Var mı, yok mu?

Önceki akşam, bir televizyon kanalında tartışma izliyorum.

Konuya, Diyarbakır’da yaşanan ve 4 öğrenci ile bir babanın hayatını kaybetmesi ve birçok kişinin yaralanması ile sonuçlanan, alçakça yapılan bombalı saldırıdan yola çıkılarak, sözüm ona “Kürt sorunu” üzerine tartışılıyor.

Stüdyoda Kürt asıllı bir yazar, eski emniyet müdürü Hasan ÖZDEMİR, Kürt asıllı Tunceli Milletvekili Kamer GENÇ… Bir başka stüdyoda Emekli General ve Diyarbakır’dan da Sivil Toplum Kuruluşları sözcüsü olarak Diyarbakır Baro Başkanı ve bir kişi daha…

Tartışılan konu da belirttiğim gibi sözde “Kürt sorunu” üzerine…

Tartışma, gece geç saatlere kadar sürdü. Tartışmaya katılanların hepsi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ulusal birliği, bölünmezliği üzerinde birleşiyorlar.

Tek devlet, tek dil v.s. gibi…

Ancak, hem Diyarbakır’dan katılan baro başkanı ile hem stüdyodaki yazar, bunlardan sonra “Kürt kökenli”lere özgürlük istiyor, daha fazla demokrasi istiyor.

Bu isteğe karşı, Milletvekili Kamer GENÇ dâhil herkes şu soruyu soruyor…

- Ne istiyorsunuz?

Cevap aynı…

- Daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi…

- Tamam kardeşim, daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi de, istediniz de olmayan daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi hangisi? Ne olmasını istiyorsunuz, açıkça anlatın.

Cevap veriyorlar…

- Daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi…

Programın başından sonuna kadar aynı kısır döngü devam etti gitti. Plak bozuk ya, aynı yerde dönüp duruyorlar.

Şunu diyemiyorlar açıkça…

Biz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan “Kürt kökenli”ler olarak bağımsız bir Kürt Devleti istiyoruz…

Bun ülkede (Hortumcu ve yandaş kayırmaları saymıyoruz) fırsat eşitliği var mı?

Bu ülkede adalet önüne çıkılınca, herkese aynı yasa uygulanıyor mu?

Bu ülkede, olabildiğince sağlık ve eğitim olanaklarından yararlanırken ayrım var mı?

Yok…

Peki, o zaman istediğiniz nedir?

Cevap hep “daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi” oluyor.

Peki, burayı geçelim, PKK terör örgütü mü? Hadi “PKK terör örgütü” deyin…

Yok, onu da demezler. Şiddete karşılar, ama PKK’nın terör örgütü olduğu açıkça ifade edilemez.

Bir başka talep…

Efendim “Af” çıkarılsın…

Niye çıkarılsın, TCK’nın 221 nci maddesi yetmiyor mu?

O yetmiyor, çünkü o madde ile katil başı cani Apo, hapisten kurtulamaz. Bunca can alan hainlerin lider kadrosunun geleceği aydınlık değil.

Peki, daha dün bombalama sonucu ölen “Kürt kökenli” çocukların hesabını kimden soracağız?

Ona da yanıt var.

Türk Milleti’nin affına ve hoşgörüsüne sığınıyoruz…

“Nasıl olacak bu iş peki” diye sorduğunuzda cevap var. Yeni yapılan Anayasa çalışmalarında bu işe çözüm bulunabilirmiş…

Peki, onu soralım, nasıl bulunacak?

Cevap yine “Daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi” oluyor.

Beyinleri yıkanmış ama yıkama sonrasında fazla sıkılmış ki, epey hasar görmüş beyinleri anlaşılan…

Kürt sorunu varmış…

Hadi be sende, açıkça ortada ki var olan şey “Beyin” hasarı ile ilgili…

Esas sorun “Beyin”deki oluşan hasardan kaynaklanıyor. Yoksa bu ülkede “Kürt sorunu” diye bir şey yok. Amaç, desteğini dışarıdan alan Türkiye Cumhuriyeti devleti’ni bölüp parçalamakla ilgilidir.

Tabi yerseniz…

08 OCAK 2008