Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yar saçların lüle lüle...

Yar saçların lüle lüle...
 

Kaynak:İnternet


Saç sarmalar kalktı artık; salak gibi geceden saç sarardık ve son teknoloji en yumuşak bigudi diye satın aldıklarımız dahi gece boyu kafamızı acıtırdı…

Katlanırdık da ama… Ne yalan!

Maksat güzel görünmekti ya!...

Mesela papatya suyu ile saçlarımızı güneşte tarardık; açık kumraldan koyu sarıya dönsün diye…

Çaktırmadan oksijen de koyduğumuz olurdu birkaç damla, artık nereden öğrendiysek!

Aslında, kaküllerimizi de kendimizin kestiği vakiydi; hele ki seyrek kakül modası varken!

Ayy, bir de aslan yelesi modası vardı!

Bir de, kıvırcık saçlıların saçlarını düzeltme amacıyla yaptıkları formik vardı; sağdan sola, soldan sağa saçlar aktarılıyor…

Garip tabii ki, hep olduğunca, birileri kıvırtmak için saçlarını bigudilerin hışmına uğruyor, diğerleri düzleştirmek için habire uğraşıyor!

******

Hani Cumartesi ya bugün, bizim zamanlarımızın Cumartesilerini hatırladım; oysa şimdi çok daha kolay!

Saç düzleştiriciler var, kıvırtıcılar; üstelik de kuaförlerde fön çektirmek de ucuzladı epeyce…

Bilemiyor tabii ki insan amme hizmeti deyip de ucuzladığına sevinsin mi, emek karşılığı getiri azaldığından dolayı bu hale düşüldüğüne üzülsün mü?

Neyse…

Cumartesi bugün!

******

Gençler için en güzel gün!

Şeyy… Umarım bir pot kırmadım, en özgür gündü de bir vakitler… Yoksa kurslardan, özel derslerden falan dolayı farkı yok mu artık diğer günlerden?

Yok canım! O kadar da değildir artık yani, değil mi? Değil deyin ne olur…

Ayy, yoksa ondan mı facebook profillerine yatarken eline aldıkları cep telefonu ile çekilmiş fotoğraflarını koymaları? Halsizlikten yerlerinden kalkamıyor garipler!

******

Normal şartlarda normal arkadaşlık kurma vakitleri ellerinden alınanlar, internet hızı ile kendilerine vakit ayırma çabasındalar, doğal olarak…

Bizim Cumartesilerimiz Cuma akşamından başlardı; nereye gideceğiz, kimlerle gideceğiz, ne giyecek, saçımızı nasıl yapacağız falan…

Kursa gideceğim, özel derse yetişeceğim, arada arkadaşlarımla buluşabilecek miyim telaşı bizim Cumartesilerimizden cidden çok farklı!

O nedenle hızlı koşmak zorundalar ve o nedenledir ki zaten internetin sağladığı hızlı iletişim imdatlarına yetişmekteler!

Ya da bir döngünün ayrılmaz parçası bunlar!

Harcanan sırf Cumartesiler olsa!

******

O Cumartesilerde ne emekler, ne paralar, ne beklentiler ve yaşamdan çalınan zamanlar, umutlar var!

Hiç yeri değil belki ama, dershanelere tonla para yatıran ailelerin yanı sıra o dershanede çalışan öğretmenler de çoğu kez maddi sıkıntıda…

Gençler mecalsiz ve isteksiz…

Kazanan dershane patronları!

Ki, onlar da zaten Cumartesi- Pazar’larını tatil yaparak geçiriyorlardır!

******

İflah olmam ben!

Bakın, yine nereden nereye geldim!

Saç sarıyordum oysa yazının başında, uzamış kaküllerimi kesiyordum...

Hoşlandığım gençle karşılaşacağım partiye gitme heyecanında, güzel görünme telaşındaydım…

******

Ama, yani, patronlar paraları bankalarında, kendileri bir elleri yağda, bir elleri balda yaşayacaklar, beş yıldızlı otellerde tatil yapacaklar diye gençlerin Cumartesilerini, hatta doymadan Pazarlarını çalmalarının anlamı var mı?

Garip tabii ki; ne eğitime laf söyleyebiliyorsunuz, ne dershaneleri neden desteklendiğini eleştirebiliyorsunuz!

Oysa, biri tam anlamıyla işlevini görüyorsa, diğerine ne gerek var?

Yani, salak mı bu çocuklar da illa ki iki kerede anlayacak?

******

Neyse…

Saçlarımızla uğraştığımız Cumartesilere döneyim ben; ayna karşısında az cebelleşmezdik: Yok perçemimi sağdan sola mı ayırsam, ortadan mı?

Atkuyruğu mu yapsam, salık mı bıraksam?

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..