Yanlış kavga

Biri Cumhuriyetimizin ve laik düzenin savunucusu, milletimizin göz bebeği… Diğeri, Atatürk geleneğinin takipçisi ve mirasçısı, demokrasinin olmazsa olmazlarından muhteşem bir tarihi geçmişe sahip siyasi bir partimiz…

Cumhuriyet tarihi boyunca ikinci kez bir gerilimin tarafı durumuna düştüler, daha doğrusu düşürüldüler! Bu bir kavga falan değildir. Böyle umarak el ovuşturanlar yanıldıklarını çabuk anlayacaklardır.

Gerilimin kaynağı bilgi eksikliği veya eksik bilgilendirmedir. Neden her şey gizli saklı yapılır bu memlekette anlaşılır gibi değil? Vatandaşın vergisiyle alınan her şey açık ve şeffaf olarak (devlet ve askeri sır olmadıkça) vatandaşın gözü önünde olmalıdır. Mademki bilgilenme hakkı anayasal bir haktır, o zaman bunu engellemenin gayreti içinde olanların maksadı kuşku çekicidir.

Kim ki sorgu sual eylerse hemen onu karıştırıcılıkla suçlayarak susturmak, toplumun yeni bir baskı ve sindirme tarzı ile karşı karşıya olduğunun ifadesidir. Sonuç olarak, benim vergimle alınan ve harcanan her şeyi bilmek, sorgulamak ve itiraz hakkım olmalıdır. Şayet yoksa demokrasiden bahsedip de dostu düşmanı başınıza güldürmeyin bari!

CHP, her şey istediği gibi gitmeyince ordu ile polemiğe giriyor savını ileri sürenler, bugüne kadar birçok Batılı ülkenin küstahça bir şekilde ve acımasızca eleştirdiği Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sahip çıkmayanların bir zırhlı araç alımıyla gündeme gelen polemiği lehine çevirme çabasını nasıl karşılıyorlar acaba?

Genelkurmayın araç alımını kabul etmesine karşın, diğer tarafın bunu yalanlaması gerçekten ilginçtir! Genelkurmay Başkanı için anormal bir fiyatla zırhlı araç satın alındığı şeklindeki iddianın önce mesnetsiz olduğu, peşinden ''ithal bir aracın satın alındığın” ifadesi tam bir çelişkidir. Köşkün bu konuda açıklama yapması tarafsızlığını gölgelemiştir. Köşk yerine bu açıklamayı Milli Savunma Bakanı pek ala yapabilirdi!

YAŞ kararlarına muhalefet şerhi verirken devlet kurumları arasındaki iyi ilişkileri aklına getirmeyenler bu gün nasıl oluyor da kuramlar arası iyi ilişkilerden söz edebiliyorlar? Neymiş; siyasetin sivilleşmesi, asker-sivil ilişkilerinin AB normlarına uyması gibi konular CHP’nin gündemlerinde bile değilmiş? İyi de laik cumhuriyet dört bir yandan didikleniyorsa buna karşı durmak, korumak ve kollamak AB’ye uyumdan daha mı önemsiz yani?

Dudak bükenler için en sıcak örneği verelim. Dışişleri Bakanı Ali Babacan “Anıtkabir ziyaretini ve Atatürk’e saygıyı ’ufak tefek teferruat’ yani önemsiz bir ayrıntı diye değerlendiriyor. AKP’nin Dışişleri Bakanı, Atatürk’e saygıyı teferruat olarak görüyor ve Ahmedinecad’ın devletin kurucusunu hiçe saymasını önemsiz gösteriyor”

AKP hükümeti görüşmeyi perdelemek için ziyareti “çalışma ziyareti” olarak nitelendirme yolunu seçiyor!

CHP ve TSK… Cumhuriyet tarihimizin en uyumlu, en kararlı ve en güvenilir iki Kurumu. Atatürk ve onun ilkelerinden asla taviz vermeyen ve ulusal her konuda biri birini tamamlayan ve din üzerinden nemalanmayı reddeden iki güzide Kurum.

Umarız yeni Genel Kurmay Başkanımız Laikliğe sözde değil özde sahip çıkar. Atatürk’ün en önemli iki eserim dediği Laik Cumhuriyet ve CHP ye saldırıların arttığı bu dönemde kavgaya yanlış yerden başlanmıştır. CHP’yi çökertebilirlerse sıra Laik Cumhuriyete gelecektir.

Bu bir kavga ise, yanlış bir kavgadır.