Vaat edilmiş topraklar

Oğlumun ön adıdır; Kenan. Yani; Cennet, Filistin....

Neler oluyor Filistin'de... Siyonist güruh ne yapmaya çalışıyor. Bazılarının baktığı ya da göstermeye çalıştığı gibi "İsrail'in elinde biriken silahlarını deneme, mühimmatı tüketme ve çarpışma deneyimi için sahaya konan bir taktik mücadelesi" şeklinde mi algılamalıyız olan biteni. Yoksa olayı tüm detayları ile irdeleyip, imbiklerden geçirip "Ya bu adamlar galiba BOP diye diye, Müslümanları katlederek, burnumuzun dibine kadar gelip yerleştiler. K.Irak'a Müslüman İsrail diye bir de şube açmak üzereler" diye mi mıhlamak lazım beyinlerimize.

Düşünsenize! Bir tarafta 50 yıllık bir devlet. Yalan yanlış dahi olsa bir takım idealleri var. O idealleri uğruna her türlü oyunu sahneye koyup amaçlarına ulaşmak için tüm gereklerini yapıyorlar. Öyle ki, insanlık, acıma, namus gibi kavramları yok. Çok bilinçli, çok sabırlı... Çok ama çok planlı.... Diğer tarafta ise bir türlü birlik olamayan, kıskançlık, liderlik duygusu ya da adını bilmediğim, koyamadığım başka herhangi bir nedenle bütünleşmeyi, güçlenmeyi, uyanmayı başaramayan Müslümanlar...

Ben çok şey mi biliyorum bu konularda. Hayır. Tam tersine çok az şey biliyorum. Çünkü; hiç öğretilmedi... Hatta öğrenmeyi öğrendikten sonra da kaçırıldı bilgiler. Saptırıldı. Uyutuldum. Birçokları gibi... Ama artık uyanıyorum. Silkiniyorum. Bahara uyanan canlılar gibi... Tüm hücrelerim yenileniyor. Simurg gibi yeniden doğuyorum.

Önce Iğdır'lı Hasan Onbaşıyı düşünüyorum. Sonra Çanakkale'de öleceğini bile bile düşmana az bir mesafede Kur'an okuyan. Hiç korkmadan düşman üzerine atılan ecdadımı düşünüyorum. Biz ki İslam'ın son halifesi olanların soyundanız, geçmişimizle elbette övünürüz. Ama bugünlerimizde de o övünecek işleri yapanlardan olmayı diliyorum...

"Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız üstün gelecek olan sizsiniz." Al-i İmran (139)