Volkan, direkler ve melekler

“Fenerbahçe güneşi” mavi formanın uğuruyla çıktı sahaya Fenerbahçe ve maç da bu uğurla sona erdi...

Fenerbahçe'nin Avrupa Kupalarında senelerce birçok talihsiz maçını seyrettik durduk. Ama ilk defa böylesine şansın bizden yana olduğu bir maça şahit olmamıştık. 2.nci maç üst üste 10 kişi kalmak veya birçok oyuncusundan eksik olmak bir bahane olurmu bilmem ama Fenerbahçe'nin hiçbir şekilde umut vermediği apaçık ortada... Yine de enseyi karartmamak lazım tabi ama biz testi kırılmadan söyleyelim...

Galatasaray derbisinde de olduğu gibi yine doğru düzgün bir oyun anlayışı olmadan maçı bitirdi sarı lacivertliler...

Önce bardağın dolu tarafına bakalım ;

Volkan, gecenin direklerle anlaşma yapmış fiyakalı adamıydı kuşkusuz. Tek başına -pardon direklerle birlikte- cengaver gibi direndi bu “genç çocuklara” İyi kaleci, maç kurtaran kalecidir derler. Volkan, çok iyi kaleci... Penaltıyı da kurtarsaydı gecenin kaymağı olacaktı... Volkandan başka Fenerbahçe'de öne çıkan bir isim de ısrarla bu sene Fenerbahçe'nin yeni Göhan Gönül'ü olacak dediğim Stoch'tu... Stoch her yere yetişmeye çalıştı çok çabuk oynayan bir oyuncu Stoch ve devamlı ileriyi düşünüyor ve sadece çizgiye sıkışıp kalmıyor, çok hareketli ve önde de baskı kurabiliyor. Ancak topu alıp süratle çıktığında birçok sefer yanında kimseyi bulamaması onu oldukça şaşırttı. Halbuki bu çıkışlarına Alex, Emre, Christian, Kazım gibi isimlerin de eşlik etmesi gerekirdi...Attığı 2.gol çok klastı ama bir o kadar da tipik Stoch golüydü. Bu gollerden daha çok göreceğiz... Maçta Fenerbahçe adına öne çıkan diğer isim ise biraz Emre oldu. Onun dışında da başka kimse yoktu. Düşünün işte koskoca Fenerbahçe'de bol gollü deplasman beraberliğinde topu topu 3 oyuncu öne çıkıyor. Gerisi tamamen acemiler ordusu gibiydiler, son derece savruk, son derece yorgun ve son derece oyundan kopuk gözüktüler...

Savunma tam bir felaketti. Ortadan devamlı açık verdiler. Dünyanın ortasını yaptırdıkları gibi bir tane topa çıkıp vuramadılar... İlhan transfer edildi ama aylardır oynamayan Önder formayı kaptı geçti sağ beke, gecenin en kötülerindendi...Bekir, Önder, Bilica ve Santos'lu defans çok acemi görüntü verdi. Hücumla hiç alakaları yoktu ama bari bu kadar da rahat pozisyon vermesinler.

Fenerbahçe bir türlü orta alanda kalabalıklaşıp ayağa paslarla topu uç bölgeye taşıyamadı. Burada ne Alex vardı ne de Alex'le oynamaya çalışan birileri...Fener klasik görüntüsüne geri dönmüş her yerde büyük boşluklar bırakmıştı. Young Boys'da elini kolunu sallayarak Volkan'ın karşısına dikildi devamlı...Bu Christian olduğu sürece de nasıl topu ileriye taşıyacaklar merak ediyorum açıkçası. Yine yemin etmişti ileriye çıkmamaya. Hayır kendisi çıkmadığı gibi topu da çıkartmıyor...Alex ise henüz sezonu açmamıştı bu sene. Yine yoktu sahada. Kocaman'ın onu daha erken oyundan almasını bekledim ama dar kadro, anlaşılan bu değişikliği yaptırmadı ona.

Fenerbahçe'nin bu oyun anlayışıyla ileri uçtaki adamının ismi Güiza olsa ne olur, Gökhan olsa ne olur... Fenerbahçe'nin sürate ve oyunu ileriye taşıyacak oyunculara ihtiyacı var...Yine görüldü ki, Bekir, Önder, Christian, Selçuk, Kazım, Deivid, Gökhan Ünal bu oyuncular Fenerbahçe'nin ilk 11 oyuncuları asla değiller. Transferlerin bu bölgelere daha etkili alternatifler yaratılarak yapılması gerekir... Bu takımın Gökhan Gönül'den sonra güvenebileceği bir sağ beki bile yok...

Kâzım'ı sona bıraktım birşeyler demek için ama diyecek Bir şey bulamadım ve vazgeçtim. Çünkü onunla ilgili herşeyi geçen sene yazmışız... Tam bir bomba nerede nasıl patlayacağı belli olmaz... Rakibe de patlar, elde de patlar...

Fenerbahçe çok kötü oynadığı ve fark yiyebileceği enerjik ve ne yaptığını bilen bir takım karşısında çok avantajlı bir skorla Kadıköy'e dönüyor... Umarım bugünkü talih, Fenerbahçe'nin Avrupa'daki makus talihini de kıran bir başlangıçın kahramanı olur...

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

28 Temmuz 2010

http://twitter.com/ahmetceliksungu