Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '11

 
Kategori
İnançlar
 

Yaratılanı severim yaratandan ötürü

Bu lafın kerametini oldum olası anlamamışımdır. Bu lafı anlamaya çalıştım, çünkü sanki benden başka herkesin bu lafa, vay be ne laf, tarzında yaklaştığını gördüğüm için, bir tek anlamayan bendim. 

Bana kalırsa bu laf güzel olmasının ötesinde kötü bir laf. 

İnanca bağlı dogmatik bu sözü güzel bulmakla şöyle demiş oluyor: Yaratılanı, yaratana olan sevgimdem dolayı seviyorum, yaratıldığına inanmasaydım sevmezdim. 

Bir kişiyi o kişi olduğu için sevmemek ama başkasından dolayı, yani onu yarattığını varsaydığı yaratandan ötürü, sevdiğini söylemek bence ikiyüzlülüktür. Bu bakış açısı, bir varsayımı realite gibi gören birinin olaya ne kadar aslında gayri insani baktığını gösterir. 

Senin inancın bir varsayım, eğer inancın temelsizse, sen aslında Tanrının dışındaki hiçbir şeyi kendi değerinden dolayı sevgi göstermemiş olacaksın. Ne garip, elinde önünde duran bir varlığa sevgi duymaktansa, varsayım olan, temelsiz olan, boş bir inancı yüceltiyorsun ve onu yüceltmek adına, somut, esas sevgi nesnesi olan varlığı dolaylı olarak sevmediğini ifade ediyorsun. Esasında kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Ama buradaki rahatsız eden çelişki, bu söze güzelleme yapmak, ne kadar da sevgi dolu olunduğunun bir işareti sayılıyor. 

Oysa tamamen kofluktur. Söz de koftur, bunda keramet aramak da kofluktur. 

Bu sözün bir diğer albenisi de, yaratılana olan sevgiden bahsediyor olması. Yani yaratılandan ötürü kısmını göz ardı ettiğimizde yaratılanı sevmekteki insancıllık ön plana çıkarılıyor. Sanki hümanist bir tarafı varmışçasına. Ama değerin kaynağını Tanrı olarak gören bir anlayış hümanist asla olamaz, o nedenle ona yüklenen bu anlam yakıştırmadır ve yanılsamadır. 

Bu arada bu sözün aslının,  

Elif okuduk ötürü Pazar eyledik götürü, Yaratılmışı hoş gördük Yaratan'dan ötürü  

şeklinde olduğu söyleniyor. Hiç kuşkusuz bu söz daha anlamlıdır. Çünkü bir insan diyelim, dinen günah denen şeyi yaptığında, bir yobaz onu hoş görmeyebilir, ama bu söz ile Yunus Emre, hoş gör, ne de olsa onu Tanrı yaratmışdır demeye getiriyor olabilir. Bu şekilde anlam yerine oturur. Ama başta kullandığım ve yaygın olan söz bir anlam yaratmıyor, ama herkes anlamış gibi yapıyor. 

Bu noktada şunu sormak gerekiyor: Gerçekten Yunus Emre'nin şiirinin aslı hangisidir ve aslı bu ise neden bozulmuş ve anlam üretmeyen hali yaygınlık kazanmış ya da kazanmaktadır? 

Acaba İslam'da farklı bir geleneği temsil ettiği ve bu sözü bu geleneği sürdürdüğü için, bir el çabukluğu ile, bu söz, sadece Tanrıyı sevmeye indirgenmek ve orijinaliyle ve geleneğiyle birlikte gömülmek mi istenmektedir? 

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..