Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ve onlar da Kürt

Ve onlar da Kürt
 

Resim: www.yarinlar.org/image/200807092343120.jpg


Dün, Side, Sorgun Titreyengöl civarında dolaştım biraz. Hem ziyaret hem ticaret misali... Eski bir reklam müşterimin kardeşine rastladım Side anayolda yürürken.

-Ağabeyin nerede ne yapıyor, uzun süredir göremiyorum, dedim.

-Ağabeyim butik de dedi. Söylediklerimi algılamakta güçlük çekiyordu. Bazı yerlerini iki üç defa tekrarlamak zorunda kaldım.

-İyi o zaman bi ziyaret edeyim, dedim.

-Tamam, dedi.

Beraberce butiğe doğru yürüdük. İçeri girdiğimde, kasada oturan adamı tanımakta güçlük çektim. Eski halinden eser yoktu.

-İşler nasıl, neler yapıyorsun? dedim.

-Ehh. Gördüğün gibi… Kötü çok şükür, dedi.

"Yaklaşık iki yıldır görmüyordum."

-Ne oldu senin güzellik merkezi. Bir ara Antalya’ ya gittiğinizi duymuştum, dedim.

-Gittik. Oraya da bir şube açtık, güzellik malzemeleri toptan satış pazarlamaya yönelik olmadı, dedi. Hem orayı, hem burayı kapattık. Şimdi burada “Butik” oturuyorum, batırdığım para 350 bin Euro, dedi.

-Geçmiş olsun, hayırlısı... dedim.

Tabii içimden; hıııı 350 bin Euro mu? deyip şöyle bir yutkundum. Zira o parayı ömrüm boyunca bir arada görmemiştim.

Oradan çıkıp bir başka uğrak yerim olan bir mekana gittim. İşletme müdürü gündüz resmi bir kurumda, gece de orada çalışan Diyarbakırlı bir bey.

Kendisine sordum. Sen devamlı burada çalışıyorsun, Side’ de iş yeri sahibi olan Kürtlerin oranı nedir sence. Nasıl yaşıyorlar dedim.

Yarıdan fazla olduğu kesin. Yaşam biçimlerini ise hiç sorma, Bazılarını ve bazı şeyleri gördükçe insanlığımdan utanır oldum, dedi. Fazla yorum yapmadım.

Oradan çıkıp Tireyengöl de sahibini önceden tanımadığım bir Kuyum mağazasına uğradım. Tanıtım, pazarlama için. Ben hatırlayamadım ama onlar beni tanıyormuş. Biz sizi tanıyoruz. Manavgat’ ta da bir dükkanımız var oradan, dedi.

Sonra bir bey geldi yanıma. Hello deyip karşıma oturdu. Ben Türkçe cevap verince; affedersin ben seni yabancı zannettim, böyle inciklerle boncuklarla görünce filan, dedi. Kendisi işyerinin sahibi, aynı zamanda Tunceli’ li imiş. Bir hayli genel gidişattan, güncel konulardan, politikadan, siyasetten konuştuk. Bana uzun bir Alevi nutku çektikten sonra, müşterileri geldi, ben de başka işlerim, ziyaret etmem gereken başka yerler nedeni ile tekrar konuşmak üzere vedalaşıp ayrıldım.

Dedim ki kendi kendime. Benim iki kuyum dükkanım hiç olmadı. Kuyumu bırak doğru dürüst altınım bile olmadı. Bir zamanlar yatırım olsun diye aldığım dört bilezikten başka. Onu da koltukları alırken ihtiyacım oldu sattım.

Demek ki neymiş? Kürtler sadece alt kademe işlerde çalışmıyormuş. Kuyum dükkanları, lüks deri dükkanları, lüks restoranları, otelleri olanları olduğu gibi, otelde komilik, bulaşıkçılık, restoran şefliği, mutfak şefliği yapanları da varmış.

Demek ki; görünen köydeki insanların konumları, nüfus cüzdanları ve orada ne yazdığı ile alakalı değil, yapabilirlikleri, yetenekleri, donanımları ile alakalı imiş sadece...

Hepinize stresten uzak sevgi dolu günler dilerim.

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..