Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '19

 
Kategori
Siyaset
 

Yalan Tarih Hala Gizleniyor (1)

Milli Mücadele’nin tam ortasında yer alan Mareşal Fevzi Çakmak ile Cumhurbaşkanı Demirel, 81 yıl ara ile “Vahdettin-M.Kemal Paşa tartışması” için, "Şimdi Sırası Değil!" diyerek konunun tartışılmaya açılmasını istememişlerdir. Ancak, Fevzi Paşa, tartışılmasını istemediği konuları, üstelikte Mustafa Kemal Paşa’nın "Reis" olduğu Millet Meclisi kürsüsünden (1920 yılında) çok net olarak açıklar. 

Bu ve devam eden bölümlerde yayımlanacak bahsekonu Meclis Tutanakları; konuya, hiçbir yoruma muhtaç bırakmayacak şekilde açıklık getirmektedir. Buna rağmen kimileri nedense gerçeklerin hala  kamuoyunda tartışılmasını istememekte, bunlardan rahatsız olmaktadır.

Konunun kahramanları olan : Mareşal Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile, Başbakan Bülent Ecevit hakkında aşağıda detaylı bilgi verilmektedir.

...

Artık Konuya girebiliriz : (Kazım Karabekir Paşa anlatmaktadır)

“...Bugün (23 Mart 1924) Şevket Turgut Paşa, vefat etmiş. Arnavutluk isyanında kumandanımızdı. Fevzi Paşa ile, Beşiktaş'ta Akaretler'deki ikametgahına gittik. Fakr u zaruret içindeki ailesine yardım için Başvekil İsmet Paşa 'ya, Fevzi Paşa ile müşterek bir telgraf çektik. Bu suretle, yarın için cenaze merasimini ve Fatih Camii avlusuna gömülmesini temin ettik.

Gerek bugün ve gerekse 24 Mart cenaze merasimi buluşmalarımızda tarihçilerimizden dahi hakikatleri gizlemek ve her şeyi Mustafa Kemal Paşa yaptı diye yayılan dalkavukluk yarışına, ordu kumandan ve erkanı harbiyesini de iştirak ettirirlerse, neticenin pek vahim olacağına dikkatini çektim. Fevzi Paşa: "Tarihi hakikatler gizlenemez; nasıl olsa ortaya çıkar amma, şimdi sırası değil!" (*) diye uzun boylu mütalaa serdettiler.

Hülasası: Eğer İstiklal Harbi'nin bütün hakikatler şimdi ortaya çıkarılırsa, Mustafa Kemal Paşa'nın nüfuzu kırılırmış. Halbuki ona, fikirlerini tatbik için kuvvet vermeli imişiz! Eğer fikirleri tatbik sahasında muvaffak olmazsa, bu muvaffakiyetsizliği yüklenmemeli imiş!. ..

(*) "Şimdi sırası değil" sözünü sanki bir parola gibi 1933'teki neşriyatıma karşı İngilizce Yakın Şark mecmuası da yazdı. 1939'daki beyanatıma karşı da aynı parola etrafa yayıldı: ŞİMDİ SIRASI DEGİL! (Paşaların Kavgası, Kazım Karabekir. Sahife: 258)

Ben bu fikirde olmadığımı, milli davanın, şu bu kaprislerin veya hariçten gelen fikirlerin, kendi ilim adamlarımızın üzerlerinde işlemesine fırsat verilmeden İstiklal Mahkemeleriyle halkı, matbuatı sindirerek, tatbikinin çok zararlı olacağını ve sürü sürü dalkavukların zararlı olabilecek fikirleri -hazıra konmak için- alkışlayacaklarını, kadınlık ve gençliğin tereddiye sürükleneceğini; iktisadi sahada, görünüşte yapılmış olanların, hakikatte milli bünyeyi büsbütün zaafa düşüreceğini izah ettim.

Ordumuzun da bu ceryana sürüklenmesi, istikbalde tutunacak bir dayanak kuvvetimizin kalmamasına sebep olacağından, ordumuzu her türlü siyasi cereyanlardan uzak tutmak lüzumunda ısrar ettim. Hususiyle hem mebus, hem de kumandan şeklinde iki yoldan keyfi idarenin muhafızı vaziyetinin çok çirkin olduğunu söyledim. Ve "Şimdilik sırası değil" diye hakikatlerin tahrif edilmesine müsaade olunmamasını ısrarla istedim.

Fevzi Paşa, usulen mütalaalarıma iştirak eder göründü. Fakat kumandanların aynı zamanda mebus olmamaları hakkındaki teklifime, ancak Büyük Millet Meclisi'nin karar verebileceğini -tabii Fethi Bey'in cevabı gibi- söyledi. (Aşağıda görülecektir ki fiiliyatta ne modern teşkilat kabul olundu ve ne de tarih namı altında, değil İstiklal Harbi'ni, bütün bir maziyi yalanlayan ve kötüleyen kitapların neşrine ve hatta mekteplerde okutulmasına karşı bir teşebbüs yapıldı..." (1)

...

Ve Fevzi Çakmak, Mustafa Kemal Paşa’nın “Reis” olduğu Millet Meclisi’nde gerçeği tüm çıplaklığı ile anlatmaya başlar...

 

Devam edecek

www.canmehmet.com

 

  • Açıklama ve Kaynaklar:
  •  
  • -Mareşal Fevzi Çakmak (1876-1950):Fevzi ÇAKMAK : 1921-1944 Yılları arasında Cumhuriyet tarihinin en uzun süre (yaklaşık 23 yıl) Genelkurmay Başkanlığı görevinde bulunmuştur.  Bununla beraber ve işgalin ilk yıllarından başlamak üzere; 1918-1919-1920 yıllarında (Osmanlı Devletinde) hem Genelkurmay Başkanlığı hem de Milli Savunma Bakanlığı görevlerinde bulunmuştur.
  •  
  • -Kazım Karabekir Paşa (1882-1948): Kâzım Karabekir (Sultan Vahdettin’in Milli Mücadele’ye ön hazırlık için gönderdiği/Canmehmet)  19 Nisan’da Trabzon’a ulaşarak Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti üyeleriyle toplantı düzenledi. 3 Mayıs’ta Erzurum’a gelip Erzurum Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti üyeleriyle görüştü ve bir kongre tertiplemelerini sağladı. Bu sırada  Samsun’a çıkan (Sultan Vahdettin’in gönderdiği/Canmehmet) Mustafa Kemal ile haberleşerek Erzurum’da buluşan Kâzım Karabekir, müfettişlikten azledilen ve 8 Temmuz’da askerlikten istifa eden Mustafa Kemal’e kendisini önceden olduğu gibi bundan sonra da kumandanı kabul ettiğini bildirdi... Mustafa Kemal’in kongreye girmesine karşı çıkan bazı delegeleri ikna ederek onu 23 Temmuz’da başlayan kongreye başkan seçtirdi. Kongrenin sekizinci günü, Mustafa Kemal ile Rauf Bey’in tutuklanarak İstanbul’a gönderilmesini isteyen Harbiye Nezâreti’ne emrini yerine getirmeyeceğini bildirdi. Sivas Kongresi’nin toplanmasında ve başarıyla sonuçlanmasında da Mustafa Kemal’e yardımcı oldu. ...(23 Şubat 1921) Çürüksu, Acara ve Batum kazaları dışında kalan elviye-i selâse toprakları kurtarıldı. Kâzım Karabekir’e “doğu fâtihi” unvanını kazandıran bu zafer Millî Mücadele’ye katılanların ümidini arttırdı... Halk Fırkası’ndan ayrılan, aralarında Rauf (Orbay), Refet (Bele), Ali Fuat (Cebesoy) ve Cafer Tayyar (Eğilmez) gibi Millî Mücadele’de önemli rol oynayan kişilerin de bulunduğu otuzu aşkın milletvekili tarafından kurulan Terakkîperver Cumhuriyet Fırkası’na Kâzım Karabekir genel başkan seçildi (27 Kasım 1924). Ancak bu ilk muhalefet partisi Şeyh Said isyanıyla irtibatlandırılıp irticacı ve din istismarcılığı ile suçlanarak kapatıldı (3 Haziran 1925). Kâzım Karabekir, Mustafa Kemal’e karşı düzenlenen İzmir suikastından haberdar olduğu halde bunu bildirmediği gerekçesiyle Ankara’da tutuklanarak İzmir İstiklâl Mahkemesi’nde sorgulandı. Bir ay sonra da beraat etti...Erenköy’deki evinde inzivaya çekildi ve sıkı gözetim altında tutuldu...27 Nisan 1933 tarihinden itibaren Milliyet gazetesinde “Bir Ankaralı’nın Defteri” imzasıyla kendisi aleyhine yazılar çıkmaya başladı. Millî Mücadele’deki hizmetlerini kötüleyen bu yazılara gönderdiği tekzip yayımlanmayınca bir kitap kaleme aldı. Fakat kitabı neşreden matbaa basılarak 5000 adet kitap yakıldı. (Müellif: Cevdet Küçük)  https://islamansiklopedisi.org.tr/kazim-karabekir
  •  
  • -Süleyman Demirel (1924 – 2015) ...Gümüşpala’nın ölümü üzerine Adalet Partisi genel başkanlığına aday oldu...Adaylığı sırasında ortaya atılan mason olduğuyla ilgili iddiaları,  cemiyetten aldığı masonlukla ilgisi bulunmadığına dair bir belge ile savdı...(27 Ekim 1965) ve kırk bir yaşında başbakan oldu. Darbecilerle hesaplaşmak isteyen partililere imkân vermedi, mutedil davrandı...Turgut Özal’ın 17 Nisan 1993’te âni ölümü üzerine başbakanlıktan istifa eden Demirel, koalisyonun devam edeceğini ve erken seçim kararı alınmayacağını söyleyerek cumhurbaşkanlığına aday oldu. ...meclisteki üçüncü tur oylamada cumhurbaşkanı seçildi (16 Mayıs 1993). Süleyman Demirel cumhurbaşkanlığı döneminde dış politikaya ağırlık verdi.
  •  
  • -Bülent Ecevit (1925 – 2006) Orta öğrenimini İstanbul’da Robert College’da gördü, 1946-1950 yılları arasında Londra Büyükelçiliği Basın Ataşeliği’nde kâtiplik yaptı. 1955’te Amerika Birleşik Devletleri’nin Kuzey Carolina eyaletinin Winston-Salem şehrinde The Journal and Sentinel’de konuk gazeteci olarak çalıştı. 1957’de Rockefeller bursu ile tekrar Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti...
  • 1961’de İsmet İnönü hükümetinde Çalışma bakanlığına getirildi. 1965 seçimlerinden sonra Zonguldak’tan milletvekili seçildi...26 Ocak 1974’te Millî Selâmet Partisi ile yaptığı koalisyonda ilk defa başbakan oldu.
  • Ecevit’in Türkiye siyasî tarihinde önemli bir yeri vardır. İcraatları ve keskin bir siyasî çekişme içine girmesi yüzünden eleştirilere hedef olmuştur. Özellikle 1970’li yıllarda Süleyman Demirel ile zıtlaşması ortaya çıkan karışıklığı arttırmış, kutuplaşmalar Türkiye siyasetine, demokrasisine ve topluma çok zarar vermiştir. Ecevit’in dışa bağımlılık karşıtı siyasetinin içeride türlü yoklukların yaşanmasında, siyasal kutuplaşmanın sokaklara dökülmesinde ve kanlı çatışmaların yaşanmasında etkili olduğu söylenir... (Yazar: Atilla Çetin:  https://islamansiklopedisi.org.tr/ecevit-mustafa-bulent

 

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..