Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yasaklamak Yasaktır

Yasaklamak Yasaktır
 

Hepimizin kendine göre bir düzeni var. Düzen tertipli olmak demek değildir. Büyüklerimiz nedense ısrarla düzen deyince tertip anlıyorlar. Bana göre dağınıklık da bir düzendir. Dağınıklıktan ne anladığımız da önemli. Nasıl ki düzen farklı tertip farklıysa, dağınıklık başka şey pis olmak başka bir şey...

Düzen deyince de aklımıza ilk önce kural geliyor. Öyle çok kuralla yaşıyoruz ki bazen düşünüyorum kuralları nasıl bu kadar çok sahipleniyoruz. Ne çok seviyoruz kurallarla yaşamayı. Herkes normal şartlarda yapması gerekeni yaptıktan sonra kurala ne gerek var? Aslında kabahat kural koyanda değil kural koyduranda biraz da galiba.

Evde konulan kurallar var işte onları hiç anlamam. Mutfakta tek bir tane bulaşık kalmayacak, mutfak her zaman temizlik maddesi reklâmlarında ki gibi pırıl pırıl olacak. Bardak tabak vs bütün mutfak eşyası altılı, sekizli, on ikili, yirmi dörtlü olarak set halinde bulundurulacak ve ailece o nadide eserleri kırmamaya ant içilecek.

Tabak çanağın deseni bozulmasın diye eline pembe eldivenler geçirilip bilmem kaç derece sıcakta bulaşıklar elde yıkanacak. Bulaşık makinası şeker bayramı, kurban bayramı haricinde kullanılmayacak.

Özellikle de kabotaj bayramında...

Her yer her gün süpürülüp çamaşır sularıyla paspas yapılacak. Genelde evin küçük kızının eline bir bez parçası tutuşturulup temizliğe özensiz diye toz alma görevi törenle devredilecek.

Salona girilmeyecek, misafir için sürekli temiz tutulup kapısı kapalı olacak. Evlerde en az altı çift bayan, altı çift erkek misafir için değişik numaralarda terlik bulundurulacak. Kolonya şeker durumları da var ama geçiştiriyorum.. Evde özenle pişirilmiş olan dolma veya tatlı el yordamıyla ağza atılmak suretiyle tadına bakılamayacak.

Sokaklarda da bolca yasak yaşıyoruz. En sık gördüğümüz uyarı levhası, ‘ Çimlere basmayın ‘

İşte burada durmak lazım. İnsanlar emek vermiş güzel görünsün içimiz yeşersin diye çim ekmişler. Sen gidip, ‘ Lap ‘ diye üstüne basarsan adam o levhayı asar,

Millet olarak savaşlarda bile kaybetmediğimiz insanı trafik canavarına kurban veriyoruz, niye ?

Sen çıkıp da, ‘ Trafik ışığı bence fantezi ‘ diye ziyan bir cümle kurabiliyorsan adamlar o trafik ışıklarını koyar.

Trene binip yarı beline kadar kendini dışarı sallandırıyorsan adam kalkıp, ‘ Camlardan sarkmak tehlikeli ve yasaktır ‘ uyarısını koyar.

Sosyal yaşam alanlarında bir km kuyruk varken sen milletten çok akıllıymışsın gibi sıraya girmeden gelip en ön sıraya yerleşmeye çalışırsan adam, ‘ Lütfen sıraya girin ‘ uyarısını yapar.

Bankadan paranı çekip zıplayarak bankadan çıktıktan sonra paranın bir kısmını harcayıp aklın başına gelip bankaya geri koşup veznedara, ‘ Sen eksik para verdin ‘ dersen adam yine uyarı levhasını gözünün önüne koyar, ‘ Paranızı saymadan teslim almayınız ’

Espri yaptığımı sanıyorsunuz ama yapmıyorum. Burada yazdıklarım ve daha fazlası birçok evde ve sokaklarda yaşanan komik öyküler.

Tabi ki biraz kendimizi düzene sokmalıyız. Kurallardan şikâyet ederken önce kendimize çeki düzen vermeliyiz. Eminim kural koyucular da kural koymaya hiç meraklı değillerdir. Hatta bazılarının içlerinden söylendikleri bile rivayet olunur.

Yasaklamak yasaktır!

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..