Yaşananları yorumlamak mı zor yoksa anlamak mı?

Ülkemizde gündem bir türlü durulmuyor. Siyaset ve tansiyon bir türlü düşmüyor. Hatta gittikçe daha sıcak hale geliyor. Dokunan yanıyor. Peki bizler normal vatandaşlar bu olanlar karşısında ne yapmamız gerekiyor?

Olayları ve yaşananları nasıl anlayacağız ve nasıl yorumlayacağız. Tepkilerimizi neye göre göstereceğiz. Yargıya ve adalete nasıl bakacağız. Bu bir intikam mücadelesi midir yoksa gerçekten bir adalet savaşı mıdır?

Burada dikkatli olmalıyız çünkü işin içine birileri çomak sokuyor ve kazanın altındaki ateşi körüklemeye başladı. Aman deyin çünkü bu kazan hepimizi birden yakacak kadar sıcak olacak. Zira birileri birilerine destek olmak için değil sadece provakasyon amaçlı destek çıkacak. Bunu medyayı ve televizyonu hatta sivil halkı kullanarak yapacak.

Devlete ve devletin mekanizmalarına karşı çok tehlikeli oyunlar dönmeye başladı. Bu oyunlar millet olarak hepimize ve özellikle ülkermize karşı yapılan eylemlere dönüşecek.

İşte burada ihtiyatlı olup adaletin gerçekleşmesini beklemek gerekecek. Herşeyin ak mı yoksa kara mı olduğu bu sürecin sonunda belli olacak. Asla tahriklere ve kışkırtmalara gelmeyelim. Ön yargılarla yaklaşmak ve bu önyargılarla hareket etmek bizlere ve ülkemize büyük zararlar verebilir. Ülkemiz üzerinde oynan oyunların en tehlikelisi budur.

Yarınlarımıza emin adımlarla ilerlemek ve geleceğimizde güçlü bir Türkiye olması içn asla bu tür akımlara fırsat vermeyelim. Birileri çıkıp televizyonlarda erken destek çağrılarında bulunabilir. Hatta bunu bildik ve aşina insanlara yaptırabilirler. Ama kara bir kutunun içini kimse bilmiyor ve içini bilmediğiniz bir kutunun içine asla girmeyin.

İşte bütün bunların ışığı altında olanları yorumlamak değil esas olarak anlamak daha zordur. Sakin kalıp sağ duyuyla hareket etmek hem bizim hem de ülkemiz için iyi olacaktır.