Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '08

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Yarım mı bıraktınız?

Yarım mı bıraktınız?
 

Önce bir kıvılcım lazımdı bana yazmak yazmak istiyorum bir şeyleri ama ya düşünmekten yoruluyorum ya da vazgeçiyorum.

Ani kararlar veriyorum hayata dair, bir şeyler dürtüyor ben gerçekleştiriyorum..

Oğlumun okulu kapanırken öğreniyorum öğretmeninin üçüz hamile olduğunu ve eşinin Kıbrıs'a tayini çıktığını... Eyvahlanıyorum 4.sınıf temeldir ne yaparım ben şimdi..

Düşünmek için önümde koca bir yaz tatili var...

Ani bir kararla sigarayı çıkarıyorum hayatımdan hadi diyorum eşime Amasra’ya gidiyoruz

Mendirekte Hey özgürlük şarkısını söyledikten sonra bir sigara içmezsem bir daha asla içmem öyle de oluyor...

Sonra babamdan miras kaldığının haberi geliyor beraberinde kargalar üşüşüyor vekalet istemek için... Gönderiyorum olmadı diyorlar… bir daha, hadi canım…

Hadi tatilimizi oralara çevirelim diyorum İzmir ve ilçelerinden başlıyoruz gezmeye sonra

Muğla Alanya Fethiye derken çok özel yerler keşfediyoruz..

Üzerime düşen mirasın bir kuruşuna dahi dokunmadan hibe ediyorum..

Kültür mirasları üzerimde dönüyorum.

Annem yurtdışına gideceği için işleriyle bir süre ilgilenmemi rica ediyor.

Doğum günümü sadece 2 ya da 3 kez annemin yanında kutlamamışımdır. doğum günüme de denk getirerek 18 yılımı geçirdiğim memleketime gidiyorum... balkondan denizi izlerken bir şeyler dürtüyor beni bir süre burada yaşasam diye düşünüyorum..

Ani bir kararla oğluma orada okul araştırıyorum... Burada da şubesi olan okula içim ısınıyor... Hey kocacım bu okul oğlumuz için çok iyi olacak gibi ikna yöntemleriyle fazla uğraşmadan kabul ettiriyorum... Anneme bu haberi açıkladığımda o da çok seviniyor.

Oğlana okulun sınavını uyguluyorlar Ertesi gün sonucunu veriyorlar. Kazandı.

Ve ben yıllar sonra yeniden anneciğimin yanındayım hem de üç beş günlük tatil için değil

Uzun uzun kalmak için..

87 yılında geldiğim Bu şehir de dört yıl kalıp gidecekken son yılın son aylarında eşimle tanışıp evlendiğimde bu şehre alışmakta ne çok zorlanmıştım..

Öğrencilikten bir anda evinin sorumlusu bir bayan olmuştum..

Oysa ben memleketime dönüp neler yapacaktım neler…

Zaten bu dört yılda hep o dönüş gününü beklememiş miydim? Dönmeliydim ve en azından üç beş ay sonra başka bir yerde olmalıydım..

İşte o yarım kalan günler için bir fırsat yarattım kendime... gezdim dere tepe demeden

Nereyi özlediysem kimi özlediysem gezdim zaman zaman sokak ortasında derin nefesler alarak çokoprens aldığım bakkala, 23 nisan törenlerinde ki Cumhuriyet meydanındaki küçük kıza selam ederek dolandım... Fırsat buldukça annemin dizlerine yattım

Her şeyi bahane ederek sarıldım sarıldım öptüm. Özlediğim ne varsa yedim

Nohut satan yoktu, evde haşladım kimyon döktüm, gazeteden külah yaptım sokak ortasında yedim... Sahile bakan okuluma gittim kantininde oturdum arkadaşlarımla buluştum... Miss gibi iyot kokusuna doydum ve yarım kalan ne varsa tamamladım.

Oğlum 5 kilo aldı iyi de oldu. Her hafta sonu sahilde yürümekten pantolonun ıslanmasından küçük tezgâh yemeklerinden, kuğu gölü balesinden ve nicesinden

Nasibini aldı. En çokta anneannesiyle oynamaktan keyif aldı..

Sonra oğlumun da babasıyla yaşamında bir şeyleri yarım kalmasın diye yeniden ve ani bir kararla döndüm buralara..

Ve bir şey öğrendim hayattan hiçbir şey yarım kalamıyor, elbet bir gün tamamlanmayı bekliyor..
Yarım kalan aşklar bile.

 
Toplam blog
: 16
: 803
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

Ev-iş ve ev ekonomisi öğretmeniyim, şu an çalışmıyorum. Evliyim bir oğlum var. Şiirsel bir dille kon..