldı." (www.hurriyet.com.tr)

Birinci haberden anladığım, bu güne kadar Anıtkabir’de yapılan törenlerde hiç böyle "Alkışlı" uygulama olmamış. İlk kez oluyor ve onun için de haber "Sıra dışı bir görüntü" olarak verilmiş.

Eğer Anıtkabir’deki bu olay "Sıra dışı" ise, 19 Mayıs Stadındaki görüntü de sıra dışı görüntünün katmerlisi olmuş oluyor…

Bilinen, her iki törende iktidarın da hazır bulunuyor olması…

Benim "Üzüntüm" de buradan geliyor zaten…

Dün Van’da yapılan "Açılış" törenleri sırasında kesinlikle "Karşı duruşu" ispatlamak amacına yönelik olarak alana "Türk Bayrağı" dışında bayrak getirtmeyen ve muhaliflerine "Çürük yumurta" diyen iktidarın, böylesi yerlerde aslında "Uyarı" ve "Tepki" anlamına gelen davranışlardan bir şeyler anlamamış olmaları…

Hatta…

Anlamamış olmak bir tarafa, anlamamakta ısrar edilmesi daha bir acı ve üzüntü veriyor.

Oysa benim ülkem ve milletim bunların hiç birini hak etmiyor…

Demokrasi’nin "Sayısal" boyutunu öne çıkarıp "Uzlaşı" boyutunun unutulması, gelecekte bize çok sıkıntılı günler yaşatacaktır.

O nedenle "Gelin gelecekte üzülmemek için 22 Temmuz’da sandık başında"olalım diyorum. Sadece belli mekânlarda "Alkış" veya "Ses" ile bir yere varılmıyor. Esas sonuç "Oy" ile olacak. Bunu gözden kaçırmayalım ve sonunda da üzülmeyelim…

Diyorum…

Tutan olursa tabi…

19 MAYIS 20007

Fotograf: www.milliyet.com.tr