Yakınlar, uzaklar ve Bayram Tatili

Bayramlar bayram ola. Baklavalar, börekler, kucaklaşmalar, neşe ve sevinç dolu bayramlar. Tabii ki eğer aileniz, paylaşacak dostlarınız varsa. Bir de tabii ki tatil keyfi kısmı var, deniz-kum-güneş, o da yapabilene ayrı güzel... 

Temele öğretmeni sormuş:
-"Söyle bakalım temel, senin 5 dilim baklavan var. Bana 3 dilimini verirsen geriye kaç dilim kalır?"
Temel hiç istifini bozmadan:
-"5 dilum"
-"Temel, 3 dilimini bana verdiğin halde nasıl oldu bu iş?"
-"Size vereceğumi çim söyledi??"

Bayram öncesi en popüler konu, bu uzun tatilde nereye gidileceğiydi. Öyle bir rutin düşünce ile bu soru yöneltildi ki, ben ne diyeceğimi şaşırdım doğrusu. Mutlaka bir yerlere gitmem gerektiğine dair bir kanaat olduğunu hissettim. Evet, tatil uzun ama hepsi bir arada değil ki. Önemli bir kısmını bayram ziyaretleri teşkil ettiği için, o zamanı büyüklere ve dostlarıma borçlu olduğumu hissediyorum. Öyle blok bir tatil düşünmek aklımın ucundan bile geçmedi her zaman olduğu gibi. “Bayram bayramdır her şeyden önce, tatil zaman kalırsa yaparım” diyemediğim için de kem küm diye geçiştirmek zorunda kaldım soruları.

Tatile gidenlere selam olsun, 5 dilim baklavayı götürdüler. Özel sektörde çalışanların, esnafın, tatili kıt kanaat olanların hakkıdır. Nitekim, çalışkan insanlar için tatil de başka bir fırsattır. Gidip görme fırsatı bulamadıkları yerlere gidip biraz kafayı dağıttıklarında daha bir verimli olur çalışmaları. Anlamlı bir tatil oldu bu hafta dokuz gün bir araya gelince.

Göremedikleri kişileri görüp kucaklaşmak için ailelerine, dostlarına, memleketlerine kavuşanlar için ise tam bayram demek yerinde olur. Küçükler, büyükler, ailenin yeni bireyleri bir araya gelip neşe içinde bayramı kutladıklarında bayramlar bayram olur gerçekten de.

Tüm sevinçleri birbirine katan, tatillere vesile olan bayramlar her ne şekilde kutlanır ise kutlansın muhteşemdir. Baklavayı tepsisiyle götürmek gibidir böyle bayramlar.

Nasreddin hocanın şu fıkrasında olduğu gibi, tatili hakkımız, kimin nasıl tasarruf edeceği kendisine kalmış. 

Hoca akşamleyin eve doğru yürürken, baklava seven bir köylüyle karşılaşır. Köylü hocayı görünce hemen gelir: 

“-Hocam, az önce bir adam büyük bir tepsi baklava götürüyordu... “
Hoca umursamaz şekilde “-Beni ilgilendirmez!” der. Köylü bu kez şaşırarak:
“-Fakat adam tepsiyi sizin eve götürüyordu!”
Hoca yine istifini hiç bozmadan: “-O zaman seni ilgilendirmez!”

Her iki fıkradan da anlayabileceğimiz gibi, kimse baklavasını kolay kolay paylaşmak istemiyor. O nedenle, bu tatlı tatilde bayram ziyaretine gelenler ayrı bir kıymetli. Ayrılan zamanlar kısıtlı da olsa , bayramlar hep birlikte güzel. Sevdikleriniz ve sevenleriniz bayramlarda yakınınızda olsun.

Çifte bayram kutladığımız bu güzel günde, çifte fıkra ile bayramınızı tatlandırmak istedim. 

Herkese iyi bayramlar!