Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '17

 
Kategori
Futbol
 

Vodafone Arena’da Van Persie damgası: İlk yenilgiyi tattırmak…

Vodafone Arena’da Van Persie damgası: İlk yenilgiyi tattırmak…
 

Maça, Lig açısından mı, yoksa Kupa açısından mı bakmalı?

Bilinir ki, neye nasıl, hangi açıdan bakıldığı önemlidir. O bakımdan sonuç, bakış açısına göre, farklı kesimleri/ kişileri farklı ölçüde memnun edebilir. Sözgelimi Fikret Orman, Vodafone Arena'daki ilk yenilgiyi hafifletmek için, Kupa’yı hafife alıyor:

"Bu bizim için çok önemli bir maç değildi, ama Fenerbahçe'yle oynanınca önemli oldu. (...) Futbol sahada oynanan bir oyun, gereksiz bir gerginlik oldu. Çok önemli değil, bu süt kupası netice itibariyle..."

Biz hangi açıdan bakmalıyız?

Yenilen Beşiktaş’ta sevinç, yenen Fenerbahçe’de hüzün olmalı!. Bunu Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin ağzıyla şöyle anlamak/ anlatmak bizce en anlamlısı:

İyi ki Lig maçı değildi, 3 puandan çoğu gitmiş olacaktı.

Keşke, Lig maçı olsaydı, galibiyet, 6 puan puan değerinde olacaktı.


*****

Fenerbahçe, Vodafone Arena’ya sıkıntılı gitti.

Kayserispor yenilgisini affettirmenin yolu Vodafone Arena’dan geçiyordu. Orası ki, açıldığından bu yana Beşiktaş’ın hiç yenilgi görmediği “mekan”dı. Açılış ve kapanışları seven, aynı zamanda yaralı bir Fenerbahçe, Vodafone Arena’da tarih yazabileceği gibi “yara” da sarabilecekti.

Sayısal veriler, bu olasılığı “yıldızlar kadar uzak” gösteriyordu. Ama görüldü ki, sayısal veriler, sadece Kadıköy’de önem/ sürerlik taşıyordu.

Vodafone Arena'da Beşiktaş'a ilk yenilgiyi tattıran Van Persie, hem Fenerbahçe'yi tarihe geçirdi, hem de kendisini…

Van Persie, tur atlamayı sağlayan golü atmakla kalmadı, Tosic'in atılmasında da "asist" yaptı!

Yani?

Vodafone Arena’da Van Persie damgası: İlk yenilgiyi tattırmak…

*****

Sahadan tribünlere/ ekranlara yansıyan nasıl bir oyun/du?

Soru, öne çıkanlar açısından, bizi/ sizi farklı örneklere götürecektir. Herkesin örneği kendince olduğuna göre, neye bakılacak?

Hakemlere mi?

İşine öyle geldiğinde, “Hakem de insandır, hata yapabilir”e denize düşenin yılana sarılması misali sarılanlara, “Bu hakemler bizim hakemlerimiz, İyi niyetli, pırıl pırıl insanlar.” diyenlere bakınca, hakem, konuşmaların dışında tutulmalı.

Başarısında, futbolcularıyla iletişiminde, öğretmenliği öne çıkartılarak övgüye boğulan Şenol Güneş’in, azarladığı, yüzünü avuçladığı Simon Kjaer için dediklerine mi bakmalı?

(“Kjaer elini uzattı, geriye kaçtım. Üzerindeki forma güven vermedi, beni attırmak için el uzatmış olabilirdi.”

“Rakibi tebrik etmek doğru değil, ama neticede kazanan bir takım var. Sadece futbol oynamanın yetmediğini oyuncularım anladı. Bazen onların da provoke etmesi gerekir.”)


Seyircinin sahaya müdahale etmesine mi?

Kaleci Volkan Demirel’i alt etmek için sahaya gireni, kulüp menajeri Hasan Çetinkaya’nın kafasını yaranı görmezden gelerek, “Niye başkasına değil de onlara mı?” diyeceğiz.

Saha kenarında ısınan, Aras Özbiliz denen yedek futbolcunun, faul yapan Lens’e müdahale etmek için sahaya girmesine mi?

Takımını bir eksik bırakan Tosic’e, Nasreddin Hoca’ya öykünerek, hem haklı hem haksız denmesine mi?

Dün, sahadakiler bir yana, ekranlardan "yorum" adı altında yansıyanlar, yeni, hiç de şaşırtıcı değildi.

*****

Adına “derbi” denen bir maç daha geride kaldı.

Akıllarda kalanlar, yarın öbür gün unutulacak. Ama tarihe düşülen not, unutulmayacak:

Beşiktaş, Vodafone Arena’da ilk yenilgiyi Fenerbahçe’den aldı.

Fenerbahçe taraftarı, ayrıca, TT Arena’da aynısını yapmıştık, diye övünecek.

Başa dönersek, “avuntu”, hayıflanma” anlatan cümleler bir kez daha karşımıza dikilir:

İyi ki Lig maçı değildi, 3 puandan çoğu gitmiş olacaktı.

Keşke, Lig maçı olsaydı, galibiyet, 6 puan puan değerinde olacaktı.


“Bir kez daha”, daha önce söylenenleri çağrıştırsa…

Son söz:

Adil olmayan kararlardan beslenen ve güçlenenler, gün gelir, ucu kendilerine dokunduğunda isyan ederlerse, inandırıcı olamazlar.
 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

















 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..