Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '09

 
Kategori
Eğitim
 

Veli Toplantısı Rezaleti

Toplantı saat 16.30 - 18.30 arasındaydı. İşimden çıkıp okula gitmem İstanbul trafiğinde ki mesafenin 35 km. olduğunu düşünürseniz yaklaşık 1 saat sürdü. İşlerimi toparlayıp yöneticimden izin alıp çıktığımda saat 15.45, okula ulaştığımda 17.00 idi.

Okul girişinde oğlumun sınıfı ve görüşme yapılacak öğretmenler listesini aldım. Doğal olarak en çok derse giren öğretmenin olduğu sınıfa doğru yöneldim. Bekleyen 4 kişi vardı. Her zaman kapıda "lütfen 5 dakikadan fazla içeride kalmayın "yazmasına rağmen bana sıra geldiğinde saat 18.00 idi. Bu süreç içinde başka sıralara girmedim zira ingilizce sınıfının önünde de benzer bir kuyruk vardı yani bir seçim yapmalıydım. Sıra beklerken kapı önünde veli konuşmalarına her ne kadar yol boyunca kendimi karışmama yönünde tembihlesem de elimde olmadan karıştım. Tam bir devrimci tiplemesi ses tonu ve hareketleriyle. Konumuz din dersinden kimin kaç aldığı yönündeydi. Ben kendi çocuklarımın notlarını takip edemezken veliler nasıl tüm sınıfın notlarını takip ediyor inanamıyorum. Bilmem kim 96 almış, çünkü bismillahirrahmanirrahim yazamamışta bismillah yazmış. Aralarında gülüşmeler. Çok önemliymiş bu arada sınıfın genel durumunu bilmek bakalm herkes ne kadar öğreniyormuş. Yani işler yolunda mı? Öğretmen anlatabiliyor mu? Akıl alır gibi değil. Sonrasında sınıfa başka bir okuldan katılmış velinin dershane araştırmasına ilişkin verilen akıllar " Bilmemne dershanesi çok iyi tavsiye ederim. Hatta harika bir türkçe hocası var onuda tavsiye ederim" Bu çocuklar 4. sınıfta özel okulda ve akşama kadar okula gidiyorlar!!!!

Sonrası bilindik, duyulduk nakaratlar. " Şimdiden sıkı tutmak lazım. Aman ha boş bırakılmasınlar, rakipler gelecek, ezecek geçecek. Hemen koş aman geç kalma " kadın şaşkın bir bakış içinde. İşte tam bu sırada tutamadım kendimi. Gözüm dönmüş şekilde ve mesleğimin İnsan Kaynakları uzmanlığı olmasından kaynaklı reflekse verdim veriştirdim. Çocuklara b u yaşlardan başlamak üzere insanların özel hayatını konuşmamaları gerektiğini öğretmek, arkadaşıyla değil hayat boyu sadece kendisiyle yarışması ve sadece kendini geçmesinin önemini vurgulamak gerektiğini anlattım durdum anlaşılamadığımı bile bile...

Çok merak ediyorum kim oluşturuyor bu pazarı okulların birbiriyle yarışı mı? velilerin birbiriyle yarışı mı devletin politikası mı? Hani dershaneler kalkacaktı? Ne oldu bırakın 3 yılı 5 yıla çıktı. Sonra yazıp çiziyoruz bu ülkeden sporcu çıkmıyor, sanatçı çıkmıyor, yaratıcılık sıfır diye...

3 blok arası ancak 3 öğretmene gidebildim ve saat 19.45 oldu. Geçen yıllar bu rezaleti anlattığımda okulun genel koordinatörü " Gelmeyin Berrin hanım, mecbur değilsiniz gelmeye" dedi. Sorunu çözmeyelim kestirme bir cevap verelim. Sonra çocuk 3 gün önceden başladığı "Anne geliyorsun değil mi toplantıya " endişesini toplantı sonrası " Neden gelmedin anne " sendromuna dönüştürsün.

Çalışan anneye düşmanlık böyle başlıyor sanırım. Geçmiş yıllarda her anneler günü rezaleti, her karne günü rezaleti, her veli toplantısı rezaletinde yazdığım gibi.

Sonra bazı platformlarda nüfusunun yarıdan fazlasının kadın olduğu ülkemizde " Kadının istihdama katılamaması, katılan kadınların yönetici olamaması, politikada kadın sayısı azlığı vb. konuları tartışıp duruyoruz..

Bir yerde yanlış yapıyoruz ama nerede ?????

 
Toplam blog
: 11
: 506
Kayıt tarihi
: 29.06.09
 
 

12.09.1968 Ankara doğumluyum. 1989 Mülkiye mezunuyum. Evli ve 2 çocuk annesiyim. İnsan Kaynakları a..