Y-CHP, AKP'ye Karşı Seçim Kazanabilir mi?..

12 Eylül 1980 darbesinden önceki, halkımızın  PKK Terörü ile tanışmadığı yıllara gidelim. Bölgedeki Kürt Vatandaşlarımızın tercihi neydi genelde?.. CHP..

Kürt kökenli olan ve Türk Milletinin bir parçası olduklarını hiçbir zaman inkar etmeyen vatandaşlarımızın asıl sorunları neydi o zamanlar?..

Özgürlükler, demokrasi, hayat pahalılığı ve bölgedeki Feodal baskılar.

Doğu ve Güneydoğu halkı, bu kıskaçtan kurtulmanın çaresi olarak CHP’yi görüyor  ve çok büyük çoğunluk CHP’ye oy veriyordu değil mi?. 

Yani bu gün Y-CHP’nin Doğu-Güneydoğu’daki durumu neyse,  o zamanda Amerikancı sağ partilerin durumu da oydu.

Peki ne oldu da bölge halkı yüz seksen derece dönüşle yönünü AKP’ye çevirdi?.

Öyle ya. Bu gün Doğu-Güneydoğuda Y-CHP yok, AKP var.

Neden?..

Aslında bu sorunun cevabı;

Vatan Partisi Genel Başkanı  Dr. Doğu Perinçek’in;

Bölgede “Kürt’lerin temsilcisi!” olduklarını iddia eden ve önce Apo’cular, sonrada PKK olarak ortaya çıkan "harekatın!" ABD Emperyalizmi ile ilişkilerinin seyri konusunu değerlendirdiği ders niteliğindeki analizlerinde saklıdır.

Bölge halkının PKK’nın ABD  güdümünde bir Terör Örgütü olduğunu nasıl anladığını görmek için 15 Ağustos 1984 tarihine ve Eruh'a gidelim.

PKK ilk defa silahlı terör eylemi yapmış ve bölgede 40 yıl sürecek baskı ve terör eylemlerini başlattığının işaretini vermişti.

İşte o tarihten sonraki süreç;

Bölge halkının hızla PKK’nın gerçek yüzünü gördüğü ve bölgenin asıl sorunlarının da “Özgürlük, demokrasi, pahalılık ” tan, PKK Terörüne dönüştüğünü anladığı süreçtir. Yaşayarak görmüştür bölge halkı, terör’ün artarak devam etmesi bütün sıkıntılarını unutturmuş ve mücadelelerini terörle mücadeleye odaklamıştır.

PKK: ABD’nin Yedek Gücü olduğunu saklamak telaşı ve “Kürt Halkı’nın temsilcisiyiz!!” bahanesi  ile ne kadar ABD’ye yanaşmışsa, bölge halkıda bu ihanet şebekesinin  gerçek yüzünü görmüş ve aynı oranda kendisinden uzaklaşmıştır.

Y-CHP’nin bu süreçteki iki büyük hatası gün gibi sırıtıyor.

Önce; Yukarıdaki terör gerçeğinin Doğu-Güneydoğu’daki Kürt Kökenli Yurttaşlarımızı neden 12 Eylül öncesi Apo’cularından, günümüzde de HDP’den uzaklaştırdığını görememiştir.

Ya da görmek istememiştir!.

O zamanki Terörsüz ortamın yönlendirdiği halk kitlelerinin sorunu,  günümüzdeki Terör Ortamı’nın etkisi ile 180 derece yön değiştirmiştir. ABD’nin PKK’yı kullanarak azdırdığı bir Terör Sorunu vardır artık bölge halkının önünde.

Y-CHP Yönetimi bu gerçeği bile bile “Tayyip Erdoğan’ı bir an önce düşürelim de ne olursa olsun!" sakat mantığı ile ABD Emperyalizminin tuzağına düşmüş ve Doğu-Güneydoğu'yu AKP’nin kucağına bırakmıştır. Kendi kucağına da PKK/PYD ve HDP Bombasını almıştır.

Bu durumun en ibretlik örneği; 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 Seçimleri arasındaki farktır.

AKP 7 Haziran seçimlerinden önce; Açılım, saçılım, ‘Analar Ağlamasın’,  Akil adam saçmalığı, Habur’daki Çadır Mahkemeleri bataklığına saplanmış ve sonucun da Milletin desteğini kaybederek 13 yıl sonra iktidardan uzaklaştırılmıştır. Bu hatasını gören ve gerekli dersi çıkaran AKP yönetimi, 1 Kasım 2015 seçimlerine ABD ve Yerli İşbirlikçilerine karşı bir kale gibi sağlam olan Milli Güçlerin desteğini arkasına alacak bir söylem ve programla çıkmıştır ve kaybettiği oylarını geri alarak tekrar iktidar olmuştur. ABD’nin Ulusalcı Rüzgarın AKP’yi yönlendirdiğini ve gelişmelerin Anti Emperyalist bir çizgiye kaydığını görerek  FETÖ’cü Alçak Darbe Girişimini öne alması ve “Elini çabuk tutma” telaşı biraz da bu yüzdendir.

Vatan Partisi’nin yaptığı “Ulusalcı Rüzgarı arkamıza alalım, işbirliği yapalım, HDP ile aranıza çok kalın çizgiler çekin, HDP Terör Örgütü’nün Siyasi Uzantısıdır uzak durun” teklifini; “Fay hatları çatlar!” satılmış mantığı ve (ABD tarafından) körleştirilmiş bakış açısı ile kabul etmeyen Y-CHP Yönetimi iktidarı AKP’ye Altın Tepsi’de sunmuştur.

Şimdi önümüzde AKP’nin; “Bizim açımızdan son 16 yılın en kritik Seçimleri” (Metin Külünk AKP Mv.) dediği ve hazırlandığı Yerel Seçimler var.

Y-CHP’ye bakıyoruz.. Yine HDP ile “İşbirliği!” yapmaktan medet umuyor. Kılıçdaroğlu’nun ABD’nin Bölgedeki Toprak Ağası Ahmet Türk’le otel odalarında gizlice görüşmeler yapması ve HDP ile “İttifak arayışları!” geçmişten hiç ders çıkarmadığının en açık kanıtı olarak önümüzde duruyor.

Bu Y-CHP yönetimi gitmeden ve Atatürk’ün CHP’si Y-CHP tahakkümünden kurtarılmadan, Ulusalcı Rüzgarı arkasına almayan (Ki alamaz, Okyanus ötesi izin vermez!) bir Y-CHP, AKP’ye karşı seçim kazanamaz..

Cevdet Yıldıztekin..