Yapmayın etmeyin beyler.....

Bak, aziz dostum,

Dünya küresel krizden sonra, şimdilerde de, bir başka krizi konuşacak galiba...

Nedir o?

Ayakkabı krizi.......))))

Bush'un kafasına ayakkabı fırlatan o gazeteci Muntazar - El Zeydi var ya...

Evet,

Irak'ta, üniversitelerde yapılan anketlerde birçok genç kız, o gazeteci ile evlenmek istediklerini hiç gizlemeden söylemişler...

Bekarlara müjde.......)))

Öte yandan, İngiltere'nin Cambridge Üniversitesi'nde, Çin Başbakanı Ven Ciabao'ya da, bir Alman öğrenci, ayakabısını fırlatmış...

Bak sen, haberim yokdu, eeee......

Bizde de biliyorsun 1-2 gün önce IMF başkanına ayakkabı fırlatılmışdı ya.......

Evet, anlaşılan o ki, gençler bu işi tuttu........))))

Öyle gözüküyor......

İşte o olay ve sonrasını nasıl değerlendirebilirim diye düşündüm, düşündüm de...

Eeee....

Ve karar verdim......

Bu uygulama iz yapar, çünkü, meşhur olmak isteyen gençler, bu yöntemi sevip benimsemişler dünyada......

Böyle giderse de........

Ne olur?

Neler olmaz ki......?

Bundan böyle önlerinde 4 seçenek olabilir........

1- Ya toplantı yapacak olanlar, toplantılarını yapamaz hale gelirler...

2-Ya da toplantı kalabalık olsun diye, ayakkabılarını atmayacaklarından emin oldukları insanları, yani eşlerini dostlarını çağırmak durumunda kalabilirler, tıpkı misafirliğe gidiyormuş gibi.....)))

3-Belki bir başka uygulama şekli de, toplantıya ayakkabısız girme kuralı ile olabilir, tıpkı camilerimize insanlarımızın girdiği gibi......

4-Veya, toplantı yapmazlar, yazılı açıklama yaparlar......))))

....)))

Çok yazık değil mi?

Vallahi yazık, mazık, ama dünya ve ülke gerçekleri bu mihvalde........

Her şeyin bir nedeni vardır?

Peki bizim gençlerimiz bu uygulamayı benimserler mi?

Vallahi hiç belli olmaz.......

Bir çoğu işsiz güçsüz........

Başbakanımız da zaten, her üniversite mezununa iş bulmak gibi bir kurallarının olmadığını söyledi ya.....

Onlar da, bu da bir iş deyip, Cafe'de oturup sohbet ederlerken, kız arkadaşlarına hava olsun diye ayakkabısını feda edebilirler yani.......

Nasıl olsa, caydırıcı ceza da yok ülkemizde......)))

At ayakkabıyı, 3-5 saatini emniyet de geçir, sonrasında serbest kal ve o günün gündemine otur..........)))

TV'ler peşinde koşsun, akşam haberlerinin baş konuğu ol.......

Belki, röportaj için para bile teklif edenler olabilir......))))

Bak işte, o olay sonrası ilk yaşanan.........

Sayın Cumhurbaşkanımızın dün Ankara'da ki bir açılışa katılımında gerçekleşdi...

Toplantıya, koruma polisleri ağırlıklı olarak katılmış.......

Yani dinleyici, koruma polisleri, önceden tespit edilmiş yaramazlık yapmayacakları belli olan bir kaç öğrenci ve bir kaç da konuyla ilgili resmi sıfatlı kişiler......

Rahmetli Erdal İNÖNÜ'yü anımsadım bir anda.......

Her yönüyle gerçek bir halk adamıydı O, .........

Çok rastlamışımdır kendisine........

Kızılay'da tek başına elini kolunu sallayarak, o yüzündeki tatlı tebessümüyle gezer, herkese selam veriridi.......

Özlenen güzel bir siyasi tablo değil mi?

Aaaa ne diyorsun.......

Ama ya şimdi ki siyasetçiler......?

Nerdeeee, hiç sorma?

Zırhlı araçlar, yüzlerce koruma ordusu, konvoylar.........

Onların bu durumda olmasının sebebi ne sence ?

Halkla bütünleşmeleri!!!, şey pardon, sırça köşkte, yani ayrı dünyalarda yaşamaları olsa gerek.....))))