Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '09

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Uzun sürmüş bir intihar mıydı benimki?

Uzun sürmüş  bir intihar mıydı benimki?
 

www.sevyet.com


Üçyüzaltmışaltı gün önce, tuşlar üzerinde gezerken parmaklarım ve akşam ezanı ile yatsı ezanı arası yazma serüvenine başlamamışken henüz, okuduğum bir blogdan etkilenmiştim. Alptekin’den birkaç gün önce öğreniştim “haberci”ekleyebilmeyi ve blog habercime eklemiştim saatler 19.16 yı gösterdiğinde…

Aylar sonra, aynı gün, yani 366 gün önce benden onaltı saat otuz dakika evvelinde onun blog habercisine eklendiğimi öğrendiğimde şok olmuş ve “kaderin cilvesi” diye gülüşmüştük

***

Rahmetli Anneannem çok güzel masallar anlatırdı yıllaaaaar önce. Ve her masalın ardından mutlaka öğütler eklerdi sonuna. İşte onlardan biri :

Çoookk uzaklarda, kaf dağının ardında bir ülkede yaşayan yoksul bir adam anlatmıştı bir keresinde de. Bu yoksulluk çeken adamın yemek yemeye parası yokmuş. Parası yokmuş ama rengarenk, kral hazinelerine bedel düşleri, hayalleri varmış... Bir gün, hayal tacirleri’nin duvarlara astığı ilanlara gözü takılmış bu yoksul adamın. İlanda “ düşlerinize, hayallerinize hayal bile edemeyeceğiniz paralar veriyoruz” yazıyormuş.

Yoksul adam bitkin bir şekilde düşünmeye koyulmuş: Bir tarafta açlıktan yorgun düşen bedeni, öte yanda ruhunu besleyen düşleri...

Açlığı ağır basmış, götürüp satmış düşlerini; anlatmış birer birer hepsini...

Parasını almış tacirlerden ve gidip karnını doyurmuş iyice. O gece karabasan ile uyanmış. Rengarenk düşlerin yerini gecenin ıssızlığı sarmış, uykuya dalamamış tekrardan.

Sabahın ilk ışıkları ile, düşlerini geri istemiş hayal tacirlerinden... Ama nafile.

“Ne yazık ki artık düşlerin yok” demiş hayal tacirleri... “Onları sattık ve yeni sahipleri çoktan gerçekleştirdiler bile.”

***

Birkaç yüz sözcükten oluşan bir İngilizce alt yapım var. ‘eraser’ sözcüğünü ‘Silgi’ olarak biliyordum bunca yıl. Geçenlerde ilgisiz bir konuda iddialaştım ve kaybettim. Meğerse ‘Silici’ anlamında da kullanılıyormuş ‘eraser’

İddia eden arkadaşımın verdiği örnek Arnold Schwarzenegger filmiydi. Araştırınca kaybeden olduğumu anladım. Filmi hatırladım. Schwarzenegger filmde bir polisti ve görevi itirafçıların öldürülmelerini engellemekti. Bunun için de değişik bir yöntem kullanıyor, o insanları bir şekilde ölmüş gibi gösteriyor, adlarını kayıtlardan siliyor, yeni bir kimlik ile yaşamlarını sürdürmelerine olanak sağlıyordu.

***

Yaşamım süresince yarım kalmış bir yürüyüşü tamamlayabilme hayaliyle tükettim gençliğimi.Orta yaş kapıya dayandığında, intihar eşiğine gelen arayışım, hayal tacirlerine satmak üzere olduğum düşlerimi son anda satmaktan vazgeçirdi. Herşeye boş verip düşlerimin ardına taktığım hayallerimle karanlık hücrelere esir olan ruhumu aydınlattı. Dostum oldu. Arkadaşım, sırdaşım, sevgilim…Ve sonunda “eraser” oldu.

“ Sensizliğe alıştığım için affet beni…Ama ben SENSİZLİĞE ALIŞTIRDIĞIN İÇİN seni affedermiyim ? Bilmiyorum” diyerek Delete etti.

Rahmetli anneannem masalın sonunda demişti ki “ düşlerini sakın satma çocuk. Düşsüz kalmak parasız pulsuz kalmaktan çok daha acı verir insana”

Ne dövüşebildik hakkıyla , ne sevişebildik doyasıya…

366 gün önce bulduk birbirimizi ve yıldönümünde kaybettik.

Uzun sürmüş bir intihar mıydı benimki?

 
Toplam blog
: 126
: 1276
Kayıt tarihi
: 10.09.06
 
 

48 yıldır yaşıyorum.Gazeteciyim, müzisyenim, babayım... Önce insan ve iyi bir yurttaş olabilme çab..