Valilikler Cumhuriyet kutlamalarından niye rahatsız oluyor?

Ankara'da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda düzenlenecek etkinliğe Valilik tehdidiyle karşı karşıya!

Ankara Valiliği, kentte 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda bazı dernek ve resmi niteliği bulunmayan oluşumlarca organize edileceği duyurulan yürüyüş eyleminin kanuna açıkça aykırı olduğunu, eylemin güvenlik güçlerince engelleneceğini bildirdi.

Ankara’da yapılacak etkinliği yakından takip etmeye çalışan birisi olarak, Ankara Valiliğinin tavrını da yakından takip ediyorum.

Ankara Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, basındaki bazı haberlerden, bazı dernek ve resmi niteliği bulunmayan oluşumlarca yapıldığı anlaşılan duyurular ile başvurulardan ''29 Ekim Seferberlik Yürüyüşü'' ve ''Vatan ve Cumhuriyet İçin Halk Buluşması'' adıyla, illerden Ankara'ya gelerek 29 Ekim'de Ulus 1. TBMM önünde kitlesel basın açıklaması, ana cadde ve meydanlarda kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmek istendiğinin öğrenildiği belirtildi.

Bunun saklısı gizlisi yok ki; Bu konuda size yapılan başvuruyu kabul etmediğiniz biliniyor. Bende o toplantıya katılmayı düşünen bir Cumhuriyet sevdalısı olarak sizin açıklamalarınızı yakından takip ediyorum.

Gelelim valiliğin gerekçesine;

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümleri uyarınca Ankara'da toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak yerlerin önceden belirlendiği ve ilan edildiği vurgulanan açıklamada, kanunların bu açık hükümleri karşısında, Ulus 1. TBMM önü ile ana cadde ve meydanlarda gerekçesi ne olursa olsun hiçbir eylemin gerçekleştirilmesinin yasal olarak mümkün olmadığı ifade edildi.

Yani Cumhuriyet’e alerjisi olanlar, mazeret uydurma konusunda hiç sıkıntı çekmiyorlar. Cumhuriyet kutlamalarına sınırlama getirenler, kimin valisi?

Devlet adına görev yapması gereken bir valinin, kendisini bu makama taşıyan Cumhuriyet’e bu kadar düşman olmasını anlamak mümkün değil.

Bu ahval ve şeriat içinde Cumhuriyet Bayramı törenlerini engellemek isteyen zihniyet ile ilgili söylenecek birkaç çift laf olmalı değil mi?

Türkiye'nin aydınlık yüzünü görmeyenler tarafından karanlık tarihi yazılıyor bugünlerde…

Gelecek kuşaklar tarih kitaplarında okuduklarında bu günleri acaba ne düşünürler?

Bizleri affederler mi?

Gelecek kuşaklar birilerini karanlık tarihin yazıldığı kitaba ''kapak'' yapacaklar…

Yasakçı zihniyete rağmen, Cumhuriyet’in ruhu dimdik ayaktadır…

Korku ve baskı ikliminden…

Belki bugün sessizdir…

Belki de sabretmektedir…

Ancak…

Günü geldiğinde ayağa kalkıp kükrediğinde…

Bilin ki, Cumhuriyet karşıtı ruhu ayaklar altına almasını bilecektir. Bu gün hesap soruyoruz, var mı bir diyeceğiniz diye şişinenler, günü geldiğinde gerekli cevabı olacaklardır…

Biz Türkiye Cumhuriyeti’nde mi yaşıyoruz…

Yoksa başka Cumhuriyet’te mi?

Atatürk anıtlarına ‘çelenk koyma geleneği’ , ‘’yasak koyma’’ya dönüştü.

Görüyor musunuz, “değişim’’ nerelere vardı. Hangi yasaklarla ulusal günleri “tutsak’’ almaya kadar uzandı.

Ancak bu baskı, “değişim “ adı altında da olsa bizi yıldıramaz…