Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yarin yanağından gayrı

Yarin yanağından gayrı
 

Özür dilerim ben imparator olmak istemiyorum. Bu beni ilgilendirmiyor. Hükmetmek veya işgal etmek istemiyorum. Herkese yardım etmek istiyorum. 

Yahudi, Katolik, siyah, beyaz. Hepimiz birbirimize yardım etmek istiyoruz. Diğerinin mutluluğu hepimizi mutlu ediyor. Hiç kimseden nefret etmiyoruz. Hiç kimseyi aşağılamıyoruz. Bu dünyada tüm insanlara yer var. Topraklar herkesi doyuracak kadar bereketlidir.  

Hayat hür ve güzel olmalı. Biz doğru yoldan çıktık. İktidar hırsı insan ruhunu zehirledi, nefret duvarları ördü. Bizi mutsuzluğa ve insan kıyımına mahkûm etti. Hızı keşfettik ama yerimizde sayıyoruz. Makineleşme bolluk yerine yokluk getirdi. Bilgimiz bizi saygısız ve yobaz yaptı. Çok düşünüp az hissediyoruz. Makineden çok insanlığa ihtiyacımız var. Beceriden çok iyiliğe ihtiyaç duyuyoruz. Aksi takdirde şiddet galip gelecek ve hayat yok olacak. 

Uçak ve radyo bizi birbirimize yaklaştırdı. Bu icatların temelinde iyilik kardeşlik ve beraberlik var. Şu anda sesimi milyonlarca insan duyuyor. Umutsuz kadın, erkek ve çocuklar… Masum insanlara işkence yapan, hapse atan bir sistemin kurbanları onlar. Beni duyanlara sesleniyorum. Umutsuzluğa kapılmayın! 

Mutsuzluğumuzun sebebi hırslı kişilerin insanlığın ilerlemesinden korkmasıdır. Nefret geçer, diktatörler ölür. Halktan aldıkları iktidar halka geri döner… İnsanlar ölür, hürriyet ölmez! 

Yukarıdaki müthiş konuşma Charlie Chapli'nin 1940 yılında çektiği unutulmaz filmi The Great Dictator'un final konuşmasıdır. Zamanın duvarlarını yalayıp geçen bu güzel sözler bana Nazım'ın şu dizelerini hatırlatır 

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan

Akdenize bir kisrak basi gibi uzanan

Bu memleket bizim!

Bilekler kan içinde, disler kenetli

Ayaklar çiplak

Ve ipek bir haliya benzeyen toprak

Bu cehennem, bu cennet bizim!

Kapansin el kapilari bir daha açilmasin

Yok edin insanin insana kullugunu

Bu davet bizim!

Yasamak bir agaç gibi tek ve hür

Ve bir orman gibi kardesçesine
 

Bu hasret bizim.

Birbirini hiç görmemiş, hiç tanımamış bu iki güzel insan bambaşka ülkelerde ve bambaşka dillerde aynı dilekleri yollamışlar gökyüzüne. Boşluğa susmuş seslerini bir uçuruma emanet etmişler sadece. 

Bu topraklar herkesi doyuracak kadar bereketlidir derken Charlie Chaplin 

Ve ipek gibi halıya benzeyen toprak 

Bu cennet bu cehennem bizim derken Nazım Hikmet... 

Ne gariptir ki aslında ikisinin de hayatı düşleri kadar birbirini andırmaktadır. Nazım Hikmet ömrünün on iki yılını hapisanede geçirip yaşamının son senelerinde vatan haini ilan edilip, vatandaşlıktan çıkarılırken. Charlie Chaplin'in de fimleri komunizm propagandası yaptığı gerekçesiyle hakkında karalama kampanyası başlatılmış ve ABD'ye girmesi yasaklanmıştır. 

Biri yarattığı unutulmaz Şarlo karakteriyle dünyayı gülümsetir, diğeri yazdığı şiirlerle dünyaya umut dağıtırken ve belki de kendi hayatlarına dokunamamışlar yaşadıkları fırtınalı ilişkileri, aşkları, evlilikleri, ayrılıklarıyla hiç bilmeden benzer acıları paylaşmışlardır. 

Charlie Chaplin ve Nazım Hikmet 

Onlar düşleri ve kaderleriyle bu dünyaya ait olmayan iki aykırı ruhtur. 

Her insan yaşamı boyunca en az bir kere gökyüzüne dokunma şansı bulur ve çok az kişi orada bir iz bırakabilir. 

İşte bu yüzden yıllar yıllar sonra şimdi sokaklarda avaz avaz bağıranların kendilerini ve dünyayı kirleten sesleri çoktan unutulurken bu iki güzel insanın sözleri gökyüzünden göz kırpan yıldızlar gibi daima parlayacaktır. 

http://www.youtube.com/watch?v=ys7hv-xT0jw 

http://www.youtube.com/watch?v=auATz4HD9aE&feature=related 

Şimdi seçimi dönen kirli oyunları, santajı, sokakları dolduran düşmanlığı bir dakikalığına unutun ve gökyüzüne bakın, başınıza yıldız tozlarının dökülmesine izin vererek. 

Eğer Nazım ve Şarlo geldiyse bu dünyaya, dünya o kadar da kötü bir yer olamaz değil mi? 

Sevgiler
 

 
Toplam blog
: 61
: 1429
Kayıt tarihi
: 30.03.11
 
 

Buraya  cancanlı şeyler yazmayı çok isterdim ama ortalama bir memur maaşıyla geçinen evli ve çocu..