Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '18

 
Kategori
Siyaset
 

Vurun CHP'ye!

Vurun CHP'ye!
 

Okuduğum bir blog yazısında CHP eleştiriliyor. Hatta eleştiri sınırları aşılmış, adeta karalama kampanyası, aşağılama, kara propagantası gibi. Aklıma 'Vurun Kahpeye!' filmi geldi. Genç bir köy öğretmeni bayan, başı açık, etek giyiyor diye linç edilmeye çalışılması tek parti döneminin ibretlik bir olayıdır. Bugün de benzer olayları farklı bir şekilde görebiliyoruz.

CHP, demokratik sistemi savunan, laiklik taraftarı, hukukun üstünlüğünden yana, sosyal devleti savunan, sosyal adaleti benimseyen bir partidir. CHP eleştirilirken böyle değerleri savunduğu hiç önemsenmiyor, bir CHP' linin söylediği ve kandini bağlayacağı bir sözü alınıyor, rahatlıkla parti aleyhine kullanabiliniyor. Çok partili sisteme geçildikten sonra hiç tek başına iktidar olmamış bir partiye yönelik siyasi saldırılar hakkaniyuet ölçülerini bir hayli aşmış durumdadır.

 Hemen hemen medyanın tamamı iktidar taraftarı olmuş durumda. Haliyle bir hükümet icraatının objektif eleştirisine de rastlanmıyor. Televizyon kanallarında yapılan açık oturumlarda konuşmacıların tamamı iktidar yanlısı. Muhalif bir ses ara ki bulasın.

 Daha yakında meclis kürsüsüne Samsun  milletvekilinin 15 dakikalık konuşmasını izledim. Söyledikleri tamamıyle gerçek ve iktidarı uyarıcı idi. İhale sıkıntılarından bahsetti, sağlıkla ilgili bir soruna değindi. Küçük gördükleri, beğenmedikleri muhalefet partisinin bir vekili eleştirilerini adeta haykırıyordu.

O blog yazısında, CHP'nin Atatürk'ü maske olarak kullandığını, partinin ABD tarafından yönetildiği belirtiliyordu. Fakat dayanakları belirtilmiyordu. Tamamen çamur at izi kalsın mantığı.

CHP lideri önceki genel  seçimlerde sık sık, 'halkın iktidarında....' diye nutuklar attı. Halk denilince herkes içine girer. Sağcısı, solcusu, dincisi. Sosyal demokrat bir parti emeğin iktidarı demeliydi. İktidarlar ya emek iktidarı olur, ya da sermaye iktidarı olur. Emekten yana bir parti emeğin iktidarını hedef almalıdır.

Kurultaydan sonra sosyal paylaşım sitelerinde de eleştiriler yoğun bir şekilde sürmektedir. Bunlardan biri, sekiz defa seçim kaybetmiş bir genel başkanın tektat genel başkan adayı olmaması gerektiği yönünde. Bu tabiri de doğru bulmuyorum. Kemal Kılıçtaroğlu liderliğinde girilen seçimlerde 2. parti olunmuştur. Buna seçim kaybetmiş parti olarak bakmayı doğru bulmuyorum. İktidar olacak çoğunluğu sağlayamamıştır.

Man belgelerinin soruşturulması sonucunda söz konusu belgelerin sahte olduğu kanıtlanamamıştır. Dolayısıyla belgeler gerçektir ancak savcılık takipsizlik kararı vermiştir. Gönderilen paraların sahibinin kim olduğunu tahmin etmek de zor değildir.

Son genel kurul toplantısında aday gösterilmesi konusu da tartışmalıdır. Hele Kılıçdaroğlu'nun mükerrer oyların Muharrem İnce'ye yazılması talebi tam bir hukuk skandalıdır. Muharrem İnce genel başkan adaylığı için yeterli imzaya ulaşamadığı halde aday ilan edilmiştir.

Genel başkanlık seçimi olmuş, bitmiş ancak kazanamayan Muharrem İnce'nin televizyon kanallarında partiyi yıpratacak konuşmalar yapması da hiç hoş olmamıştır.

Ülke bilinçli olarak kutuplaştırılmakta, bu durum parti konusu olmaktan çıkmış, cumhuriyet ve demokrasiyi koruma- yıkma boyutuna ulaşmıştır. Bazı amacı meçhul derneklerde örgütlenmeler başlamış, bu durum geleceğimiz için pek hayra alamet görünmemektedir.

 Çtin Altan'ın klişeleşmiş bir sözüyle tamamlayayım, ' Enseyi Karartmayın!'

 
Toplam blog
: 491
: 222
Kayıt tarihi
: 15.03.11
 
 

A.İ.T.İ.A Yönetim Bilimleri Fakültesini bitirdim. Kütüphaneci ve Maliyeciyim. Emekli oldum. İlgi al..