Yağma kimin işi?

Günlerdir sel sonrası İstanbul’ da meydana gelen olayları yazdık.

Yorumlar yaptık.

Hepimiz üzüldük.

İhmallerin sonuçları ortaya çıktı.

Rahmet olarak bilinen yağmur aniden geliverdi.

Gelmediği zamanki gibi yine ona kızdık.

Yağmur suçlu oldu.

Bu işin sorumluları kimler?

Kimler bu çarpık kentleşmeye izin verdi?

Niye dere yataklarına ev yaptık? İşyeri yaptık?

Neden bu kadar sorumsuz ve sorumsuzluğa karşı duyarsız bir toplum olduk?

İstanbul’ da kaç üniversite var?

Kaçı bu konularda bilimsel çalışmalar yaptı?

Kaç yerel ve merkezi yönetim bu raporları teslim alıp, üzerinde çalışma yaparak insanoğlunun iyi yönde hizmetine sundu?

Konu ile ilgili bilimsel çalışmalar yapanlar o yörede oturan insanlara iletişim sektörünün yazılı ve görsel hangi kısmı ile anlatıldı?

Yoksa her zamanki gibi yasak savma kapsamında bir raporu mu verdiler?

Bir de bir iki görenin hemen yaftalaması ile sel sularından bir şeyleri alanlar yağmacılıkla suçlandı.

Bakın yağma ne imiş?

Sayın Mustafa Duran, bu konuda çok güzel aydınlatıcı bir yazı hazırlamış, hukuki konu, ilişim adresini vereyim.

http://www.hukuki.net/hukuk/index.php?article=518

Peki, ahlaki olarak yapılanlar doğru mu?

Tok olan için yanlış, ya aç olan için?

Ve hele gelir dağılımı bu kadar bozuk bir ortamın bulunduğu yerde nasıl değerlendirilmeli?

Bir başka yön… Başka pencere…

Sele maruz kalmış, bırakın seli yağmur değmiş televizyonu kaç kişi alır?

Malzemeleri sel tarafından götürülen işletme çağdaş olarak işletiliyorsa, gerekli tedbirlerini almıştır.

Almamışsa bu toprağın insanları birçok batığı temizlediği gibi ihmal selinin açtığı yaraları da temizler.

Yağmur sel yapmaz o mecrasında akar…

İhmal sel yapar, umursamazlık sel yapar, doğayı katletmek sel yapar.

Siyasi yöne girmeyeceğim biz seçiyoruz, bizi yönetiyorlar.

Hani bir deyim yok birbirimizden farkımız…

Birimiz bugün yönetenken öbürümüz yönetilen, yarın roller değişir.

Yönetenler görüntümüzdür bizim.

İşte ihmal selleri…