Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Aile Travma Etkileri 1

Aile Travma Etkileri 1
 

Aile travma etkileri;  Almanya da Familien Aufstellung adıyla bilinen, Türkiye de farklı isimlerle adlandırılan bu yöntem, alman bir psikoterapist olan bert helinger tarafından sistemleştirilmiş bir bilgidir.  Bilgidir diyorum çünkü buna tam bir isim vermek biraz zor. Felsefe, kadim öğreti, yaşam biçimi, kolektif bilinç, morfogenetik alan, spiritüelizm, sufizim ve daha bir çok şeyi içine alıyor. 30 yıldır dünyada ve yakın zamanlarda da ülkemizde aile travmalarını şifalandırma amacı ile yapılan bir çalışmadır.

Belki de Adem den başlayıp günümüze kadar gelen, ve yaşamın sonuna kadar da devam edecek olan gensel bir aktarımdır Aile Travma Etkileri.

Aile bireyleri birbirlerine görünmez bir bağ ile bağlıdır. Bu bağ, nasıl ki fiziksel ve karakteristik bir takım özelliklerimizi genler ile bize yansıtıyorsa, aynı şekilde köklerimizin kaderlerini de bizlere yansıtıyor. Göz rengimizi saç rengimizi, farklı huylarımızı yeteneklerimizi aile atalarından miras alırken, beraberinde onların kaderlerini de alıyoruz.

Ebeveynler, dayı, amca, teyze, hala, dede, büyükanne hatta Anadolu tabiri ile yedi göbek üstümüzden bile sirayet edebilen bir kader takibidir bu.

Kısacası yaşadığımız hayatlar büyük oranda kendi seçimlerimizle gerçekleşmiyor. Yazılmış senaryoları yaşıyoruz. Birisi dedesinin senaryosunu yaşarken bir başkası büyük annesininkini yaşayabiliyor.

Bu sistemde daha çok negatif eylemler çalışıyor. 
Örneğin terk etmeler, (edilmeler) boşanmalar, iflaslar, miras haksızlıkları, (eden-edilen) dışlamalar, (dışlanan-dışlayan) cinayetler, (kurban-katil) trajik ölümler başı çekiyor.
Burada köklerimizden bir aile bireyi, (yedi göbek yukarıya kadar çıkar) bu ya da bunun gibi olumsuz fiillere maruz kalmış ya da fiili bizzat kendisi işlemiş olabilir.
İşte burada kolektif vicdan dediğimiz evren yasası harekete geçiyor. Sürekli bir biçimde alt nesillerden tıpkı bozuk bir plak gibi diyetini tahsil ediyor. Ta ki siz, dönüp duran bu bozuk plağı gramofonun iğnesinden kurtarıncaya dek.

Bu travma takibi bizlerin kontrolünde  gerçekleşmez. Bireysel olarak bilinçli seçimlerimiz değildir. Enerjisel bir aktarımla nesilden nesile geçer.

Buna haksızlık olarak bakabilirsiniz. Neden ben dedemin günahını çekeyim gibi düşünebilirsiniz. Buradaki felsefeyi iyi kavrayabilirseniz, evrensel bir adaletin varlığını da  görebilirsiniz.

Bu felsefenin temelinde helalleşmek, affetmek, dışlanmışı yeniden kabul etmek, anlamak, anlayış göstermek var. En önemliside bize ait olmayan ancak farkında olmadan taşımaya gönüllü olduğumuz yükleri sahiplerine iade etmek vermek var. Şifalanma da bunların üzerinden gerçekleşiyor.

Hımm bu kadar mı yani? Dediğinizi duyar gibiyim. Evet temel olarak bu kadar ancak, iş bunu hayata geçirmeye gelince sanıldığı kadar kolay olmayabiliyor.

Örneğin; aile üyelerinizden biri; anne, baba, abla, abi, dede, büyükanne, amca, dayı, hala, teyze v.s sizin ya da çekirdek ailenizin hayatını cehenneme çeviren, yaşamlarınızı ciddi yıkımlara uğratan biri mutlaka vardır. (her zaman böyle biri olur). Şimdi bu çok haz etmediğiniz aile üyenizi gözünüzde canlandırın ve yaptıklarını düşünün. Size ya da ailenize çektirdiği acıları, maddi manevi uğrattığı kayıpları hatırlayın. Şimdide ona sarıldığınızı, yargılamadığınızı düşünün. Öfke duymadan onu olduğu gibi sevdiğinizi ve kabul ettiğinizi hayal edin.

Oldu mu? Başarabildiniz mi? Evet diyorsanız, bu konuda çok iyisiniz ve muhtemelen o kişiden bu konuyla ilgili hiçbir kader mirasınız yok demektir. Ancak bu durum genelde böyle olmuyor. Çoğu insan bunu başaramıyor. İçsel kızgınlıklar ve dışlamalar insanların genelinde hüküm sürüyor.

                    *********

Bu çalışma grupla ya da bireysel yapılabiliyor. Ben grupla yapılanı tercih ediyorum. Bu şekilde Etkileri daha iyi gözlemleyebiliyorsunuz.

Süreç şöyle işler; örneğin parasal bir problemle aile travma etkileri uygulayıcısına gittiniz. Probleminizin ne olduğunu söylersiniz, uygulayıcıda grup içinden temsilciler seçmenizi ister. Siz, kendiniz ve çekirdek aileniz için birer temsilci seçersiniz uygulayıcının yanına oturursunuz. Sizi ve ailenizi hiç tanımayan  probleminizi bilmeyen bu temsilciler sizin aile enerjinizi yaşamaya başlarlar. Sanki ortada bir oyun sergilenir ve bu oyun size çok tanıdık gelir. Bu temsilciler neredeyse anneniz, babanız ve sizin gibi davranmaya başlarlar. Yaşananların sonunda parasal sorunun neyle alakalı olduğu ortaya çıkar ve siz bunu dışarıdan gözlemleme şansına sahip olursunuz. İşte buradan sonrası tamamen sizinle alakalıdır. Gördüklerinizi fark edip anlayabilirseniz, uygulayıcının şifalanmanızla ilgili size yaptığı önerileri içselleştirebilirseniz yaşadığınız mali problem ile ilgili şifalanma da yan etki olarak gerçekleşecektir.

Aile travma etkileri, öğrenilebilir ve uygulanabilir bir çalışmadır. Danışanlar üzerinde uygulama yapabilmek için uzun bir eğitim sürecinden geçmeniz, ama önce büyük ölçüde kendi yüklerinizden arınmanız gerekiyor. Ancak herkes uygulatabilir.

Yaşam yolculuğunda bu bilgiye ulaşma şansına sahip olmuş olan birileri bu aktarımı kesecektir, kendi özgün senaryosunu yaşayacaktır. Fakat kendi senaryosunun yeni aktarımı kendi alt nesillerinde yeniden başlayacaktır. Buna engel olmak imkansız gibi bir şey. Diğer türlüsü, tüm insanlığın sonsuz adalet, affedicilik, sıfır yargı, toplumsal etik kurallara yüzde yüz sahip olması, sonsuz bir tevekkül, anlayış ve sevginin hüküm sürdüğü, maddenin değersiz olduğu manada hayat bulduğu, kısacası fenadan bekaya geçişi olur du ki, bu da insanlıktan çıkıp melekler alemine geçmek gibi bir şey olurdu şüphesiz.

Zaten bu kadarına da gerek yok  insanlığımızı insan gibi yaşayıp, bize verilen emaneti kainat ayeti ile hakkıyla taşıyabilirsek yine de büyük başarı.

Aile Travma Etkilerini şifalandırmada En önemli kural; ataya saygıdır.

Ata; anne babadan başlayıp yukarı doğru giden uzun bir silsile. Ancak bizden önceki ilk üç göbek, bizim için önem arz eder. Yukarı çıktıkça, enerji aktarımı azalmaya başlar. İlk 3 göbekte nelerin yaşandığını genel hatları ile bilebiliriz. Savaşlar, göçler, kayıplar, trajediler v.s

Yaşamımızı borçlu olduğumuz atalarımızın yaşamış olduğu acılar bizleri bağlar mı?

Evet, bir bakıma bağlar. Ortalama 100 yıllık bir serüveni (3 göbek) detayları ile bilmemiz çoğunlukla mümkün değildir ama köklerde yaşanan sıra dışı olayları bilmemiz işimizi büyük ölçüde kolaylaştırır.

Köklerinde, topraklarından göç etmek zorunda kalmış biri, bir işte bir türlü dikiş tutturamayabilir ya da savaş kayıpları olan biri yaşamda sürekli kaybeden bir rol üstlenebilir. Bunlar tamamen örnektir, sorunlar çok farklı şekilde de nüksedebilir.

Buradaki püf nokta, köklerde yaşanan trajik olayı fark ederek, geçmişte yaşamış olan ataları onurlandırmak ve onların enerji sarmalından çıkmaktır.

Bu atalar,  etik olarak affedilmez gibi görünen, büyük suçlar işlemiş olan birileri olabilir. Bu, sizden çok önce yaşamış bir atanız yada daha yakınlardaki büyük anne/büyük baba olabilir. Hiç farketmez. İçinizde nefret yada kızgınlık tohumu barındırdığınız sürece o sarmaldan çıkamazsınız.

Onlar ne yaşadıysa kedilerini bağlar. Onlara karşı tamamen nötr olmanız gerekiyor. Hatırlanmalılar, yad edilmeliler. En üstten en alta doğru.

Sonuçta ebeveynleriniz ne yaşadılarsa, kendi ebeveynlerinden taşıdıklarıyla yaşadılar. Ve onlarda diğerlerinden aldıklarıyla.

Eğer siz geçmiş köklerinizden taşıdıklarınızı tam bir biçimde şifalandırmayı başarırsanız, bu diğer aile bireylerinizde de bir domino etkisi yaratacaktır. Yani sizin büyükannenizle ulaştığınız bir çözüm annenizi hatta kardeşlerinizi etkileyebilir. Anne /baba ile olan probleminizi şifalandırabilir.

Bu çalışma bir seferde sonuçlanacağı gibi onlarca çalışmada gerektirebilir. Bu, geçmişte yaşanmış olan olayın içeriği, derinliği ile ilgili olarak değişiklik gösterir.

Birkaç nesil önce yaşamış atalarınız, sizin dünya görüşünüzde hatta mensup olduğunuz dine mensup olmayabilirler. Sizin şu anki değer yargılarınıza ters düşen insanlar olabilirler. Bir savaş suçlusu bile olabilirler.

Bunun için yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Ama kendiniz için yapabileceğiniz bir şey var. Ne ve kim olurlarsa olsunlar onlar sizin atalarınız bunu değiştiremezsiniz. Onları kimliklerinden veya yaptıklarından dolayı yargılama gibi bir hakkınız yok. Tanrı size bu izni vermez.

Atalarınızdan nefret ederseniz, dışlarsanız, inkar ederseniz aktarım devam eder. İlişki, aile, para, sağlık gibi sorunlarla boğuşmaya devam edersiniz.

Yargılayanında bağışlayanın da sadece Allah olduğunu hatırlayıp, onların kaderlerine saygı duymak, atalarınız olduğu gerçeğini reddetmemek aile yada toplumca dışlanmalarına sebep olan olayları onayladığınızı göstermez. Sadece atalarınıza saygı duyduğunuzu gösterir.

Kuran da geçen Yusuf un hikayesi, bu öğretinin aslında oldukça derin ve kadim olduğunu ispatlayarak beni etkiler. Bilirsiniz Yusuf kendisini kuyuya atıp öldürmek isteyen kardeşlerini dışlamamış, kin duymamış ve affetmişti. ‘’O peygamberdi’’ derseniz, ben de ‘’ama duyguları olan bir insandı derim’’.

Hulasa, geçmişle barışarak hem kendi kodlarımızı hem de kendimizden sonra gelecek olan nesillerin genlerine işleyecek olan ağır kaderleri değiştirebiliyoruz.

Problemleri çözmeye, özgürleşmeye ve kendi senaryonuzu yaşamaya hazırsanız hadi başlayalım…

Devam edecek…

 

 

 
Toplam blog
: 15
: 539
Kayıt tarihi
: 14.09.12
 
 

Kalıtsal Aile Travmaları Terapisti / Yaşam Koçu ..