Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '21

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Yaratılmış Mutsuzluk

Mutluluğa Şart Koşmak

Çağımızda mutlu olmak, başkalarını mutlu olduğuna ikna etmekten geçiyor maalesef. Ya da öyle zannediliyor. Sosyal platformlarda paylaşılan mutluluk ve keyif dolu fotoğraflar ya da “nasılsın” sorusuna, ne yaptığıyla ya da nereye gittiğiyle ilgili verilen cevaplar hep karşıdaki insanı çok mutlu ve eğlenceli bir hayat yaşadığına dair ikna ederek, kendini iyi hissetme çabasıdır.

Modern zamanın en iyi spiritüel öğretmenlerinden olan Eckhart Tolle’ un “Var Olmanın Gücü” adlı kitabından biraz alıntı yapmak istiyorum.

(………)  Birçok durumda, mutluluk insanın oynadığı bir roldür ve gülümseyen bir yüzün ardında aslında büyük bir acı vardır. Mutsuzluk, dışarıdan parlak bir gülümseme ve bembeyaz dişler arasına gizlendiğinde, reddedildiğinde depresyon yıkım ve aşırı tepkiler, sık gözlemlenen şeyler olur.

Eğer içinizde mutsuzluk varsa önce onun varlığını kabul etmeniz gerekir. Durumu değiştirmek ya da kendinizi bu durumdan kurtarmak için yapabileceğiniz bir şey olabilir. Eğer yapabileceğiniz bir şey yoksa bununla yüzleşin ve şöyle deyin: “Pekala durum nasılsa öyle… Ya kabul ederim ya da kendime acırım.” (………)

Mutsuzluğun öncelikli nedeni asla durum değil, Durumla ilgili düşüncelerinizdir. Düşüncelerinizin farkında olun. Onları daima durumdan ayırın. Gerçeklerle yüzleştiğinizde, güçlendiğinizi hissedersiniz.

Mutluluğun önüne nasıl şartlar ve engeller koyarız?

Bunu üç şekilde ortaya koyabiliriz. İlki, mutlu olabilmemiz için önce hayatımızda gerçekleşmesi gereken şeyler olduğunu varsaymaktır. Yani “Şu işe bir kabul edilsem çok mutlu olacağım.”  “Güzel bir evim olsaydı mutlu olabilirdim.” gibi, aslında mutlu olmakla hiç doğrudan ilişkisi olmayan şartlar öne süreriz.

İkinci sırada meşhur “Geçmişi suçlamak” vardır. “Keşke şöyle olmasaydı her şey farklı olurdu”  “Başıma bunlar gelmeseydi mutlu olabilirdim.” vesaire…

Bir diğeri ve en kolayı, başkasını suçlamaktır. “Sevgilim beni aldattığı için mutsuzum her şey onun suçu.”  “Annemle babam boşanmasaydı mutsuz bir çocukluk geçirmezdim. Hala mutsuz olmamın da sebebi onlar.”

Eğer olumsuz durumların ortasında “Şu anda kendi acımı kendim yaratıyorum.” Diyerek farkına varırsanız, şartlanmış egosal durumların ve tepkilerin sınırlarının ötesine geçmeye başlarsınız. Böylelikle farkındalık sayesinde size gelecek sonsuz olasılık için kapıyı aralamış olursunuz. Mutsuzluğunuzu kendi yarattığınız bir duygu olarak tanımladığınız anda, kendinizi ondan özgür kılarsınız.

Mutluluğu bir şeylere bağlamak, egonun kaçış noktasıdır. Mutlu olmak, gelecekte olması gereken bir şeye, geçmişte olmaması gereken bir şeye ya da başkalarına bağlı değildir. Sadece “size” bağlıdır. Hiçbir durum ya da kişi, mutsuz olmanızı sağlayamaz. Eğer siz izin vermemişseniz…
Mutsuzluğumuzun sebebi biziz dedik. Eckhart Tolle bunu şöyle açıklamış:

(……..) Vücut çok zeki olmasına rağmen gerçek bir durumla düşünce arasındaki farkı söyleyemez. Her düşünceye gerçekliğin bir parçasıymış gibi tepki verir, çünkü sadece bir düşünce olduğunun farkında değildir. Vücuda göre endişe ya da korku verici bir düşünce, “tehlikedeyim” mesajıdır ve dolayısıyla gece sıcak ve rahat yatağınızda yatıyor olsanız bile, vücudunuz bu mesaja uygun olarak tepki verir. Kalp daha hızlı atar, kaslar gerilir ve solunum hızlanır. Bir enerji yoğunluğu olur ama tehlike sadece zihinsel bir kurgudan ibaret olduğundan, enerji boşalacak yer bulamaz. Sonuç olarak enerjinin bir kısmı zihne geri döner ve vücudun uyumunu bozar.(……..)

Kendisine bazı enerji çalışmaları yaptığım ve aynı zamanda arkadaşım olan bir danışanım, yaşadığı bir olayı anlatmıştı. Bir alışveriş merkezinde bir arkadaşına rastlamıştı. Fakat arkadaşı onunla göz göze gelmesine rağmen görmezden gelip hızlı adımlarla oradan uzaklaşmıştı. Buna hiç anlam veremeyen ve aynı zamanda da çok sinirlenen danışanım, kendi kendine “Bir daha o kadınla asla görüşmeyeceğim. Beni gördüğü halde yanımdan geçip gitti. Ben böyle davranılmayı hak edecek ne yaptım ki, bir daha karşılaşırsam ben de ona aynısını yapacağım.” Diyerek bütün gününü huzursuzluk ve sıkıntıyla geçirmiş ve ertesi gün bile aklına geldikçe sinirlenmiş ve sürekli söylenmişti. Hatta aynanın önünden geçerken kaşlarının çatık olduğunu fark etmiş ve onu bu hale getirdiği için arkadaşına bir kez daha kızmıştı. O gün başka bir arkadaşıyla konuşurken olayın aslını öğrenmişti. Aslında sinirlendiği kişiye alışveriş yaparken bir telefon gelmiş, kreşteki kızının salıncaktan düştüğünü ve o sırada hastanede başına dikiş atıldığını öğrenmişti. Bunu duyan arkadaşımın, kendini ne kadar kötü hissettiğini tahmin edersiniz.

Bana aynen şunları söyledi. “Tam da o anda karşılaşmışız, beni görecek durumda değilmiş meğer. Ortada hiçbir şey yokken kendi kendime yarattığım bir düşüncenin esiri oldum ve iki koca günü kendime zehir ettim. Kalbim çarptı, mutsuz oldum, öfkelendim, üzüldüm, bütün bu duyguları çocuklarıma ve eşime de yansıttığım için ailemi de mutsuz ettim. En önemlisi de böyle zor bir günde arkadaşımın yanında olmak yerine günü ona kızarak geçirdim. Hepsi bir hiç için.”

Arkadaşım dikkatini olayın gerçekliğine değil, kendi yarattığı gerçekliğe odaklamıştı. Bu yüzden, sinirlenmesine neden olan olayla değil tamamen kendi zihniyle savaşmıştı. Yaşadığımız olayları kişisel algılamamıza neden olan ego, varlığını hissettirmek için böyle durumlar yaratır ve eğer yeterince farkındalık geliştirememişsek, zihnimiz bu numarayı yutar. Tam da bu yüzden, olaylara verdiğimiz tepkilerin ve yarattığımız düşüncelerin, bazı duygulara yol açtığını ve bu duyguların da mutsuzluğa yol açtığını bilmemiz gerekiyor. Zincirin ilk halkası olan olumsuz düşünceler, biz onları bırakmadıkça varlıklarını sürdürecek ve sinsice zihnimizi kemirmeye devam edecektir. Olayları değiştiremiyorsak bile, verdiğimiz tepkileri değiştirerek, bizi etkileme biçimlerini kontrolümüz altında tutabiliriz.

 Sevgiyle...

Deniz AYDIN
 
 
Toplam blog
: 4
: 1688
Kayıt tarihi
: 01.03.16
 
 

Astrolog Deniz Aydın, İzmir' de bir sonbahar günü, birçok astroloğun da burcu olan “kova” burcu yük..