Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '10

 
Kategori
Sinema
 

Veda

Veda
 

Zülfü Livaneli'nin "Veda" filmini seyrettim.

Aslında neden bilmem tarih okumayı severim ama ülkemizde yapılan tarihi belgesel niteliğindeki filmler konusunda birazcık olumsuz önyargı oluşmuş bende.

Tekrarlar , aynılıklar fazla gözüme battığı için belki. Belki tarihin hikayeleştirilmesindeki başarısızlık. Belki de olumlu olumsuz eleştirilerin fazlaca abartılmasından ve bu abartının çoğu zaman sinema sanatı adına olmamasından ve ve ve açıklanan görüşlerin kavgacılığı, alınganlığı, siyasi boyutunun fazla cıncıklanması ( bu sözcüğüde bir ben mi kullanıyorum ne ?) benim pek hoşuma gitmiyor. Bir sürü nedenden işte. Sinema adına tabiki üzücü. Çünkü tarih belki de en keyifli sinema sanatı yoluyla aktarılabilir ve sevdirilebilir.

Bu nedenle tereddütlü ama yine de Zülfü Livaneli ismine güvenerek bilet aldım filme.

Zülfü Livaneli, filmin tanıtımıyla ilgili açıklamalarında bu filmde aslında Atatürk 'ü değil, Salih Bozok'un kaleminden ve onun gözüyle döneme ait yaşananların sinema kurgusuyla öyküsünü sunduğunu anlatmıştı. Tarih kitaplarında fazla arka planda kalmış, eksik tanıdığımız bir karakter Salih Bozok. Atatürk'ün başyaveri. Ve film aslında Atatürk' ün 6 yaşından beri birlikte olduğu, birlikte okuduğu en yakın arkadaşının trajik sonuyla biten hikayesi.

Ama işte Atatürk öyle güçlü bir kişilik ki, birlikte olduğu en yakın kişilerin hepsinin hayatını da derinden etkilemiş. Tıpkı 80 küsur yıldır Türk halkının hayatını da derinden etkilediği gibi. Böyle bir karakter söz konusuysa, filmde de o karakterin öne çıkması ve Salih Bozoğ'un hikayesinin bir Atatürk filmi haline gelmesi kaçınılmaz.

Filmi çok beğendim.

Gerçekten sinemayı bilen, kurguyu, öyküleştirmeyi bilen, estetiği içselleştirmiş bir sanatçının elinden çıktığı çok belli, çok emek verilmiş güzel bir film. Atatürk rolü ile zaten çok beğendiğim bir oyuncu olan Sinan Tuzcuoğlu'nun oyuncuğuna ve yorumuna da benden bir alkış. Diğer oyuncular da rolün, karakterlerin hakkını layıkıyla gerçekten vermiş. Filmde Kazım Karabekir rolüyle Sunay Akın beni çok şaşırttı. Kazım Karabekir ve Atatürk'ün karşılaştıkları, Atatürk'ün askerlikten istifa edip sivil hayata geçtiği ve önemli kararlar aldığı dönemde, iki eski arkadaşın arasındaki gerilim ve güvenin yansıtıldığı kısacık bir sahne var ki filme gitmeyenler ve gitmeyi düşünenlerin dikkat etmelerini öneriyorum. Ben çok etkilendim.

Ayrıca film müziğini de Livaneli yapmış. Diğer kullanılan müziklerle birlikte çok etkileyici, konuyu vurgulayıcı. Film bitince hemen kalkmayın. Müziğin filmle birlikte ruhunuzda yarattığı etkiyi hissedin.

Filme ait söyleyebileceğim tek olumsuz eleştiri Atatürk'ün yaşamının son dönemlerine ait sahnelerde Sinan Tuzcuoğu'nun yerine başka bir oyuncunun rol alması. Makyajla yine Tuzcuoğlunun devam etmesinin daha uygun olacağını düşündüm.

Tijen Taşlı- İzmir

 
Toplam blog
: 156
: 2800
Kayıt tarihi
: 03.04.07
 
 

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR. 9 Eylül Ünv. İşletme mezunu, 9 Eylül Ünv.Sosyal Bil. Ens.Sağlık Kurumla..