Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '09

 
Kategori
İstanbul
 

Vatman Şakir bey

Vatman Şakir bey
 

Son tramvay


Vatman şakir bey, Kocaman iki kanadı olan, üzerinde kapıya yakışan demirden dökme büyük bir anahtarla açılıan kilidiyle, bizi koruma görevi dışında bizden bir parça gibi, bizimle yaşayan, sokak kapımızın karşısında duran divanın üzerine babamın evden çıkma vakti geldiğinde, onun ancak iki küçük çocuğun kaldırabileceği ağırlıktaki deri ceketini, iki kolundan çekerek ayakta dururduk, babam yüzündeki her zamanki tatlı gülümseme ile bizim ne kadar büyük bir iş yaptığımızın, bizde yarattığı heyecanı önemsediğini belli eden bakışları arasında, o ceketten çıkan ve hala hatırladığım hakiki deri kokusunu içimize çekerek babamın biraz eğilerekte olsa, kolllarını usulca sokarak o cekete can vermesine tanık olurduk. Kaşkolunu attıktan sonra boynuna, sokak kapımızın kalın ve kocaman kilidinin açılma sesini, dışarıda yağan karın lapa lapa tanelerini savuran rüzgarın sesi eşssiz bir ahenkle takip ederdi, Biz babamızı ejderhalara inat ağzından soğuk bir hava soluyan canavarın kolları arasında kayboluşunu seyreder, her gün yaşanan bu ayrılık hüznüyle, bir anda soğuyan sofamızın içinde kendi çocuk dünyamıza yeniden iltica ederdik.

Babam çok sevdiği İstanbul'unun en güzel haline tanıklık ettiği kırmızı kuğusu olan tramvayıyla buluşmaya gidişini, biz her gün aynı, her gün yeniden tekrarlanan her gün hiç yaşanmamış gibi alışkanlığa dönüşmeyen işe gönderme seramonisini tekrarlardık. Sayısız tramvay hikayelerini dinlemekten bıkmadığımız bir anılar öyküsü içinde büyümüştük. Son durak kısıklı cümlesi hep aklımdadır. Vatman şakir beyin 1969 senesinde son tramvayı kullanırkenki hüznü ve ona kattığı özel adamlığı yaşanan gerçek bir istanbul masalı olarak asmıştık evimizin duvarına.

Yıllar sonra arık babamın olmadığı bir pazar sabahını yaşadığımız büyük kapılarımızın ve artık ses çıkarmayan kapı kilidi olmayan evimizde Hürriyet gazetesinin pazar ekinde tramvaylarla ilgili bir yazıda babamın fotografı ile bize sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdiğinde duyduğumuz heyecanı tarif edilemez bir heyecanla elden ele dolaşan gazete sayfasına time dergisi kapağı muamelesi ettiiğimiizin farkında değildik.

Birkaç sene önce Beyoğlunda, istiklal caddesinden galataya doğru ağır ağır, yeni İstanbul'un vitrinlerinde eski istanbulu bulabilmenin saçma hayaliyle yürürken, galataya doğru geldiğimde bir dükkana girdiğimde ve burada bir sürü eski istanbul fotograflarının önünde kendimi bulduğumda, çoktan biraz önce yürürken rastlayamadığım istanbulumu cansız ve siyah beyaz istanbul fotograflarında çok daha canlı ve renkli olduğunun farkına varmıştım bile.

Birden kadıköy meydanında süzülen bir tramvay fotografı ve ön camından bana bakan babamı gördüğümde belkide benim gibi istanbulunu arayan diğer müşterileri tek tek çevirip elimdeki kartpostal istanbul fotografını göstermek istiyordum. Bakın bu benim babam. Vatman şakir bey, aşifte İstanbulun yavuklularından biri, biliyor muydunuz? son durak kısıklıymış demeyi birde, usulca seçtiğim diğer fotograf kartpostallarınıda alarak ve yüzüme bir gülümseme takarak yeniden istiklal caddesinden yukarıya doğru yürümeye başlamıştım, ama yanımdan geçen tramvayın cebimdeki kartpostaldan daha silik ve cansız olduğunu anladığımda, çalan çan sesli kornasından, kurtarın beni buralardan dediğini anlamıştım tutsak edilmiş istiklal caddesi esiri tramvayın.

Birkaç hafta öncede internette Vatman şakir beyin bu fotografı ile buluştuk. Sağdaki gurupta en önde duran (soldan üçüncü) şapkalı özel adam.

Son durak kısıklı düşünün bakalım, hayal edin eski İstanbul'u.

 
Toplam blog
: 22
: 494
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

7 ayda tamamlanan embrio gelişimi, 2 burcu olan ama ikisinde de inanmayan, tramvay delisi, acelem..